- 364 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BEKLENMEYEN MİSAFİR Bölüm – 4
BEKLENMEYEN MİSAFİR
Bölüm – 4
Fındıkzade’de servisten inen Eda, caddenin karşı tarafına geçerek, Vatan caddesine inen yolda yürümeye başladı. Soldan ikinci sokağa girdi ve bir apartmanın önünde durarak, abisinin oturduğu dairenin zilini çaldı. Megafondan ‘’kim o’’ sesini duyunca hemen cevap verdi, ‘’ Benim yenge Eda.’’
Dış kapının açıldığını belirten çıt sesini duydu kapıyı iterek içeri girdi. Bir an asansöre baktıktan sonra, derin bir nefes alarak merdivenlere yöneldi. Üç katı çıkmak onun için çocuk oyuncağı idi.
Yengesi kapıda bekliyordu, Eda her zaman yaptığı gibi, ‘’ Benden küçük yenge ben geldim.’’
‘’ Gel Eda’cığım, önce şu terlikleri ayağına geçir.’’
‘’ Abim nerede?’’
‘’ Nerede olacak, televizyonun karşısında.’’
‘’ Yenge, abim neden üçüncü katta bir dairede oturmak için ısrar ediyor anlayamıyorum.’’
‘’ Onu bana değil abine sor Eda?’’
Eda oyalanmadan salona geçti, abisi tekerlekli sandalyesinde oturmuş televizyonda film seyrediyordu.
‘’ Abi ben geldim.’’
Dikkatini seyrettiği filmden zorlukla ayıran abisi,
‘’ Eda, sen Kars’ta değil miydin hangi ara buraya geldin?’’
‘’ Tayinim buraya çıktı abi, hem de kimin yanına bil bakalım?’’
‘’ Sakın bana babamın yanına çıktı deme, sana acırım doğrusu. O adamla yüz, yüze çalışmak senin için zor olacak.’’
‘’ Bak abi sana karşı gelmek benim haddime değil ama babama haksızlık yapmıyor muyuz?’’
‘’ Bunu seninle defalarca tartıştık. Bir daha tartışmak istemiyorum. Benim Sedat Diye bir babam yok. Annem onun yüzünden ölmedi mi?’’
‘’ Hayır abi, annem babamın yüzünden ölmedi Anneannem ve dedemin yüzünden öldü. Buraya babamı tartışmak için gelmedim. Sizi görmeye geldim. Biraz oturup gideceğim. Hay Allah, niye geldiğimi de unutturdun bana, hani senin bir arkadaşın vardı her şeyi bilen?’’
‘’ Korsan Mertol’dan mı bahsediyorsun?’’
‘’ Evet, abi birisi hakkında bilgi almam lazım.’’
‘’ Bak kızım o tekin adam değildir. Sana ukalalık yapar, öyle bir şeye kalkıştı mı ona deki onun selamı var. Gerisine karışma. Ayten, kâğıt kalem getir, adamın iş yeri İran Konsolosluğunun arkasındaki sokakta bir hanın ikinci katında. Ben kendisini ararım. Yarın mı gideceksin?’’
‘’ Evet abi.’’
‘’ Fazla geçe kalma.’’
‘’ Olur abi şimdi bana müsaade ben kalkayım.’’
Seni bu saatte göndermem Eda, akşam yemeğini hep beraber yeriz, bu akşam bizde kalırsın. Diye konuştu yengesi.
‘’ Yenge daha çok geleceğim buraya ama bir arkadaşıma söz vermek zorunda kaldım. Telefon numarasını da bilmiyorum. Eğer gitmezsem bütün birimi ayağa kaldırır. Görüşürüz abi. İyi geceler.’’
‘’ Güle, güle kardeşim.’’
2
Heval, bir karış suratla kapıyı açtı, ‘’ Nerede kaldın Eda. Yemekler buz gibi oldu.’’
‘’ Benim yüreğim soğudu abla, yemekler soğumuş çok mu? Yine kapıştık abimle. Kör şeytan bir daha kapısını açma diyor ama çalacak başka kapım yok.’’
‘’ Beni üzüyorsun Eda, bu kapı sana her zaman ardına kadar açık. Babanda var, neyse yemekleri ısıtalım. Senin için balık kızarttım yanına da salata. Yemekten sonrada geçeriz televizyonun karşısına, ne gam kalır ne de keder. Şimdiden hazırlan, yarın işten çıktık mı doğu Büşra’ya gideriz. Melek gibi bir kızı var. Kıymet, Kıymet’inde bir hikâyesi var. Büşra’nın ağzından dinleriz. Hala gülmezsen şimdi seni gıdıklarım.
Yemekten sonra, kahvelerimizi de yanımıza alarak televizyonun karşısına oturduk. Kısa süren kumandayı kullanma mücadelesinden sonra, seçtiğimiz fili seyretmeye başladık. Hoş bir filmle gecenin kapanışı güzel oldu.
Asayişten içeri girerken Eda,
‘’ Baş komiserim, bu gün seninle bir yere gideceğiz haberin olsun.’’
‘’ Nereye de gideceğimizi söyler misin Eda Komiser?’’
‘’ Gidince görürsünüz efendim.’’
Heval Baş komiser arkadaşlarının yanına giderken,
Ben babamın bulunduğu istikamete doğru yürümeye başladım. Kapısını tıklatıp, gir sesini duyduktan sonra, yanına kadar gittim. Gelenin kim olduğuna hiç bakmadan, ‘’ Otur Eda Komiser, dün iyi iş çıkarmışsın. Seninle gururlandım doğrusu.’’
‘’ Konuşmak istediğim konu işle ilgili konu değil baba. Aile meselesi.’’
Babam elindeki kalemi bırakıp bana bakmaya başladı. ‘’ Konu abim,’’ dedim. Abim sözünü duyunca şaşaladığını fark ettim.
‘’ Abin memlekette değil mi? Burada olduğundan benim niye haberim yok?’’
‘’ Öyle istediği için baba, ona biraz zaman tanı ama bu da o kadar önemli değil. Daha önemlisi abim geçirdiği trafik kazasından sonra, tekerlekli sandalyeye bağlı bir kötürüm olarak yaşıyor.’’
‘’ Eda, niye benim bu olanlardan haberim yok? Ne yer, ne içer? Kim bakar? Tek başına hayatını nasıl idame ettiriyor?’’
‘’ Tek başına değil baba, abim geçen sene evlendi. Yengem gündüz çalışıyor. O kadarını biliyorum, ben elimden geldiği kadar yardım etmeye çalışıyorum.’’
‘’ Bak kızım beni en kısa zamanda abinin yanına götüreceksin. Abinin durumunu doktor arkadaşlarla konuşacağım. El birliği ile abini iyi edeceğiz ama sana çok iş düşecek.’’
‘’ Elimden geleni seve, seve yaparım baba. Bunları daha sonra uzun, uzun konuşuruz. Ben arkadaşlarımın yanına gidiyorum, kaytarıyor demesinler.’’
‘’ Dikkatli ol kızım.’’
3
Heval,
‘’ Arkadaşlar, herkes işinin başına, devriyeye ben Eda ile çıkacağım ufak bir işimiz varda.’’
Büşra,
‘’ Hani Eda benim yanımda devriyeye çıkacaktı?’’
Heval,
‘’ Bu seferlik izin ver bende kalsın canım.’’
‘’ Tamam, al tepe, tepe kullan ama eskitme.’’
Eda,
‘’ Hadi çıkalım mı? Vakit kaybetmeye gelmez.’’
Bu seferde Hansa lafa karıştı,
‘’ Siz ikiniz ne işler karıştırıyorsunuz?’’
Heval, hemen cevap verdi, ‘’ Valla bu sefer ne iş karıştırdığımızı ben de bilmiyorum. Takıldık peşine gidiyoruz. Bu akşam sendeyiz Büşra ona göre?’’
‘’ Sen iyi misin Heval, ben Hansa’yım.’’
‘’ Bende kafa mı bıraktınız. Büşra sana söylüyorum Bu akşam sendeyiz.’’
‘’ Bir tabak çorba neyinize yetmez, yanına bir bardak su yeter artar bile.’’
‘’ Sen öyle san kızım, yatıya geliyoruz. Kaytaramazsın. Birkan’nın gece çalıştığını biliyoruz.’’
‘’ Şunlara bak ya, bizimkinin vardiyasını benden iyi biliyorlar.’’
Eda,
‘’ Siz hep böyle misiniz Allah aşkına, ne zaman ciddi, ne zaman şaka yaptığınız anlaşılmıyor.’’
Büşra ciddileşerek,
‘’ Bizim yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez. Sende zamanla bize alışırsın. Hadi nereye gidecekseniz gidin.’’
Devamı var