- 675 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ÖYLESİNE BİR YAZI
Son zamanlarda en çok kendime yabancılaştım. Nereye gittiğini bilmediğim, sonunu görmeyi de merak etmediğim uzun bir yoldayım sanki. Havalar soğuyor, insanlar da gün geçtikçe bu soğukluktan payına düşeni alıyor. Derler ya ruh halimizi etkiler, belki de bu sebeptendir yazıya bu kadar karamsar başlamam.
21 yaşındayım, güzel bir geleceğim olduğuna inanıyorum. Şimdiye kadar hep parlak bir öğrenciydim, bunun karşılığını da aldım. Kendimle ilgili bir sürü şey yazıp gereksiz bilgi yığınına dönüştürmek istemem yazıyı. Sadece ne hissettiğimi söyleyip, biraz da düşüncelerimden bahsedip sayfayı kapatacağım.
Sabah yeni bir günün başlangıcıdır, oysa ben uyanmakta bile zorluk çekiyorum. Çay ve kahvenin haddi hesabı yok. Gün sonunda bu enerjisizliğin sonucu olarak yorgun bir şekilde eve dönüyorum. Okuduğum derslerin, yoğun bir temponun sonucu olabilir. Açıkçası tüm bu yoğunluğa rağmen mesleğin kutsallığı beni motive ediyor. Aslında tipik bir bölüm öğrencisi sayılırım.
Geçenlerde akademisyenlerimizden birine ait iki kitap imzalattım. Benim örnek aldığım birisidir, işini severek ve aynı zamanda hakkını vererek yapan biri ki aslında hepimizin olması gereken bir model değil midir? Konu ise biyolojik ritim ve uyku. Hayatımızı düzene koymak için olmazsa olmazlardan iki tanesi aslında. Umarım değeri anlaşılır.
Ve bugünlerde insanın, ve en çok da hayatın kıymeti anlaşılmıyor. Ülkemizdeki gündem ise bambaşka, bu konuya girip yazıyı uzatmayacağım. Sadece diyeceğim şudur ki, biraz bilim ve biraz merhamet bize iyi gelecek.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.