- 367 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Zamana Saygı
Değerli Dostlar; sizlerle günümüz toplum ve bireyleri için çok önemli bir konudan bahsedelim istedim."Zamana saygı"
Buna zaman yönetimi diyebiliriz. Zamanı yönetebilmek ve verimli kullanmak hem toplum hem de birey için önem arz eder.
Günümüzün en büyük problemi zaman yönetimi. Gün 28 saat olsa da, ay 35 gün olsa da hep yetmeyecek, işler yetişmeyecek gibi geliyor. İş temposu ve gündelik hayatın karmaşası içinde zamanınızı ayarladığınız takdirde verimli bir iş hayatına sahip olacağınız kaçınılmaz bir gerçektir.
İnsanoğlu zamanı eline geçmiş çok büyük ve sınırsız bir şeymiş gibi kullanıp çarçur ediyor. Oysa ki zaman, kısıtlı ve bir o kadarda değerli bir kaynaktır. Hayattan daha fazlasını almak için zamanı en verimli şekilde değerlendirebilmek ve ‘’öncelikleri’’ doğru belirleyip ona göre davranmak gerekir. Önem verilen şeyleri ilk önce bitirmek ve geri kalan zamanda da diğer işleri yapmak. İşte zaman yönetiminin esasını budur.
Her sabah hesabınıza 86.400 TL yatıran bir banka düşünün. Gün boyu istediğiniz kadar parayı harcamakta veya harcamamakta serbestsiniz. Parayı istediğiniz şekilde kullanabilirsiniz. Oyunun sadece tek bir koşulu var: harcamayı başaramadığınız meblağ ertesi güne devretmez, akşam hesabınızdan geri çekilir ve bu paranın hiç bir bölümünü ne sebeple olursa olsun saklayamazsınız. Bir önceki günün tutarının tamamını harcamış veya hiçbir bölümünü harcamamış da olsanız ertesi sabah hesabınızda yine 86.400 TL bulacaksınız. Nasıl keyifli değil mi ?.. Farkında olsanız da olmasanız da aslında hepimizin böyle bir bankası var.. Adı ”ZAMAN” Her sabah 86.400 SANİYE hesabınıza yatıyor ve o gün daha fazlasını asla harcayamıyorsunuz. Kullanamadığınız kısım ise akıp gidiyor ve hesabınızdan siliniyor, hiç devretmiyor. Her gün size yeni bir hesap açılıyor,her akşam günün bakiyesi siliniyor.. Eğer günlük hesabınızı kullanmadıysanız, bu zarar sizindir, geriye dönüş yok, yarından avans çekmek yok.. Bugünü, bugünkü hesaptan yaşamalısınız.. ZAMAN hiç kimseyi beklemez.. Dün artık mazi oldu.. Yarın ise muamma.. Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır..
Bir Alman Hocanın Zamanı Verimli Kullanma Hikâyesi
Almanca dil kursuna giden bir Türk öğrencinin yaşadıklar:
Hoca çok disiplinli biriydi. Bilhassa zaman açısından hiç müsamahası yoktu. Bir hafta boyunca, kimin ne kadar dakika geç geldiğini tespit ediyor ve onları geç kaldıkları süre kadar sınıfta tutuyordu. Tabii, bu durum zaten kursa zor zaman ayırmış iş sahiplerinin hiçte hoşuna gitmiyordu. Bir gün haftalık cezası 18 dakika tutan bir arkadaş kızarak şöyle dedi:
- Nerdeyse saniyeleri de hesap edeceksiniz. Neyse hatırınız için bir başka zaman on dakika sınıfta kalayım. Şimdi çok acil bir işim var…
Yaşlı Alman gözlerini kırpıştırarak bir süre arkadaşı süzdü ve şöyle konuştu:
-Olmaz. Çünkü siz acil işlerinize bu kadar önem vermiş olsaydınız, şimdi benden 18 dakikalık bu cezayı almazdınız. Zira ders de sizin için günlük, saatli bir işti. Bu bakımdan şimdi kalacaksınız ve 18 dakikalık bir ders vereceğim size. Belli ki, hoca da kızmıştı. Ben de merak ederek kaldım sınıfta.
Şöyle devan etti:
- Arkadaşlar zamanı iyi kullanmıyorsunuz. Bir broşür göstererek şuna bakınız. Lütfen, dedi. Bu bir tren tarifesiydi. Arkadaş göz ucuyla bakıp iade edecekti ki, “hayır daha iyi incelemenizi istiyorum” dedi. Trenlerin kalkış ve varış saatleri değişik ve karmaşıktı. Mesela kalkış 18:18 idi, 21:35’ti. Varışlar da hep öyleydi. 12:46 ve 09:27 idi.
Cezalı arkadaş şöyle dedi:
-Bakınız, işte burada Avrupalı kafanın mantıksızlığı açıkça görünüyor. Ne demek yani 18 geçeler,38 geçeler… Şuna üç buçuk, dört buçuk deseniz olmaz mı?
Hiç olmazsa çeyrek deseniz de, hem de akılda kalacak bir sayı ve saat olsa…
Yaşlı alman belli belirsiz bir tebessümle şöyle dedi:
-Kendinize hakaret etmeyin. Çünkü bu tarifenin böyle düzenlenmiş olması “Avrupalı kafa”nın mantıksızlığı değil “Müslüman kafa”nın tutarlılığıdır. Çünkü biz zamanı kullanmayı Müslümanlardan öğrenmişizdir. İşte bu tren tarifesi de aynı anlayışın bir örneğidir.
-Siz Müslümanların ibadetlerinde yer önemli değildir. Dünyanın her yerinde ibadet edilebilir; ama zaman çok önemlidir. Çünkü her ibadetin kendine ait bir vakti vardır. Hatta bu vakit, ibadetin şartıdır. İbadetlerin vakti de bizim tren tarifesi gibi hep böyle 18,17,13 geçelerdir. Üstelik bu vakitler de sürekli değişirler. Böylece de Müslümanlar her gün değişmekte olan zamana karşı uyanık durmakta, zamanın kıymetini anlamakta ve onu iyi değerlendirmek üzere hazırlanmaktadır. Bizim zamana bakışımızın ilham kaynağı Müslümanlardır.
Yaşlı Alman Hoca “çıkabilirsiniz” dediği zaman hepimiz tarifi imkânsız mahcubiyet içindeydik. ( Hikaye alıntıdır.)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.