- 402 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yalnızlık
Sana gelen sokaklarda kayboluyorum. Bilmiyorum ki ben neredeyim. Geçtiğim yol çetrefilli bir yerden ibaret, caddeler sokakları takip ederken, kayıp yollar gidiyor şehrimin altından. İzlerini gizlemiş bir kent, altından. Öyle değerli ki herkes onu arıyor. Bense biliyorum onun nerede olduğunu, ama bulamıyorum kendimi. Kentimi inşa ettim bu kutsal kentin gölgesine. Yüzünü bana çevirdikçe güneş doğdu, ne zaman sırtını dönse yalnız bir harabe. Kentim ile kendisi arasında bir yol var ki meşakkatli dar bir zincirden ibaret. Halatlar sanki geriyor bedenimi ve bu kutsal yolun üzerinde birden fazla gemi iskeleti. Korkutuyor beni bu kaybolmuşluk. Beni meçhule mi sürüklüyor, bilemiyorum. Kör bir baykuşa soruyorum nehrin yerini. “Geç önce yalnızlıktan sonra arınırsın” diyor. Vardığımda kayboluyorum yalnızlığa. “Burası benim bildiğim yer değil.” Ağaçlar dalında bir ip sunuyor ve diyor ki “Bu yol çok çetrefil sen önce öl, sonra yaşa!” Elimde bir ip ile nehrin yolunu arıyorum. Anlıyorum ki bu benim bildiğim yalnızlık değil.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.