- 461 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GELDİN (2)
Sevdam;
Ya ben seni çok fazla büyütüyorum kendimde ya da sen gittikçe çoğalan bir çağlayansın benliğimde. Susadıkça anarak içtiğim, içtikçe ferahladığım ferahladıkça daha çok içime işleyen bir akarsu misali sızıyorsun sevdiğim.
Bir bilinmez sevdadır beni benden alan. Ama öyle bir sevda ki ne olduğunu kestiremiyorum. Gittikçe saplantı haline gelen, gün geçtikçe beni kendine esir eden bir sevgidir bu. Nerden bilirdim ki seni tanıyınca sende kaybolacağım! Sevda bu muydu? Sevmek dediğin şey böyle aniden mi gelir de bulurdu insanı? Ben nede çok yabancılaşmışım sevdaya? Peki ya sevda ateşinde yanmak acıtmaz mıydı insanın canını? Tam tersi insanın canına can mı katardı? Ne yaşarsa yaşasın insan, en acı verici unsurlara bile mutluluk yükleyebilir miydi insan? Peki, ben bu muydum? Bu kadar aciz, bu kadar çaresiz ve bir o kadar yalın mıydım? Nasıl yıkıverdim tüm tabularımı? Sen gizlice nasıl oldu da bendeki bin bir emekle yaptığım duvarları yıkabildin? Ve yıktığın tüm duvarların yerine bu sevdayı nasıl yerleştirdin? Sahi ben tamamen kapamıştım bu sevda denen sayfayı. Hem de hiç açmamak üzere. Nasıl oldu da çeliştim, bu denli kendimle? Sevda denen bu olgu içten içe pişiyor benliğimi. Sevgin bir yağmur misali yağıyor yüreğime. Nasıl ve neden oldu bilmiyorum ama öyle bir ufuk açıtın ki bana hayata gülen gözlerle bakabiliyorum (yeniden).
...İPEK KALKAN...