Gece Kuşları

• 12 Kasım 2019 Salı 14:58:37

Sanır mısınız sadece yarasalar gece uyumaz. Şimdiye kadar tanıştığım gazeteciler ve yazarlar, en verimli zamanlarının gece olduğunu, yazılarını hep gece yazdıklarını söylemişlerdir.
Derin bir sessizlik ve sadece lokomotif gibi çalışan sorumlu ve sorunlu beyinler ayakta. Sessiz, ıssız ortamda hayatı gözden geçiriyorlar. Görsel ve algısal yapılarıyla adeta baykuşları anımsatıyorlar. Gözleri kapalı ama dimdik ayaktalar. Kafalarındaki tilkileri yakalamanın basın yansımalarını ve planlarını yapıyorlar.
Baykuşlar uykuda numarası yaparlar.
En ufak tıkırtı da gözleri birden açılır, güçlü algılarıyla tehlikeleri önceden sezebilirler.
Bu nedenle gece kuşlarını baykuşlara benzetirim.
Toplumun en alt kademesinden en üst kademesine kadar toplumsal sorunları kendi dertleri gibi algılar, bunun üzerine yorumlarda bulunurlar.
Gece kuşlarının, algıları sürekli açıktır.
Hiçbir sırrın saklı kalamayacağı gerçeği ve haber alma özgürlüğünün (Anayasanın 26.maddesi; Herkesin düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.) var oluşu insanoğlunun gizemleri çözümleme ve açığa çıkarmadaki merakından dolayı medya hep önem kazanmıştır.Medya her zaman heyecanı, duygu ve düşünceleri paylaşmak, haber almak, haber vermek gibi istekleri yerine getirmiştir.
Medyanın tek hedefi karşı taraftaki gözün, kendi bakış açısı dışında diğer insanların dünyaya nasıl baktıklarını sağlamak ve meraklarını gidermek olmuştur.
Medya çalışanları yasaların kendilerine verdiği yetkiler çerçevesinde haberi özgür, tarafsız bir gözle okuyucusuna ilettiği zaman, yaşanılan birçok olayın aydınlanmasına, insanların gerçekleri öğrenmesini sağlamış olurlar.
2018 yılı için Gazetecileri Koruma Komitesinin (CPJ) verilerine göre dünyada tutuklu gazeteciler sayısında Türkiye üçüncü sırada yer almaktadır.
Bu ülkemiz için vahim bir durum değimlidir?
Dünya da ve ülkemizde davalarla susturulan, içeri atılan, öldürülen gazeteciler, iktidarların ve bazı erk sahiplerinin kendi otoritelerini koruma politikalarının bir ürünüdür.
Gerçekler, polisiye tedbirlerle bastırılmaya, önü kesilmeye çalışıldıkça daha da gizemini artırmakta, medya çalışanlarını bu yönde daha çok gizli kapaklı yürütülen işleri ortaya çıkarmaya zorlamaktadır.
Topluma ışık tutan gazetecilerden halkın beklentisi hep, gizli kapaklı halkın aleyhine karanlık odalarda yürütülen işleri ortaya çıkarmak olmuştur.
Maalesef dünyanın her tarafında gazeteciler aşırı baskı, gözdağı, hapse atılmalar, yargısız infazlar yüzünden mesleklerini icra edemez hale gelmişlerdir.
Bütün bu gelişmelere rağmen her türlü baskı ve zorbalık, yargısız infazlar hiçbir zaman ışığa engel olamamıştır.
Halkın bilgi edinemediği bir toplumda daima olumsuzlukların karşısında saf tutan yazar, gazeteci ve araştırmacılar baskılara rağmen hiç bir zaman geri adım atmamışlardır.
Her zaman çağdaş demokrasilerin, hukuk ilkelerinin ve özgür toplumların sesi, kulağı ve dili olmuşlardır.
Bu nedenle; Gece kuşları daha çok yeri aydınlatmak için hep ışığa doğru koşmaya devam edeceklerdir.