- 645 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ATATÜRK’ÜN BİZZAT ROL ALDIĞI FİLM: BİR MİLLET UYANIYOR
Bilindiği gibi ölümünün 50. Yılından yani 1988 yılından beri 10 Kasımlar artık Yas Günü değil, Atatürk’ü anma günleridir. İşte bu sebeple bugün sizlerle Atatürk’ün pek de bilinmeyen bir yönünü paylaşacağım onu anmak adına.
Atatürk’ün sanata ve sanatçıya verdiği değer herkesin malumudur. Ama onun bizzat bir filmde rol aldığını sanırım pek çok kimse bilmez.
Evet Atatürk, benim 1960 lı yılların sonlarında seyrettiğim BİR MİLLET UYANIYOR Adlı filmde rol almıştır.
Yok yok yanlış anlaşılmasın. Benim seyrettiğim Bir Millet Uyanıyor adlı film 1966 yılı yapımıydı ve baş rolünde Kartal Tibet Oynuyordu. Yani Atatürk’ün bizzat rol aldığı Bir Millet uyanıyor değildi elbette ki.
Atatürk’ün rol aldığı Bir Millet Uyanıyor filminin tarihi 1932.
Atatürk’e ilk film teklifi Kemal Film sahibi Şakir Bey’den gelmiş. Atatürk 19 Ocak 1923 de İzmit’de İzmit Sinemasında İzmit halkı ile buluştuğunda ona çekine çekine kendisini filme almak istediklerini söylemiş. O da “Çekinmeyin, sinema sanatının icabatı ne ise söyleyin hemen tatbik edelim.” demiş.
Bir başka anıda ise yine Kemal Film, Kurtuluş Savaşı’nı anlatan bir film çekiyormuş. Çekimler uzun sürünce Atatürk Nurettin Baransel’e filmin neden bitmediğini sormuş. O da "Çünkü size ait sahnelerin çoğu hareketsiz resimlerden ibaret." Demiş. Bunun üzerine sinirlenen Atatürk: “Ben hayattayım. Milli mücadeleye ait bütün evrakım, kılıcım, çizmem halihazırda mevcut olduğuna göre çağırdığınız anda bana düşen vazifeyi yapmadım mı? Böyle bir teklifle karşı karşıya kalsam memnuniyetle kabul eder, bir artist gibi filmde rol alır, hatıraları canlandırırım. Bu, milli bir vazifedir. Çünkü Türk gençliğine bu mücadelenin nasıl kazanıldığını canlı olarak ispat etmek, hatıra bırakmak bu filmle mümkün olacaktır.” demiş.
Peki ‘’ Bir Millet Uyanıyor’’ Nasıl ortaya çıkmış?
Efendim bu filmin senaryosunu Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu yazmış.
Film 1932 yılında çekilmiş ve oldukça ilginç özelliklere sahip bir film. Her şeyden önce baştan sona sesli olarak çekilen ilk Türk Filmi.( Tanıtımı böyle yapılmış.)
Filmin yönetmeni Muhsin Ertuğrul. Yapımcı İhsan İpekçi. Görüntü yönetmeni Cezmi Ar.
Filmin en ilginç özelliklerinden birisi de Nazım Hikmet’in bu filmde hem yönetmen yardımcısı hem de senaryo asistanı olarak görev alması.
Filmin baş rol oyuncuları ise şunlar:
Ercüment Behzat Lav: Yüzbaşı Davut Rolünde
Atıf Kaptan: Yahya Kaptan rolünde
Ferdi Tayfur: Ferudun rolünde
Naşit Özcan: Tilki rolünde
Emel Rıza: Öğretmen Nesrin rolünde
Sait Köknar: Çeteci Recep rolünde
Emin Beliğ Belli: Hamdi Bey rolünde
Mahmut Moralı: Gizli ajan rolünde
Muammer Gözalan:Zaptiye rolünde
Ve diğer karakterleri de de Hadi Hün, Galip Arcan, Hazım Körmükçü,Feriha Tevfik,Behzat Butak,Ferih Egemen,Kevser Hanım, Mehmet Çatay canlandırıyor.
‘’Peki Atatürk?’’ Dediğinizi duyar gibiyim. Az sabır.
Film 15 Mart 1920 De Kuvay-i Milliyecilerin Akbaş cephaneliğini basması ile başlar ve gerek Yunanlılarla, gerek iç düşman olan Said Molla ve Kuvay-i İnzibatiye güçleriyle mücadeleyi, Yahya Kaptan’ın su içerken kahpece öldürülüşünü, Türk ordusunun İstiklal Harbi zaferlerini ve nihayet Türk ordusunun İzmir’e girişini ve finalde Nesrin Öğretmen ile Yüzbaşı Davut’un kavuşmasını içeren sahnelerle sona erer.
Oldukça ses getireceğine inanılan bu filme doğrudan doğruya Mustafa Kemal Atatürk’ün de dahil edilmesi düşünülür ve Atatürk’e kamera karşısına geçmesi teklif edilir. Teklifi eser sahibi Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu yapar.
Mustafa Kemal Atatürk,teklifi kabul eder ve Çankaya Köşkünde çekimler başlar.
Atatürk, fon olarak bir odaya yerleştirilen siyah bir örtü önünde nutkunu okumaya başlar. Yani Atatürk’ün filmdeki rolü budur.
Filmin çekimi oldukça sorunsuz bir şekilde devam ederken Atatürk’ün manevi Kızı Afet İnan, General Kazım ( Dirik veya Özalp olmalı ) ve bir milletkili yan odada yüksek sesle konuşunca Atatürk onları azarlar ‘’Susunuz ! Film çekiyoruz. Salona gidiniz!’’ Diyerek.
Bu olaya sinirlenen Atatürk ‘’ Bırakalım, sonra devam edelim.’’ Dese de ısrarlar üzerine nutkunu okumaya devam eder ama bu sefer de köşkün bahçıvanı ile bir kaç kişi gülüşmeye başlayınca daha da öfkelenir ve“Ne o? Biz burada komedya mı oynuyoruz, yoksa bir devlet şefi gibi halka mütelaamızı mı bildiriyoruz? Bu ne terbiyesizliktir? Gülmeyiniz, çekiliniz, yıkılınız, gidiniz!” Diye azarladıktan sonra nutku okumayı tamamlar.
Filmin Atatürklü bölümleri İstanbul’da banyo edilir ve bir kez daha gözden geçirilirken Muhsin Ertuğrul ve Nazım Hikmet kendi aralarında “Keşke başka açılardan da çekselerdi. Ses daha iyi olabilirdi” vs... şeklinde eleştiriler yaparlarken birden Atatürk’ün sesi duyulur perdeden “Burada komedya mı oynuyoruz? Çekiliniz! Yıkılınız!” Önce korkarlar Atatürk yanlarında mı diye. Sonra anlaşılır mesele. Meğer Çankaya Köşkündeki çekim esnasında Atatürk’ün o sözlerini de kayda almışlardır.
Evet Bir Millet Uyanıyor Filminin 1932 Yılı versiyonunun tanıtımı ile ilgili yazılanlara baktığımda bazı kaynaklar Atatürklü sahnelerin filme sonradan eklendiğini, bazı kayıtlar ise bilinmeyen bir sebeple Atatürklü sahnelerin filmden çıkarılmış olduğunu söylüyorlar.
Ben filmin videosunu şu linkten seyrettim. (
www.youtube.com/watch?v=NhiBXtvY19g) filmde Atatürk maalesef yoktu. Ancak tabii ki benim seyrettiğim video eldeki tek kopya olmayabilir. Çıkartıldıysa niçin çıkartıldı, hem de Atatürk hayattayken, işte bunu maalesef bilmiyorum.Daha doğrusu Atatürklü sahneler Atatürk zamanında mı yoksa ondan sonra mı çıkartıldı onu da bilmiyorum. Bu konuda bir bilgi edinemedim.
Ve son bir anektodla noktalıyorum:
Mustafa Kemal Atatürk 1937 yılında ‘’Zafer Yolları’’ adlı bir filmde de rol almak istemiş ancak sağlığının iyice bozulması sebebiyle maalesef bu düşüncesini hayata geçirememiş.
Fani alemden ebedi aleme göçünün seksen birinci yılında manevi huzurunda bir kez daha sevgi, saygı, şükran ve minnetle eğiliyorum.
Sami BİBEROĞULLARI - İstanbul/ 10.11.2019 Saat 09.05
YORUMLAR
Mustafa Kemal Atatürk'ün, hayatı baştan sona film ve baş rolünde her zaman o var!
Kameraya alınmış ya da beyaz perde de yayınlanmış olsa da olmasa da çağın
en büyük sanatçısı.
Onun içindir ki Sanatçısı olmayan milletin hayat damarlarından biri kopmuş diyecek kadar sanata önem veren bir lider.
Onun içindir ki ebediyete intikalinden 81 yıl geçmiş olmasına rağmen, hala Türk milletinin kalbinde bütün ihtişamıyla yaşıyor.
Yazı güzeldi.
Yazarı kutlarım.
Yaşadığı dönemin ve sonrasın gerçek ölümsüz lideri, M. Kemal Atatürk'ü özlemle yad ederken, Yerinin asla doldurulamayacağının altını çizmek istiyorum
Saygılarımla.
sami biberoğulları
Yorumunuzun her kelimesine katılıyorum. Selam ve saygılar.