Asalak
ASALAK
Önce hafif bir rüzgar çıktı; nazlı nazlı sallandı söğüt dalları Ardından aniden fırtına çıkıp tozu toğrağı bibirine kattı Ve
Ve kasırga bütün haşmetiyle ters yüz etti her şeyi
Aylardan Kasım’dı henüz
Deniz,canavarlaştı ağzından köpükler saçarak- çıldırmış elleriyle önce çileleri dertop edip yuttu! Çileler suda helezonlar çizerek dev bir dalganın içinde kayboldu
Deniz huzursuzdu,ağzını açtı geleni yuttu gideni yuttu
Önce bebeği, giysileri ardından renk renk boncuklu çarpım tablosunu, kalemleri defterleri...
Şehrin ücra, şehre uzak bir sahilinde bunlar olup biterken deniz huzursuz, özür diler gibi kaynaşıp duruyordu
Martı’sız deniz,denizsiz İstanbul olmazdı-İstanbul’da geleni yuttu, gideni yuttu!!!
Çileler boğazına dizildi,bir tek asalağı yutmadı deniz, onu da Martı’lar üzerine çullanıp didikledi, didiklediler!!!
Götürüp şehrin devleşmiş kokuşmuş kocaman çöplüğüne atıverdiler
Önce hafif bir rüzgar, ardından fırtına; kasıp kavuran kasırga ve hortum yakındı
Oysa aylardan Kasım’dı henüz
Yüksel Nimet Apel
9/Kasım/2016/Çarşamba/Bodrum
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.