Tanrının Evleri
Umarım başlık yazımızı kapsayıcıdır?
Nazilerin Dini
Arı ırk, saf Alman ırkının üstünlüğünü öngören Hitler ile kendi inancını ve düşüncesini diğer inançlardan üstün gören anlayışın arasında fark var mıdır??
Frontera Vetra yani Yeşil Sınır olarak çevriliyor Türkçemize. 8 bölümlük mini bir Netfilix orjinial dizisi. Bu arada tek bir veya birkaç bir tekelleşmeye doğru da gidiyor sanırım internetin sayfaları.. Bu arada farkettim ki ben, şahsen “yani” kelimesini çok sıklıkla kullanıyorum. Peki nedir bu “Yani”:”sözün özeti”, “sözün kısası”, “demek oluyor ki”, “Şu demek ki” gibi anlamlara gelen bu kelime sanki şiiri de tarif ediyor bize. Şimdi anladım neden sık sık bu kelimeyi kullandığımı, uzun şiirleri, uzun yazıları, uzun konuşmaları sevmeyen bir insanım. Yine de sonsuzluğun uzunluğunu düşününce neden Tanrıyı sevmediğimi, daha iyi anlamak için çalışıyor kafatasamın için. Ah keşke, beynimizin dili veya klavyesi olsa da uzun iş ve uğraşlardan kurtulsak hep birlikte. Nerde?? Hemen işi bitirip telakkiye dönmek istemek suç mudur azizim, sorarım sana? Var mı cevabın?
“14 Temmuz 1933’te NAZİ DEVLETİ IRKSAL SAFLIK YASASINI ÇIKARDI:
"Irksal saflık" için insanların üremesine devlet düzenlemesi getirilmesi gerektiğine inanan Adolf Hitler, “Kalıtsal Hastalığa Sahip Çocukların Engellenmesi Yasası”nı çıkarttı. Diğer hükümlerin yanı sıra, alınan bu tedbir "istenmeyenlerin" çocuk sahibi olmasını engelliyor ve bazı fiziksel ya da zihinsel engellilerin zorunlu olarak kısırlaştırılmasını öngörüyordu. Yasa, çıkışından sonraki 18 ay içinde 400.000 insanı etkileyecekti.”
18 Temmuz 1925’te çıkarılan “Mein Kampf”, ünlü “Kavgam” adlı kitap, kısa süren üniversite hayatımda ortak kitaplığımızda bulunan bu kitabı okumak bir türlü “naaaassssiiiipppp”olmamıştı bana. Hala da öyle. Off, okunması gereken o kadar çok kitap var ki… Var mıdır özeti; “yani” olmalı bence. Bu kitapta “istenmeyenlerin” çocuk sahibi olmasını engelleyen, Yahudi’leri ırksal saflığı bozmaya çalışan bir kesim olarak gören Nazilerin dünya görüşüne doğru mu gidiyor dünya..? Acaba? Devamlı en sağlamı ve en iyiyi arzulayan insanların bu moderist ve teknolojik ve yapay zeka uğraşları da bir nebze, herhangi bir dinin tek ve geçerli bir din olduğu propagandasını yapan Arapların da bir nebze Naziçilik yaptığını söyleyebilmek için ne yazık ki; “doğrusal zaman”, “önce-sonra” babında mantığım error veriyor. Lakin yine de aklım, bunların arasında benzerlik kurarak, mükemmel güç ve irade sahibi olduğunu düşündüğü yaratıcıyı yargılamaya koyuluyor. Oysa ne haddine, yaratılanın, yaratıcıyı yargılamaya kalkması. Öyle mi? Siz de hadsizlerden misiniz efendim.?
Engelli bireylerin kalıtsal bir hastalığa sebep olduğunu düşünen Nazi aklının, parçaların diğerlere üstünlüğünü görememesi bir acizlik olabilir değil mi? Biliyoruz ki, bir uvzunu kaybeden insan veya bir uvzu eksik veya hatalı üretilen insan o uvzunun yapması gereken görevleri diğer uzuvlarına aktarabiliyor, bu aktarımda büyük bir enerji harcadığı ve hayatı anlamlı kılabilmek için de ekstra bir çaba ile ömrünü iade ettiriyor. Oysa Kamu Vicdanı ve Yönetimi ise mantık ve telakki ilimlerinin, pozitif ilimlerle anlaşması sonucunda Engelli bireylere pozitif ve daha kendine ve topluma yararlı bireyleri ve o bireylerin yoksunluk duymaması konusunda fiziki alternatifler sunuyor ki, doğru ve ortak akıl da bunu emrediyor.
“24 ŞUBAT 1920 : NAZİLER SİYASİ GÜNDEMİN ANA HATLARINI BELİRLEDİ
O günlerde Alman İşçi Partisi olarak adlandırılan Nazi partisinin ilk halka açık mitingi Almanya’nın Münih şehrinde yapıldı. Adolf Hitler partinin siyasi gündeminin ana hatlarını belirleyen "25 Maddelik Program"ı yayınladı. Parti platformu ırkçılığı içeriyordu. Almanya’da ırksal saflık istiyor, Almanya’nın ikinci sınıf ırkları yönetmesinin onun kaderi olduğunu ilan ediyor ve Yahudileri ırkça düşman olarak tanımlıyordu. 4. Madde, "Bundan dolayı, hiçbir Yahudi ulusun mensubu olamaz" hükmünü içeriyordu.”
Sanırım bu 25 maddeyi okumak gerekir. Birlikte mi okuyalım yoksa siz okur musunuz başka bir zaman? Neyse, ben bir okuyup geleyim, kaç dakika mı alır ki şunun şurasında. Saat - 13:23 / 13:40
Tüm maddelere ulaşamazam da 7-8 madde okuyabildim, bunun yanında “Kavgam” adlı kitabı da ücretsiz indirebildim. PDF olarak 1225 sayfa gözüküyor, değerli insan elinde kitap varsa kontrol edebilir misin, doğru kitabı mı indirdim acaba, kaynakça bölümünde pdf linki mevcut. Yani, teknolojinin faydaları.
DERSİMİZ
Değerli Çocuklar, dersimde işlemek istediğim konu aslında “Frontera Vetra -Yeşil Sınır” adlı dizinin felyosafca anlatmaya çalışmaktı. Lakin işte bu “araştırmacılık” ister kütüphane, ister akademik, ister internet üzerinden olsun, yola başladığınız an ile yolun ve yolcuğun hikayesi gibi epey engebeli bir analndır. “Neye naaaasssssiiiiiippppp neye kısmet” dedikleri..
Geçmiş insanlık birikimini ve eksik düşünce tarihlerinde yaşanan bireysel, ailesel, toplumsal vb dünyasal olaylarını elimizin tersiyle itip YENİ BİR GELECEĞİN TEMELLERİN oluşturabilir miyiz? Elbette namümkün, mümkünatı yok! Yani Olasızlıksız!
Elbette biz kültürünün, Sünni Türk ve İslam kültürünün ilk adımlarını camilerde attığımız için neden bilemiyorum hayatımın yarısından sonra bu işte bir terslik ve hayatın anlamı konusunda geriden başladığımı düşünüyorum uzun zamandır. Bu çıkarımım doğru mudur sizce? Veya ben neden çıkarımlarımın haklılığını sizlere mühürletmek ihtiyacı duyuyorum, anlaşılmak için midir, bu nazik tutumun, kaba cümleler ve kötü sözlerden kaçınarak sizlerin de fikirlerine ihtiyaç duymam.
Birinci Dünya savaşından sonra başlayan süreçte ikinci dünya savaşının etkilerini Kuzey ve Güney Amerika kıtalarında daha çok hissediyor sanırım dünyamız. Ardından gelen ABD İmparatorluğunun hakimiyeti ve Soğuk Savaş yıllarının etkilerini, eski kuşağın her türlü söz ve fiilinde görüyoruz değil mi? Ve artık öyle çok bunaltılar ki fikir dünyasını insanın eski kuşaklara karşı Nazi olası gelmiyor değil, ne kadar iğrenç bir düşünce … Özür dilerim..
Şimdiki aklımla Bataklık Dinleri olarak gördüğüm üç semavi dinin dünyada yol açtığı sorunlar mıdır daha büyük olan yoksa, ekseri Nemrut ve Firavunvari yönetimlerin dünyayı sürüklediği açmaz mıdır en büyük sorunumuz nedir? Nemrutlara ve Firavunlara karşı olarak doğan dini düşünceler daha sonra Nemru ve Firavunlaşıyorsa sanırım her ikisini de geride bırakmalı değil miyiz? Yeniçağın adı konuldu mu? Bilgi çağı pek karşılamıyor yoksa Resetleme-Yeniden Sıfırlama çağı desem acaba patlayıp gider mi?? Patlasın gitsin!
Teknoloji Tembelliğini tüm ağırlığıyla üzerimizde hissederken, “Frontera Vetra -Yeşil Sınır” dizisine geri saralım. Konumuz diziyle ilgili yorumlara da bir göz attım. En ilginci ise; yerlilerin ellerini toprağa koyunca görünmez oluşunu görünce hemen kapattım diziyi,yorumuydu. Arasıra hafıza kaybı yaşıyorum, neydi o ormanın ismi? evet geri geldi, Amazon ormanlarında Orman Ana Kültü etrafında dönen dizi epey güzeldi.
Amazon Ormanları:
Dünyadaki
Oksijenin yüzde 20 sini
Ormanların yüzde 50’sinden fazlasını oluşturuyor. Bunun yanında kar yağışı ve don meydana gelmediği orman havzaMız Oğlak ve Yengeç dönençlerinde yer alıyor. Yanlış okumadıysam, ağaçların boyları dört bin elli metre (4050 metre)uzunluğu kadar ulaşabilmektedir. Karşılaştırma babında Ülkemizde bulunan Ağrı Dağı ve Cilo dağı haricinde neredeyse tüm dağlardan daha yüksekler.. Bursa Uludağ’ın 2543 metre, Erciyes’in 3917 metre olduğunu düşünürsek, ne demek gerekir bilemiyorum.
Hayat ağacı veya Yaşam ağacı aramaları başka hangi ormanda yapılabilir ki? Ve yine düşünün 3000-5000 ve belki daha eskiye dayanan uzun ömürlü ağaçları düşününce acziyetimiz…ve sığ tartışmalarımız …!!
Dizimizde işlenen KADERDE, İseviliğin Kutsal üçlemesi olan Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’u burada ANAERKİL bir yapıya dönüştüğünü görüyoruz. Tanrısal Bilgeliğin, Cennet Bahçesi olarak görülen ormanında edilen şükürler, Tanrımıza, Ormanımıza, Anamıza dönüşüyor..Ancak kendilerini kutsal dine inananlar olarak gören son üç din dediğimiz oluşumların fikir dünyasının zamanla, fizik, metafizik, kimya, psikiyatri vb bilgileri tarafından alt edilerek, bilgisayar temelli bilgilerin de sayesinde yeni insansı robotlar üreterek yapay zekaya her geçen gün yaklaştığımız zamanımızda daha ne kadar ayakta kalabileceği, ayakta kalabilmek için de çocukları nasıl doldurarak, topluma karşı Nemrut ve Firavunlaşacağını görmek için sanırım kahin ve arif olmaya gerek yoktur değil mi?
Din misyonerlerinin düzeninden kurtulmamız daha ne kadar sürecektir ki?? Resetleme-Sıfırlama çağının ilk metrelerini adımlarken..?
Tanrı’nın evi neresidir dostlar?
İnsan Kalbi mi, mabetlerler mi, doğanın yani evrenin bilgeliği mi? Yoksa kafatasamızın içindekiler mi bir mekandır?
Sahi Mekan neydi??
Oy bizlerin güzellikler dolu gönlü, ah bizim kafatasımın içindekiler..
Saygılarımla, Esen kalınız, Hoşça Kalınız…
encyclopedia.ushmm.org/content/tr/article/nazi-racism
nazizm.wordpress.com/2012/12/05/nasyonal-sosyalist-alman-isci-partisi/
www.projetaladin.org/holocaust/tr/belgelerle-tarih/nazi-partisinin-programi.html
tr.pdfdrive.com/kavgam-adolf-hitler-d118313819.html
www.orman.gen.tr/amazon-ormanlari.html
YORUMLAR
Yok efendim hadsizlik falan değil...tanrı'yı sorgulamak, dinleri eleştirmek, empati kurmak bunlar gayet normaldir...ha nedir? rahatsız olursunuz yine, öyle aykırı şeyler düşündüğünüzde dilinizde 'töbe töbe' sözü hemen cereyan eder...neden peki? çocukluktan beri bize dayatılan bu öğretiler, bu yasaklar; beynin bi tarafını serbest dolaştırırken, diğer tarafını baskılar ve tutuklar...
taa ilkokulda öğretilen bir sözü hiç unutmuyorum mesela "O'nun cinsiyeti yoktur! kafanızda hangi şekle sokarsanız sokun öyle değildir" buna benzer şeyler...ben bunu kafama çok takardım...'güzel allah'ım günah yazma ama sen nasıl bi şeysin ki acaba? neden bizden uzak duruyorsun? neden aramızda değilsin, neden kendini göstermiyorsun?' bu buna benzer şeyleri acayip düşünürdüm...
bence de tanrı'nın evi insanın kalbidir...günahlar da benim...sevaplar da benim...dinler afyondur beyni uyuşturur sadece...neyin günah ya da yasak olduğunu kitaplardan öğrenecek değilim...baskıcı kurallara, yasaklara da karşıyım...ama farklı inançları olan insanlara da saygım var...kendi namazında, niyazında olanlara...yok eğer bu gidişat radikalleşir ve ırkçılaşırsa, diğer halklara zarar verecek kadar çığırından çıkarsa hoşgürüm ve anlayışım da biter o zaman...benim nazarımda o insanları haklı gösterecek hiçbir şey yoktur...
tarihte kötü örnekleri çok...çok eskilere gitmeye de gerek yok...allah ve din nidalarıyla ne kelleler uçtu, ne canlar...
ya iyisinizdir ya kötü...hangi yasağı, hangi günahı getirirseniz getirin kötüler günahlarını işlemeye yine devam ederler...
nacizane benim görüşlerim bu yönde...rahatsızlık verdiysem özür dilerim...
saygılar...
Yinsani
teşekkür ederim. ihtimal nesildaş olabiliriz,
ben tevellüt kaç diye soramam, doğum tarihiniz y kuşağında sanırım? doğru mudur..
umarım tahminim yanlış çıkmaz, yoksa yanlış tahmin yaptığım için kendi adıma üzülürüm..
saygılarımla
esen kalınız
Gülce Şeren
Sanki kendi ağzı dili yokmuş gibi /
Sanki kendi yarattığı beyinlere hükmetmekte zorlanıyormuş gibi...
Kendine aracı tutmuş..
Marabaların başına bir de usta tutmuş.
Bu din'in özetidir.
Ve insanlığa hakarettir.
Dünya din ile doğmadı ise din olmadan da yaşar ve ölebilir insan..
Tanrı ya da insanı yaratan olgu neden eksik yatatmış /beynini neden açmamış.
Çoğu insanın çakraları neden kapalı.
Neden hayvanlar aynı dürtülürle yaşamayı başarırken/
daha bebeklikten beri kendine yetememiş insan.
Aslında insan düşünüyorda/ yedekleme sorunu var sanırım..
Gule
Tanrının bir evi var ancak 5 oda bir salomanje değil/ Evren yıldızlar galaksiler bir sürü gerçekler varken. Tanrıyı ona göre evrende 1 nokta olarak bile değeri olmayan taş yapılara sığdırılması TANRI'yı kızdırıyor olmalı.. Dünyada bu kadar kötülük bu kadar kötü olay bu kadar kötü insan çoğalırken Tanrı'nın da bunu görmesi gerek artık.. esenlikler
Gülce Şeren tarafından 11/5/2019 3:07:08 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
tanrı sakın çıkmasın bizim neslin karşısına..
onu yargılar ihtimal cehenneme göndeririz var ise:))
teşekkür ederim.
sağolun.
Sevgisiz değil, şakacıdır O (:
Doğa bir şekilde kendini çeviriyor, seleksiyonun şekli savaş oluyor, afet oluyor, soy kırım oluyor, salgın oluyor...
Din konusuna gelince, evet insanlar tarih boyunca para ve din için savaştılar. Bu şekilde insanlığa ve başka şekillerde de ilerlemesine engel oldular. Ancak, dengeleyici de bir unsur olduğu da aşikar bir taraftan. Zira bazı kafalar o kadar boş ki, neyin iyi, neyin kötü, neyin günah, yasak olduğunu idrak edemeyecek kadar boş. Fetva ihtiyacı da genel anlamda buradan doğuyor olabilir.
İyi gecelerin olsun.
Yinsani
dininizde hangi güzellikler var ise seçin getirin, diğer dinlere veya düşüncelere inananlara da ben söyledim, onlar da getirsin,
milletimize veya ne derler o zaman tebaamıza uygun olacak ortak bir din eyleyelim..
zinhar kabul etmemiş çoğu din başı veya lideri şeyhi vb
dinlerin bir sınırı var, o yüzden diğerine tahammül edemiyorlar sıkıntımız bu çağda bu..
lakin bir de binlerce yıllık insanlık fikir ve ortak yaşam birikimi var..
işleri güçleri o tu kaka bu tu kaka
ben güzel sen çirkin..
eskiden dindaşlık evet değerdi, lakin şimdiki değerimiz vatandaşlık...herkes eşit olmak zorunda.. diye düşünüyorum ama temelimizde dini öğretiler olduğu için de bir başka girdap da çekiyor kendine işte.. lakin o girdaptan ihtimalkurtuldum artık..:))
teşekkür ederim güzel yorumunuz için..
Bir filmden alıntı yapmak istedim;( orjinal incilden alındığı söylenir- söyleyen de güzel söylemiş ama;)))
Tanrının krallığı içinizde ve her yerdedir taştan binalar arasında değil. Bir odunu böl beni bulacaksın, bir taşı kaldır ben oradayım...
Mekanlar insan içindi hep...sınırları olan hiçbir şey sınırsız bir şey için yeterli olmaz sanırım...
Kaleminiz dert görmesin, tebrikler.
Yinsani
saygılarımla..
black_sky
Saygılar benden.
Bende ki ''ci'' etkisi :))
Kavgam: İlla istiyorsanız okuyun ama okumuş biri olarak çok da şey değil yani demek isterim . Anafikre bakacak olursanız bir faşizan bir beynin örneği, gündemdeki klasiği :))
Tanrı : Beni pek sevmediğini düşündüğüm...
Sevgilerimle...
Yinsani
okumayacağım o zaman..:)
saygılarımla..
Anlaşılan dizi jinekokratik düzeni savunuyormuş.
Sen herşeyi yaz dostum, ben büyük bir keyifle okuyorum.
Yinsani
teşekkürler abi:))
saygılarımla.
Yinsani
insanlar çok fazla okudu son yıllarda bıkmış olabilirler, sahi okumaktan bıkar mı insan??
saygılarımla..