- 351 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖYLE BİR HİKAYE / BÖLÜM -ON SEKİZ
ÖYLE BİR HİKÂYE / BÖLÜM -ON SEKİZ
Oktay’la başa çıkmak oldukça zormuş. Yatakta ancak iki gün tutabildik. Üçüncü gün yataktan fırlayıp, işe gidiyorum diye, giyinip evden çıkarken durduracağım diye beni bile beklemedi. ‘’ Oktay, hiç olmazsa, kahvaltı yap.’’
‘’ Yok, hayatım giderken iki poğaça alır dükkânda kahvaltımı yaparım.’’
‘’ O zaman yanına ilaçlarını almayı unutma?’’
‘’ Alıyorum hayatım.’’
Hafta sonuna kadar, Oktay’ın sağlığına kavuştuğunu görmek beni çok mutlu etmesine rağmen, Muhammet’le bu konuyu enine boyuna konuşmam şart oldu.
İş yerinden iki saat izin alıp Muhammet’le konuşacağım. Cumartesi günü Lazo’yu arayarak, akşama çay bahçesine gelmesini ve benden telefon beklemesini söyledim. Akşam yemeğinden sonra, çay bahçesine çıktık. Lazo bizden evvel gelmiş ve masalardan birine arkadaşlarıyla oturmuştu. Lazo’nun bizi görebileceği bir masaya oturduk. Fazla beklemedik, Aldemir’in adamları yan tarafımızda bir masaya yerleştiler. Adamlar bizi tazı gibi takip ediyordu.
Hemen Lazo’yu arayarak adamları işaret ettim. Başıyla anladım işareti verince, biz gönül rahatlığıyla çaylarımızı içmeye devam ettik. Bu sırada Oktay’ın askerden gelen arkadaşı Yakup’la tanıştım. Konuşkan bir gençti, bayağı iyi bir gece geçirdik. Yarın Pazar olduğu için acele etmeden geç saatlere kadar oturduk.
Eve döndüğümüzde gece yarısını geçiyordu. Gecenin geri kalan bölümünü yarın Lazo’dan öğrenirim. Benim derdim bu gece Oktay’ın canını çıkaracağım. Bakalım beni memnun edebilecek mi? Anlarsınız ya. Ne demiş şair, nasıldı o şiir ya. Hay Allah bir türlü aklıma gelmiyor. Dur bakayım bir kenara not etmiştim.
‘’Bir kadın bir erkek
Ve
Bir yatak.
Günahlarını atar gibi,
Elbiselerini çıkarıp atacaklar.
Fırtınadan çıkmış,
Yaralı bir yelkenli gibi,
Hissediyordu kendini.
Sığınacak bir limanı olmayan.
Ve erkek ben limanım,
Diye düşündü.
Genç kadına sarılırken.
Bizi buluşturan kadere,
Şükretmeli miyim acaba,
Dedi kendi kendine.
Bir yorgana sarılır,
Gibi sarılırken,
Erkeğin terli bedenine
Şimdi.
Zaman aşk zamanı.
Saatler durdu.
Yelkovan yürümüyor.
Karanlık köşelerde,
Karanlık yüzler,
Düğüm üstüne düğüm örüyor.
Boş ver,
Her şeyi unut.
Bu geceyi düşün.
Sen ve o,
Leyla ile Mecnun,
Kerem ve Aslı,
Ben ve Sevda Çiçeğim.
Ne biraz önce,
Ne de biraz sonra.
Her şey şimdi var.
Her şey şimdi.
Solgun ayın şahitliğinde,
Olup bitmeli.
Ve...
Hayat böyle gelmiş,
Böyle gitmeli.
Bir kadın,
Bir erkek,
Ve
Bir yatak,
Diye şiir böyle bitmeli.’’
‘’Ne güzel yazmış şair benim düşündüğümü dile getirmiş. Ne şanslı kadınmış şu Sevda Çiçeği.’’
‘’ Hayatım öyle hemen uyumak yok anlıyorsun değil mi? Önce ben sonra uyku. Nasıl olsa yarın öğleye kadar uyuruz.’’
‘‘ Sen hiç doymayacak mısın? Buse. Seni muz gibi soymak benim için zevk olacak.’’
Pazar sabahı saat ona doğru uyandık ama yataktan çıkmamız saat on biri buldu. Oktay’ı simit alması için fırına yolladım. Bende bu arada kahvaltılıkları hazırladım. Birden karnıma bir sancı saplanınca aklım başıma geldi. Bugün yarın regl dönemim başlayacaktı. Çayları koyarken, kocam eve döndü. Televizyon karşısında kahvaltımızı yaptık.
‘’ Oktay yakında hastalanacağım, unutturma dışarı çıktığımızda eczaneden orkit alalım. Sıvı yağda kalmamış aklında olsun.’’
‘’ Aman kendine dikkat et hayatım, hastalanma?’’
‘’ Öyle hastalık değil şapşalım, aylık kanamam başlayacak, aybaşı olacağım.’’
‘’ Öyle söylesene hayatım bende korktum neyse birkaç gün sabrederiz.’’
‘’ Daha da önemlisi var geçen akşam annemlerde konuştuk, resmi nikâh yapamayacağımıza göre, hoca nikâhı yapalım ne olur.’’
‘’ Olur, hayatım müsait bir zamanda yaparız.’’
‘’ Ben Lazo’yu arıyorum akşam bizden sonra ne yaptılar merek ediyorum.’’
‘’ Tamam, canım ben bahçeye çıkıyorum. Çiçekleri sulayacağım. Lazo’yla konuştuktan sonra bahçeye sende gel.’’
Lazo’yla konuşurken bende Buse’yi seyretmeye başladım biraz sonra Buse büyük bir keyifle gülmeye başladı. Pencereyi açarak,
‘’Akşam Lazo arkadaşları ile bizimkileri güzelce benzetmişler. Şimdi keyfim yerine geldi, Çay ister misin yanında birer sigarada tüttürürüz.’’
‘’ Sahi karamel dibinden hiç ayrılmıyor, rüşvet olarak ne veriyorsun?’’
‘’ Islak mamaya tav ediyorum şerefsizi. Bahçeye çıkmak için yukardan dolaşamayacağım pencereden çıkacağım.’’
‘’ Çıkarken dikkatli ol.’’
‘’ Merak etme dikkat ederim.’’
Çaylarımızı içtikten sonra çiçekleri suladık bahçeyi biraz düzene koyduktan sonra Karşılıklı oturarak sağdan sodan konuşmaya başladık. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştık.
‘’ Senin yüzünden gazete almayı da unuttum. Çay bahçesine giderken unutturma bir gazete alalım. Ne olacak bizim Beşiktaş’ın hali merak ediyorum.’’
‘’ Ne olacak küme düşeceksiniz. Yallah ikinci kümeye.’’
‘’ Yok canım o kadar değil, toparlanırız merak etme.’’
‘’ Merak eden kim?’’
‘’ Sahi bu güne kadar hiç sormadım, sen hangi takımı tutuyorsun?’’
‘’ Sarı lacivert. Biz ailece Fenerbahçe’liyiz canım.’’
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.