Dut zamanıydı
Dut zamanıydı
Hepimiz çocukluktan çıkmış büyümüştük artık
Beni kapılarda az bekletmedin dedi
Mutlu oldun mu bari
Ne annem gördü ne babam diyordu öksüz gelin
Al benden de o kadar dedim
Şimdi gelir gözyaşımla dalga geçerdi
Gecenin en uzun elbisesi kurutulmak için ipteydi
Yer yer pulları dökülmüştü pek sefil süklüm büklüm
Hangisiydi böyle kendini rezil eden zelil eden
Dut zamanıydı her yaz bu zamanlar olduğu
gibi köydeydik
Amerikan bezinden olurdu savanlar hasavan derdik
Biz dört kız dört bir köşesinden tutardık savanın
Sedat tazı gibi uzun bacaklarıyla tırmanır ağaca silkelerdi dutları
Oldu bitti; Sedat bana Firuze de Sedat’a aşıktı
Veremlilerin öksürüğü gibiydi öksürürken çıkardığı ses boğuk boğuk
Ah Sedat ahh ona ne kadar gaddarsa benim yanımda mücrim gibi titrerdi
Korkuyordum bir gün bunların acısını çıkaracağından
Güzeldi oysa Firuze benden kat kat
Bense bir deli bozuk bir çılgın Çalıkuşu
Dinsizin hakkından imansız dememişler boşuna
İkisi de kuzenimdi ama ben Firuze’den yanaydım ne de olsa kız dayanışması
Her yaz dut zamanı giderdik köye
Şehirde görüşmek pek kolay olmadığından bol bol hasret giderirdik
Köyde pek fazla yüksek okul okuyan yoktu
Ama Sedat doktor olacaktı okuyup
En zekimiz Firuze en ezberci ise ben ve Sedattık
Serin bir yaz akşamıydı gök yıldız yıldız ay ışığıyla
Yer yer kabuğu değil dert kabuğu kaşıdıkça kanayan bir türlü kapanmayan yara
Ya bu kız ölürse dedim çok kötü öksürüyor
Omuz silkti yine bu nasıl doktor olacaktı başladım alaya
Senden de doktor olur ya çok acımasızsın
İçeri gittim sırtıma aldığım gibi getirdim çok bitkindi
Hadi azıcık hava al
Kara sevda dedikleri bu muydu o haliyle Sedat’a bakan gözlerinde bir umutsuzluk
Yerleşik bir hüzün vardı ki bu kız iflah olmaz dedim
Kaş göz işaretini de analamazlıktan gelen merhametsiz ben bilirim sana yapacağımı
Koluma gir dedim Firuze’ye gecenin nemi belki daha kötü yapardı onu
Nurten abla dedi bana o seni seviyor bu gün daha iyi anladım
Annesine nişan yapalım diyordu
Kiim ben onunla öyle mi? o daha çok hayal kurar; hem ben başkasını seviyorum
Gerçek değildi ben de Sedat’a karşı ilgi duyuyordum ama burnundan getirmeliydim
Firuze birden kitabı çekti elimden kız kahramanla da adaşmışız kalanını da başka gece okursun Nurten abla dedi
Gözüm tepsideki duta iliştiğinde hepimiz hurra avuçlamış tepsiyi yarılamıştık bile
Her yaz Haziran bitmeden giderdik köye dut zamanı
Yüksel Nimet Apel
12 Temmuz/2o15/Bodrum