Cumhuriyet Milletin Ekmeğiyle Oynamaz, Fakire Çullanmaz!
Tarihi Balık-Ekmek Turizm Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Arif Hikmet İlke, "1 Kasım itibariyle sözleşmemizin iptal edileceğini, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin emlak daire başkanlığından aldığımız yazı ile teknelerimizin kaldırılacağını, işimize son verileceğini, kaldırmazsak polis zoru ile kaldırılacağımız tebligatı bize ulaştı" dedi."
www.sanalbasin.com/son-dakika-tarihi-balik-ekmek-turizm-kooperatif-baskaniibbnin-tebligati-ulasti-33037740/
"Polis zoru ile..."
Polisimiz ve Jandarmamız NEDENSE ekmeği peşinde olan GARİBANLARIN üzerine sürülür..
Emir kulluğu mudur bu durum, devlet hiyerarşisi midir?
Çok fazla hukuksuzluk ve güçlülerin hukuğu uygulanmaya başladı ülkemizde..
O yüzden artık Milletvekili ve belediye başkanı seçimlerinde kişilerin veya adayların MAL VARLIKLARI daha çok göz önüne alınarak oy kullanılmalı..
Çünkü son dönemlerde öğrendik ki;
Hukuk siyasetin köpeğiymiş.. Doğu Perinçek!
Polis ve jandarmamız da savcı ve hakimlerin kararlarını uygular..
Peki Hakim ve Savcılarımız nasıl karar veriyor???
Hukuğa göre mi, yoksa siyasilerin baskılarına göre mi??
Rahmetli Kemal Sunal’ın bir filmi vardı, KOLTUK BELASI diye...İzlediniz mi?? Koltukları için karar verenler çoğaldı.
Zenginler ve siyasiler cirit atıyor dört bit yanda..
Şu an siyaset gruplaştırıldı.. Akli ve hukuki olana göre değil, insanımızın ve partilerimizin siyasi tercihine göre...
Cumhur ve Millet ittifakı diyerek iki grup oluştu..
Aslolan hukuk olursa her iki grup da haddini bilir..
Lakin şuan millet ittifakını bozmak için iktidar hdp’nin üzerine tüm gücüyle gidiyor..
ve unutmayalım. Şu an abd ve Rusya ile kolkola girdik suriye’de.. Kimse kıvırmasın..
Kürdümüzün, bir abd ve bir rus kadar değeri yok gözümüzde.. Türkler, Kürtlere sahip çıkmazsa ihtimal komple Abd ve Rus’yanın kucağında gezinip duracağız.. Gerçek olan budur.. Umarım başımıza gelmez..
Abd’yi teskin etmek için Rusya’dan bir şeyler alıyoruz..
Rusya’yı teskin etmek için Abd ile ticari antlaşmalar yapıyoruz.. Aynı Osmanlı’nın islami ve denge politkası gibii...
Cunhuriyet bilinçinde mertlik var mıdır yok mudur? Cumhuriyet kimin omuzlarında yükseldi.??
Cumhuriyetin kuruluş amacı neydi?? İstanbuldaki şatafat içinde yaşayan sözde hanedanın keyfi için mi kurulmuştu??
Yoksa anadolu’da yüzlerce yıl Devlete asker veren, meyve sebze veren, vergi veren, keçi, öküz, gerektiğinde kaısındaki tek katırı bile devlete veren gariban Halkın hakkını hukukunu korumak için mi kurulmuştu..
Türklük çatısı altında dünyanın savaş boranlarına, herşeyi mübah gören ticaret dehalarına vb karşı kazanılmış bir uygarlık düşüncesi miydi??
Cumhuriyetin kurulmasında Çanakkale savaşı en büyük dönüm noktasıdır değil mi?
Çanakkale savaşının dönüm noktaları nedir peki, bireysel bazda...
Birinin Seyid onbaşı olduğunu biliyoruz..
Oysa Seyid onbaşı da , savaşın o atmosferinde asker arkadaşlarıyla bulunduğu top bataryasına düşen bir düşman bombasıyla dağılmıştı psikolojik olarak.. Çoğu arkadaşı şehit düşmüştü, yaşayanların kulaklarında bin bir türlü şarapnel çınlaması vardı..
Bir çok şiirde dile getirildiği gibi, kafa göz bacak yani insan bedeni parçalara ayrılmıştır seyid onbaşının yanı başında da, insanın delirmesi ve pes etmesi için gereken tüm olumsuzluklar vardır cephede..
Oysa o başardı..
Diğerini de aşağıdaki yazıda öğrendik..
Doktor Tarık Nusret. Oğluna torpil geçmemiş ve oğlu şehit olmuş...
Fazla uzatmayacağım, cahillerin ne diyeceği de umrumda değil..
Hakim ve Savcılarımız, polis, asker ve jandarmamız seçkin ve kendileriNİ hak ve hukuktan iyice ayırmış
Sözde kanunen ayrıcalıklı ve korumaya alınmış zümreye karşı Gariplerin yanında olsunlar..!
Milletimiz, devletini sever,hakimini, savcısını, askerini polisini jandarmasını sever...
Peki onlar ne kadar bu milleti seviyor??
Koltuklarını korumak için kanunsuz veya hukuğun arkasından dolanan siyasiler ve güç merkezlerinin rant ve mal peşine düşmüşlere, siyasi partilere, ideolojik oluşumlara karşı ne kadar milletinin yanındalar.
Bilemiyorum..
Bu devirde bize o kadar çok ilazım ki, Seyid Onbaşılar ve Doktor Nusretler!!
Şimdi ben Dotor Nusret’in yerine herkesin ismini çok bildiği günümüzün devlet büyüklerini koyup düşünüyorum da
hızla uçuruma doğru sürükleniyoruz gibime geliyor.!!
"bir mıh bir nalı,
bir nal bir atı,
bir at bir insanı,
bir insan bir toplumu
kurtarabilir!"
Bizlere, hepimize, Cumhruriyetimize bir mıhı kurtarmaya kendini adamış kamu görevlileri gerekiyor.
Unutmayalım, Allah’a inanıyorsanız da inanmıyorsanız da, herhangi dine, düşünceye, etnik kimliğe sahip olursanız olun, kendi tercihinizdir..
Yalnız
Kamu Hakkı da, Allah hakkı da, Kul hakkı da, ve DEVLET DE CUMHURİYET DE VATAN DA o bir MIH’a, şu bir Ağrı Kesiciye gizlenmiştir.
Saygılarımla, Esen kalınız..
www.edebiyatdefteri.com/187079-cumhuriyet/
"Halkımız bilsinki 1000 yıldır var olan bu devlet... Çanakkale Savaşında siperlerin gerisinde yaralı askerlerin en çok ihtiyaç duyduğu şey “Morfin“di.
Doktorlar yaralı askerlere ağrı kesici bulmakta zorlanıyorlardı.
Bu yüzden bir nöbet tutuluyordu.
Hastaların ameliyatı için hazırlanan çadırın önüne bir masa kurulmuştu..
Sedye ile gelen her yaralı,
burada masaya koyuluyordu.
Doktorun elinde enjektör,
enjektörün içinde ağrı kesici..
Doktor ilk muayeneyi yapıyordu ve yaşama olasılığı olan, ameliyat edilmesi halinde yaşayacağına inandıkları askerlere ağrı kesiciyi yapıyordu..
Oysa gelen her yaralının ağrı kesiciye ihtiyacı vardı. Fakat herkese yetecek kadar ağrı kesici yoktu..
Doktor duygusal karar vermemek için yaralıların yüzüne bakmamakta,
İyileşme şansı yüksek olan yaralılara ağrı kesici yapmaktaydı..
Yine doktorun önüne bir asker getirildi..
Yaralının ağır yaralarına bakan doktor,
askerin iyileşemeyeceğini öngörür ve ona ağrı kesiciyi yapmaz..
O sırada askerden iniltili bir ses duyulur.. “Baba!”
Herkesin gözü doktora çevrilir, yaralar içinde kıvranan asker doktorun öz oğludur..
Doktor buna rağmen yine ağrı kesiciyi oğluna yapmaz ve bir kaç saat sonra da oğlu şehit olur..
Doktor, şehit olan oğlunun cansız bedenine sarılır ve şöyle der:
“Affet oğlum, o senin hakkın değildi”
İşte bu topraklar hakkı olmadığı için
tek bir ağrıkesiciyi bile oğlundan esirgeyen o güzel insanlar tarafından vatan yapılmıştır. Ve bizim..
Çanakkale savaşını kazandığımız
o tarihi anlardan biri de hiç şüphesiz
Doktor Tarık Nusret’in hakkı olmadığı için öz oğluna ağrı kesici yapmadığı
o an’dır.. tarihin tozlu sayfalarına
adını kazımış tüm kahramanlara
sonsuz saygıyla, minnetle.Anıyoruz🇹🇷"
YORUMLAR
Ne çok acılar çekilerek kuruldu bu ülke. Ne çok fedakarlık ve vaz geçme yatıyor tarihimizde. Şimdi insan şaşırıyor, biz ne ara böyle olduk? Sanki onlar bizim atamız değil. Uzaktan yakından alakamız kalmadı o duygularla. O sorumluluk bizi çoktan terk etti.
Özellikle Adanan Menderes ile başladı değişim, Özal döneminde tavan yaptı. Şimdi zirveye çıktı...
Eskiden her gelen hükümet devlet kurumlarına kendi personelini yerleştirir, yönetime gelir gelmez ilk fırsatta atamalar ve tayinler başlardı. Ama hiç kimse adli kurumlarla dokunmazdı. Fetö tarafından kurumların personel dairelerine yetiştirilen ajanların bu yönde çalışmaları yönetimdekilerin işine geldiği için göz yumuldu... Ordu ve adli kurumlar (özellikle Hakimler ve Savcılar yüksek kurumu) ele geçirdikleri andan itibaren işler değişti. Yönetim güçlendikçe baskıyı arttırdı. Adli personel birer hukukçu olmaktan uzaklaşıp birer militan oldu.
Çünkü yönetim tarafından defalarca dile getirelen bir söz vardı "ya taraf olacaksın ya da bertaraf"...
Mesajı alanlar sindi hemen. Bir de bal tutan parmağını da yalayınca hepten kontrolden çıktı kurumlar...
Bir de insanlarda yaratılan suni bir dava adamlığı konusu da var. Bu da etkili sanırım.
Şimdi bırak cumhuriyet değerlerini, TC bile yasaklı...
Sevgi ve Saygılarımla...
Yinsani
Tüm dünyada Devletin ve istihbarat birimlerininin nasıl düşündüğünü ve halkın nasıl düşünmesi gerektiğini basın organlarına verdiğini anlatır..bilinçaltına bpmbardıman yapılır..devamlı tekrarlanan yalanlar doğru olarak kabul ettirilmeye çalışılır..
oysa bizim ülkemizde de sağ sol kömünit faşit etç fetö gibi olaylar da böyledir..
Şöyle düşünelim, Rahmetli muhsin yazıcıoğlu cinayeti tüm teknik imkanlar elde olmasına rağmen önce etö yaptı denildi, sonra fetö deniliyor..
Devlet bahçeli'nin bir sözü vardır: devlette kayıt düşmez diye..kendisini hiç sevmesem de bu kayıtlar halka açılmaz..sır denilerek geçiştirilir, çünkü insanlar makamları seviyor..ve bu kullanılıyor..
ben şahsen bir khk lı olarak fetö tarafındna kurumlara yerleştirilen fikrinize katılmıyorum.. çünkü genelleme yapılıyor bilinç altınızda..
oyun çok güzel oynanıyor..
15 temmuz ve fetö olayı; sistemin değiştirilmesi için bir algıydı... halk ve kamu personeli üzerinden gerçekletirildi ve korku oluşturuldu..
252 şehit ve 130 civarında kamu personeli kullanıldı.. şimdiye kadar 60 üzerinde khk intiharı meydana geldi..
suç bireyseldir yani, devlet karanlık odakların ve gri odaların içinden oluşturulan algıya kurban gitmemeli yeni kuşaklar..
yalnız dinin kullanılarak, cumhuriyete karşı, 1950 den beri ve sık sık yapılan darbelerle iyice ortaya çıkan gerçek şu:
hukuğu ve işçi memurdan toplumun çeşitli kesimleri arasına bir kemik atılıyor... ve biz halk da bunu yiyoruz maalesef..
bunun içinde tarih kullanılıyor.. din ve tarih insanların düşünceleri uyuşturmak için kullanılan en iyi bilimdir.
milletimiz, sağ ve muhafazakar kesim özelinde 3 kıtadan anadolu sahasına sıkıştırılmış ve hapsedilmiş bir duygu içindedir..
sol düşünce bir başka sahada komünizm peşinde sıkıştırılmış, ki rusya ya desteğe gelen iskandinav kominist ve sosyololistleri de rus devletinin gazabına uğramıştır..asya sürgünleri.. türklere yapulan zulümleri vb..
hal böyle olunca, devlet hiyerarşisinde son 30 yılda dile getirilen kontra gerillaya karşı şeffalık ( ecevit söylemi olarak biliyorum) ve davutoğlu azledilmeden önce dile getirilen ( siyasi ahlak ve şeffalık tasarıları) malesef güme gitmiştir.. çünkü devlet ahlaklı değildir..
zenzginler ve toprak ağaları KPPS gibi sınavları delmek için bir çok yol bulmaya çalışıyor ve belediyeler üzerinden de buluyor..
velhasılı;
benim yazımda dile getirdiğim mıh'da sadece ve sadece bireyin dürüstlüğü ve vatan sevgisinin üzerinden Cumhuriyet yüceltebilir..
bu duygu kullanılarak; cumhuriyet değerleri, mal, mülk ve makam tutkusuna galebe çalabilir..
ancak şunu diyebilirim..
cumhuriyet değerleri milletin yani alt gelir gurplarının yanında..
sağ ve muhafazakar düşünce ise devlet yüceltilerek oynanan osmanlı ve beylerin toprak ve dini tarikat ve cemaatlerin yanında bireyin karşısındadır..
lakin araya sokulan nifak, 68 kuşağının kemik yapısı şimdilik
bireyin hukukunu ve yüzde 80 i görmezden gelmeye devam ediyor..
saygılarımla abi..
iyi geceler.
Erkan Cem Arslan
Evet algı oluşturma, belli düşüncelerin empoze edilmesi, insanların düşünce şeklinin belirlenmesi var. Ama benim kast ettiğim dava kayıtlarına geçmiş, Fetö çalışma ve kurumlara yerleşme konusundaki çalışmaları ile ilgili gerçek bir bilgidir.