- 346 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Uygarlık Ve İnsan 4
Doğum, açlık vs. gibi referanslar temel düzlemdi. Siz acıkmayı ve doğumu var da edemiyordunuz, yok ta edemiyordunuz. İsteminizle ve istemsiz liginizle değildiler. Ne var ki doğum ve acıkma gibi temel referans içinde var olanları sağlatmayı dışta girişen grup veya güç birliği bağıntılarıyla dönüşebilme muktedirliğiniz vardı.
Siz, doğum gibi açlık gibi temel referans içinde var olan bu sağlatmaları ele alacaktınız. Bunları kendiniz gibi ortak özellik empatini kişilerle sağlatma paylaşımı yapacaksınız.
Paylaşım biçimini düzenli, tekrarlı edimlerle sistemin düzeni, kuralı haline getirecektiniz. Bu andan itibaren, sistem girişmelerini oluşan bu türden düzeni oluşan yoğunluğun sistem merkezine çöken büzülmesi, sistemde dönme çevrimini yapmaya başlar.
Burada yoğunlaşmayı ve çöktürmeyi ortaya koyan eğilim; zorunlu temel referansların karşılanmasından kaynaklı yönelim, istek ve eğilimlerin bir araya getirilmesi ile kazanılan yoğunlaşmaydı. Yoğunluk çevrim özeğiydi.
Temel referanslar; dıştan paylaşılmakla birliğin gücünü ortaya koyarlar. Yoğunlaşışı, yoğunlaştırıcı özelliklerle edimsel tutumları güdülerler. Bunlar avcılık, toplayıcılık, savunma, üreten ilişki gibi zamana bağlı süreçlerle birlikte bir arada yaşama ve ortak anı paylaşma girişicileriydi. Paylaşımı siz, ayrımsız yapıp; birlik süreçlerini yalıtırsanız. Bu tür içerikli izolasyon, sosyal girişmeyi başlatan büyük bir başarıydı.
Bu türden içerik seçiciliğini ortak akıl eden yapılar sürü yapılı inşa oluştan ayrılıyordu. Sizler de grup içinde temel referans ilişkilerini Paydaşlı kılıcı izolasyona çeviren anlama ve anlayışları da böylece ortak bir özgecil tutum paylaşması, yapacaktınız.
Yeni tutum bu süreci anlamlı, anlaşılır, amaçlı bir "yaptıran totem" yasaya dönüştürmeydi. Sistem kendi yoğunlaşan dönüşmesinin eğimi içindeydi. Bu durum esas yoğunlaşmayı ortaya koyan doğal süreçli, çekim eksenli seçme ayıklama mekanizmasının, kendilikten oluşup çalışmasıydı.
Bu ilk aşama da birliğin gücü kendi etki tepki fren ilişkili dirençlerini veren girişmeni yönelimleriyle olup bitenler, sosyal anlamalar içinde kardeşlik kavramıyla mana olacaktı. Değilse hemcinsler kafadan bir kardeşlik kavramı bulup, ona göre inşa olmayacaktılar.
Birliğin gücü doğal referanslar etrafında sağlasan çevrimle vardı. Çevrim ile tamamen birlikte paylaşma, sürecinin paydaşı olacaklardı. Bu girişme doğal referans içinde doğal olma dışında, hiçbir anlam taşımıyordu. Giderek bu paydaşlık ortak duygudaşlığın da pekişmesi olacaktı.
Pekişmeler güdenle olan paydaşlık tutumlar, temel referansa göreydi. Temel referanslı kristalize edici yaptıran yoğunluk, aktaran ortak sosyal algı ile totemi imajı oluşuyordu. Totemi imaj somut açıklama ve bilgi olma yerine inanmaydı. İnanarak anlamaydı.
Temel referansa atıf olan öz güç çekimli eğimsen yönelimlerle ve dıştaki doğanın baskı, basınç gücü zorlukları karşısındaki kişiler, dışta birliğin gücünü oluşan grup içine gidiyordu. Bu birinci aşamaydı.
Gerektirmeler güdenle olan sürecin ikinci durum aşaması da ittifaklardı. Totemi edimlerle ittifak içine gelindi. İlahi süreç içinde totemi yasa örnekçe sine göre tabiilikle, üretim hareketine bağlı ilahi yasa içinde olundu.
İlahi yasa belirlemeleri içinde grup ilişkisi yerine gruplar arası üretim hareketiyle oluşan gruplar ilişkisi kontrolcü olacaktı. İlahi yasalar totem yasalarda yapılacak ekleme çıkarmalar ile gruplar arası ilişki güdenle oluşan yeni seçicilikti.
Yeni seçiciliğe göre ittifakın içinde karşı grupla vaki olacak çiftleşmeler içinde yeni doğanlar eskisi gibi totem bir alan içinde doğumla melezdiler. Ve melezler pay edilmeden hiçbir grubun totem kardeşi olamıyordular. İttifakı alan içinde doğuyorlardı. İttifakı alan içinde de doğma eylemi temel referanstı. Emme, beslenme de süreci kristalize edici temel referanstı.
Ama emdiği, beslendiği kaynağın ila onu doğuran o kaynak kişi veya o kaynak grup olması gerekmemekle emilen beslenilen öznel kaynakların sosyal özellikleri, temel referans değildi. Melezimiz, herhangi bir emziren tarafından emzirilebilirdi. İşte ittifak bu ortak aklı ortaya koymuştu.
İlahi kurul çocuk velayeti için emziren tarafın hangi grup olacağı kararını birlikte veriyordu. Bu karara göre doğan çocuğu paylaşıyorlardı. Böylece yeni doğan melez çocuk, pay edildiği grup kadınları tarafından emzirildi. Artık melez o grubun aiti olmakla, özelde o etnik totem kültü öğreniyordu.
Burada şunu da belirtmekte yarar var. Bu ön ittifaklı süreçlerde şimdiki anlayışımıza göre ters kare yasası uygulanıyor. Melezi doğuran kişi, artık totem dönemdeki gibi melezi emziremiyordu. Bebeği paylaşmadan emzirilmezdi. Doğuranın sütü, ya da doğuran taraftaki emziricilerin sütü; melez bebek paylaşılana kadar, mundardı. Yasaktı (haramdı).
Paylaştıktan sonra melez çocuğu alan grubun o çocuğu emzirmesi meşruydu. Muvafıktı. Üstelik ilahi yasaya göre "ilahi kardeş olma anlayışı içindeki" totem yasanın, "totem kardeşinle yatacaksın" kuralına karşı; "totem grubundan olan kardeşinle yatmayacaksın" diyen yeni kural vardı.
Ya kiminle yatacaktı? İlanen kardeş olan karşı gruptan kişilerle yatacaktı. Paylaşma sonrası velayetine geçilen grup "o bebek veya çocuk melezin kuşak farkı olmaksızın totem kardeşleri oluyordu".
Totem yasaya karşı ittifakın yasası ne diyordu? "Totem eşlerinle veya totem kardeşinle yatmayacaksın". Demek ki melez çocuk, hangi tarafın velayetine verildi ise o taraf içindekiler melezin, totem eşleri olacağından; çocuk eskisi gibi totem eşi olup kendisini emzirenlerle yatamayacaktı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.