- 1013 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
KABAK ÇEKİRDEKLERİM
Nasıl ki büyük mutluluklar küçük sevinçlerde saklıysa..
İnsana hayatın yolunu açacak önemli ciddi kararlar da
bazen bir çocuğun incinen gururunda
bazen de bir avuç kabak çekirdeğinin çocuksu düşlerinin
mucizesinde gizleniyor belki de..
İnsan ne kadar çabalayıp koştursa da hayatın renklerini yakalayıp
tuvaline resmetmeyi başaramıyor yine de…
Tıpkı hiç kimsenin Gök Kuşağının altından geçmeyi başaramadığı gibi..
Her zaman farklı renkleri ve tonlarıyla bir adım önde koşuyor..
Her insanın hayatı ayrı bir roman dense de..
Bütün roman kahramanları birbirlerinin hikayesinde rol alıyor
farkında olmasalar da..
***
Tiyatro insanı insana insanla insanca anlatan bir sanat dalı olmanın yanı sıra
bir ülkenin ve ülke toplumunun iniş çıkışlarını içinde bulunduğu koşulları ve eğitim düzeyini gösteren bir barometredir.
Tiyatroyu tüm sanat biçimleri arasında en yücesi olarak kabul ederim çünkü o insanoğlunun, neyin insani olduğu duygusunu bir başka kişi ile en dolaysız olarak paylaşabileceği yoldur. Oscar Wilde
Tiyatro insanı kandırmayan, insanı insana en iyi anlatan bir araçtır. Tiyatro bana insan biriktirmeyi öğretti. Doktor da oldum komiser de… Hayvanları da incelerim çünkü tilki gibi kurnaz, aslan gibi yırtıcı birini de oynarsınız. Daha kolay anlıyorum insanları. Herhangi meslekten birisiyle 20 dakika oturayım hemen ona dair çıkarırım her şeyi. Zihni Göktay
Tiyatronun öyle özellikleri vardır ki, bir eğitim aracı olması bakımından onu bütün öteki güzel sanat kollarından üstün kılar. Bu özellikler onun hayata en yakın bir sanat kolu olmasından ileri geliyor. Tiyatro gerçek hayatın kısaltılmış, buna karşın gereksiz eklenti ve takıntılarından soyutlanmış, sıkışık bir şekildir.Metin AKGÜN
Bir milletin güzel söyleyiş kudreti edebiyatında; edebiyatın da en canlı ifadesi tiyatrosunda belli olur.
Türk Tiyatrosunun yılmaz savaşçısı ve ülkeyi yurt dışında başarıyla temsil eden gerçek yıldızı Yıldız KENTER in bu olağanüstü yazısını paylaşmak büyük onur ve mutluluk verecektir bana...
***
Kabak Çekirdeklerim
"İnsanın ortak kaderi doğum, ölüm ve o aradaki zaman, yaşam... Doğmak, ölmek isteğe bağlı değil...
Ölmek, belki bazen.
Bize düşen yaşamak.
Koşullar ne olursa olsun yaşamak...
Ayakta kalmak...
Hadi sıyırttın sıyırttın, hayatta kalabildin zar zor...
Uzun yaşamak, bir ayrıcalık.
İyi, güzel...
Ama ayakta kalmak, kalabilmek.
Ceza!
Müthiş bir ceza!
İlkokuldaydım, birinci sınıfta.
Hiç unutmadığım bir cezaya çarptırıldım.
Karatahtann önünde, sırtım sınıfa, yüzüm karatahtaya dönük, ders bitimine kadar kıpırdamadan ayakta durmak...
Utanıyorum, midem bulanıyor, ölmek istiyorum.
Herkesten nefret ediyorum, herkes ölsün istiyorum.
Sonra bir ara cebimdeki kabarıklığı hissediyorum:
Kabak çekirdeklerim!
Bir kuruşluk kabak çekirdeği almıştım, bir tane bile yemedim. Mahmut’la (benden birbuçuk yaş büyük ağabeyim; üçüncü sınıfa gidiyor) eve giderken yiyecektik.
Evimiz taa tepede, Abidin Paşa Konağı’nın orada.
Baharda...
Bademler açmış, tepeye giden toprak yol bomboş.
Ev yok pek. Apartman hele hiç yok. Göz alabildiğine tarla.
Papatyalar, gelincikler.
Hadi be sen de!..
Ne diye ölecekmişim...
Mati’ciğimle güzelim dağ yolunda çekirdek yiyerek,
konuşa gülüşe eve gitmek varken!
Şimdi dönüp geriye baktığımda,
hep çekirdek misali umutlar peşinde
ayakta kalabildiğimi görüyorum.
Öleceğimi bile bile bir çekirdek uğruna
bu kadar çaba, çırpınma!
Değer mi?..
Bir şey yap, Met’i anımsıyorum, sevgili Aziz Nesin’i...
İçim ısınıyor yeniden.
Kalk hadi diyorum,
durma koş, bir şeyler yap.
Yaşa...
Dur diyorlar bir yandan da, koşma...
Yeter dinlen artık. Koşma...
Öl artık!
Ama çekirdeklerim bitmedi ki daha..."
Yıldız Kenter
YORUMLAR
Ustaların ustası Yıldız Kenter..Sizi en son yine sizin yazdığınız bir oyunda izlemiştim çok zaman önce..Ağaçlar ayakta ölür misali ayaktaydınız mutlu heyecanlı ve muhteşem..
Yazınızı okudum ve düşündüm..Benim az da olsa uzun yaşamak için ne gibi gerekçem olabilir diye..
Buldum!
Daha dinleyeceğim şarkılar bitmedi ki..
Sağolun Hocam. Sizi çok seviyorum..