- 430 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kâğıt, kalem ve yazma üstüne
Bir kâğıtla ne yapabilirsiniz? Kâğıt evet. Boş, beyaz bir kâğıt. Örneğin, A4 dediğimiz, şu yaygın dosya kâğıdından...
Uçak yapabilirsiniz meselâ. Benim gibi, şansınıza küçükken öğrettiyse biri size, ezberlediğiniz görünmez çizgilerinden güzelce katlayıp, tırnağınızın tersiyle de bastırarak iyice, uçurabilirsiniz pencereden aşağı zarifçe. Bulunduğunuz kat irtifasına orantılı bir güzergâh boyunca, rüzgârın da yardımıyla o an çizilen bir rotada, salına salına uçar gider uçağınız. Düşer aslında bir yere ya, siz görmezsiniz bazen. Dönmüş olur belki binanın köşesini. Uçup gittiğini düşünmek daha güzeldir. Bir yanınız da uçmuş gitmiştir onunla uçsuz bucaksız göklere çünkü.
Gemi yaparsınız örneğin aynı kâğıtla. Arabasız bir sokakta, yağmur sonrası oluşmuş ufak bir su birikintisi de bulduysanız, yüzdürebilirsiniz onu dünyanın bu en dalgasız denizinde. Artık kaptan da sizsiniz orada, tayfa da miço da...
Ya da başka türlü katlarsınız gemi yaptığınız kâğıdı, şapka olur böylece. Ama şapkayı başınıza takabilmek için daha büyük bir kâğıt gerekir tabi. Gazete kâğıdından olur o da en iyi. Türlü cinayetler ve zam haberleriyle dolaşırsınız başınızda.
Elinizde bir kâğıt varsa bunları yapabilirsiniz.
Ama kâğıdın yanı sıra bir de kalem varsa elinizde; o kâğıdın içine dünyaları sığdırabilirsiniz işte. Olmazları olur yapmanın tadına varır, kâinatın ilk gününden beri var olan ve sonsuza gidecek bir hünerin sırrına erersiniz; yazarsınız.
Uçakla şehirler, ülkeler aşan birinin öyküsünü yazabilirsiniz artık örneğin. Ne oralara gitmişsinizdir hayatınızda ne de gerçek bir uçağa binmişsinizdir belki de. Ya da gemisiyle fırtınalar aşıp limana sağ salim dönen kaptanın maceralarını kaydedersiniz kâğıda. Hatta öyküden, kurgudan çok, gerçeği anlatmak isteyebilirsiniz belki: Haber yazarsınız bir gazetede. İnsanoğlunun yaptıklarını, yine kendisine anlatırsınız.
Ama başınıza geçirdiğiniz bu şapka, başınızı ağrıtabilir bazen. İnsanlar her zaman hoşlanmaz yaptıklarının yazılmasından. Şimdi kalem mi suçludur yazılanlardan, kâğıt mı, bilinmez artık. Yazan mı sorumludur yoksa yazdıran mı, sorulmaz.
Bin yılın kuralıdır; insanoğlu yaşar, insanoğlu yazar. Bu yapılmazsa, tarih yapılmaz çünkü. İnsan yazmazsa, okumazsa, tarih tekerrürden kurtulmaz çünkü. İspanyol filozof Santayana’ nın da dediği gibi; tarihi öğrenmeyenler, onu tekrar yaşamak zorunda kalırlar.
Bir yapraktır insanın ömrü, büyük tarih defterinde. Boş bir kâğıttır. O kâğıtla ne yapacağı, kendisine kalmıştır.
Uğur DEMİRCAN, 2018
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.