- 338 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Nerede Bulmaca Görsem
Gazeteler, ah bu gazeteler, çeşit çeşit, sayfa sayfa, renkli renkli, kimisi de siyah beyaz. Yine de azdır bizim ülkemizde kişi başına düşen gazete sayısı, gelişmiş ülkeler ile kıyas edecek olursak. Avrupa’da bizim dışımızda ki bir çok gelişmiş ülke de kişi başına düşen gazete sayısı bizimkinin neredeyse iki üç katıdır. Onlar her yerde okurlar. Otobüste, trende, vapurda, durakta beklerken, mıçarken, kaçarken. Bizimkilerde çoğu zaman bu ulaşım araçlarında horul horul uyurlar hatta rüya bile görürler. Sabah işe giderken uyanık olanların hali de belli uyuyanların ki de... Bizim erkek milleti de iş yerinde patronundan ya da müdüründen fırçayı yeyince, karılarının ve çocuklarının canına okur akşam eve dönünce,
Ben, gazetelerin en çok bulmaca eklerini severim. Kare bulmaca, çengel bulmaca, rakam bulmacası, su doku, hiç fark etmez. Nerede bulmaca görsem, paça kasnak dalar, bulmacaya el ense çekerim. Sırtını da yere getirmeden bulmacayı kimse elimden alamaz. ’’Çöz bizi de sen de kurtul biz de kurtulalım Ahmet Ağabey.’’ diyorlarmış gibi gelir sanki bulmacalar bana. Kalemi çantamdan çıkartıp da elime aldım mı bulmacalar karşımda tir tir titremeye başlasalar da üzmemeye çalışırım onları. Bu bulmaca işi artık ben de bir hastalık halini aldı desem yeridir.
İş yerlerinde zaman zaman işimizin olmadığı durumlarda esnaf arkadaşların, dükkan komşularının dükkanlarını adımlar ziyaret ederim. Ayaküstü sohbet, muhabbet ederiz. Kimi zaman komşuları çekiştirir, kimi zaman siyaset konuşuruz, atar tutarız memleket meseleleri hakkında. Politikalar üretiriz kendimize göre, çok biliyormuş gibi. Hele de esnaf arkadaşın gazetesi var ise o gazetesinin içinde de bakir, ellenmemiş bir bulmacası varsa, arkadaş ile sohbet ederken, iki arada bir derede kaş ile göz arasında bulmacasını da çiziktirmeye başlarım. Kimi esnaf arkadaşlar sesini çıkartmaz, gazetenin bulmacasını karalarken, kimisi de ’’Hop hop birader.’’ deyip çözdürmemek için cansiparane bir şekilde elimden almaya çalışır. O sırada ben ise elimde kalem, kafamda okuduğum sorular, boş kareleri aldırış etmeden dolduruyorumdur. Soldan sağa üçün ikisi ’’Baryumun Simgesi’’ cevap hazırdır. Bir bulmaca kurdu için basit bir soru. BA tabi ki. ’’Bir bulmaca kurdu, başka bir bulmaca kurdunu hiç sevmez.’’ Bunu da özlü bir söz olarak araya sıkıştıralım. Efendim, gelelim uzun sorulara, hepsi kısa değil tabi ki soruların. 17. Yüzyılda yaşamış divan şairi filan fişmekan diye devam eder gider sorular...
Arkadaşlarımın, komşularımın çoğu, benim bu tedavi olmaz hastalığım, bulmaca çözme merakına bayağı alıştılar alışmaya da bazen zor durumlara düştüğümde oluyor, hiç tanımadığım adamların bulmacalarını çözünce. Geçenlerde şehirler arası otobüste, yanımda oturan arkadaşın Hürriyet Gazetesini aldım bir göz gezdireyim diye, okurken ufaktan ufaktan iç cebimde de kalem, orta sayfaya gelmişim. Bulmaca bana bakıyor ben bulmacaya bakıyorum, bir yandan da yanımda ki gazete sahibine bakıyorum. Herifin göz kapakları hafif iner gibi oldu. Ahmet durur mu? Gazete elde, kalem elde, şak şak iki dakika da hem kare bulmaca, hem çengel bulmaca, hem de su doku sizlere ömür. Tüh tüh çok iyi bulmaca idiler Allah taksiratlarını affetsin, yanda ki gazete sahibi de beni af etsin. Sonra bir güzel katlarsın gazeteyi ve usulca adamın yan tarafına koyarsın Ahmet. Velev ki adamda benim gibi bulmaca meraklısı biriyse, daha sonra gazeteyi açıp da bulmacalarının çözüldüğünü görünce sanırım bana sunturlu küfürler ile giydirmiştir.
Bazen doktor muayenehanesinde sıra beklerken denk geliyor gazeteler ve bulmacalar. Yine dayanamıyorum. Elim kaşınıyor, beynim kaşınıyor. Sekreter hanım ismimi söyleyinceye kadar Allah ne verdiyse, önüme hangi bulmaca geldiyse şakır şakır hallediyorum. Bilirsiniz bir çoğunuzda, bulmaca çözmek Alzheimer hastalığının da ortaya çıkmasını geciktiren sebeplerden birisiymiş... Sekreter Hanım o ara içeriden eski hasta çıkınca ’’Buyurun Ahmet Bey sıra siz de.’’ demesin mi? Hayır hayır demesin tabi ki gazetenin çengel bulmacasını çözüyorum şu an da doktorcuğumun muayenehanesinin bekleme salonunda, iki tane de boş kare kalmış, doktorum az beklesin yahu! On dakikadır düşündüm düşündüm bulamadım, onları bulup yerlerine yerleştireyim hemen geliyorum sekreter hanım, hemen geliyorum doktorcum. Bunun da tedavisi vardır herhalde kulak burun boğazcıdan çıkıp bir de psikiyatri doktoruna mı gitsem?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.