- 623 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
GİTTİ CANIMIN CANANI
Bu şarkı beni yıllar öncesine götürüp, bu hikayeyi yazmama neden oldu.
İçimdeki ateşten duyguların gözlerimdeki hala bitmeyen yaşların...bu hiç bitmeyecek olan yüreğimdeki sevginin beni asla terketmeyeceğini anladım. Diyen arkadaşım hikayesini anlatmaya devam etti.
Serin bir sonbahar akşamıydı,evimden çıkıp arkadaşa doğru giderken sokağımızın köşesini dönünce karşımdan gelen öğrencilerle karşılaştım,bir an içlerinden biri ile göz göze geldiğimde inanılmaz sarsıldım,ben sürekli bakarken o gözlerini indirip dudağını ısırdı. ben o anda bir suç işlediğimi sandım,ben de yoluma devam ettim.Ama gözlerimden taşan yaşlara engel olamıyordum.Arkadaşa gelip kapıyı çaldım...o açınca ( ne oldu neden ağlıyorsun) diye sorunca ben: ( Bilmiyorum bazı olaylar beni duygulandırdı.) dedim. (Ne oldu ) diye sorunca ona olayı anlattım. Arkadaşım: (Bir görüşte aşık oldum,deme sakın) dedi.
Ben ise hiç dinmeyen göz yaşları döküyordum. Daha sonra sakinleşince, kendi kendime konuşurken arkadaşım bana endişeli gözlerle bakıyordu. Neden bu kadar beni duygulandırmış neden gözyaşları döktürmüştü.
Bu olayın üzerinden iki gün geçti.
Bir akşam üzeri yine sıkılıp kendimi dışarı atmıştım caddede yürürken bir kitapçının önünde bazı indirimli kitapları sergilediklerini görüp içeri girdim. İşte karşımda duruyordu. Bir kitap seçip aldım. O da bana bakıyor,nereden hatırlayacağını düşünüyor gibi geldi bana. Sonra ismimi ve nereden olduğumu sordu bana.Ben söyleyince : (Sen o değil misin ) dediğinde: (Evet ama, ben de sizi tanır gibiyim) dedim. Ben (O) yum deyince yıllar önceki arkadaşımı tanıdım ama yıllar bizden çok şey alıp götürmüştü...o gün de yine arkadaşıma gidip çok göz yaşları döktüm.
Böylece bu bitmeyecek olan hiç bitmeyecek olan; küllendi sandığım ateş yeniden ateş aldı...Okulu bırakmıştım...o,yeniden başlamam için ısrar etti. Artık esiri olduğum duygulara yenilip o hep ne diyorsa onu yapıyordum.Okula başladım. Aynı okulda ama ayrı sınıflardaydık.
Her şeye rağmen yine aramızda engeller vardı. Hiç bir zaman beni kabul etmeyen ailesi onu okuldan alıp uzak bir yerdeki yatılı okula göndermişlerdi.
Bana göre : (Aşığa Bağdat sorulmaz)derler ( Ufukları aşar gider.)
Biz ayrılık acısı çekerken yine haberleşiyorduk. Her mektup bir şarkı ile başlıyor, göz yaşları ile bitiyordu.
Yine bir gün okul dönüşü evde beni mektubunun beklediğini gördüm.
(Nasihatim sevdiğimedir.) Diye başlayan,mektuptan çok hatıralara benzeyen yazılardı... notlardı bunlar :(Bu kadar acı bu kadar karamsarlık hangi insanı öldürmemiştir sevdiğim hangi insan bu kadar bedbaht olabilir ?
Kim kendini bu denli yıkabilir.
Eğer sevmek buysa ben bu sevgiyi bütün aşıklar adına, bütün sevenler adına hatıraların huzurunda lanetliyorum. Sana birazcık umut vermiş isem,yıllar yılı sevgiden yoksun gönlüne girebilmiş isem,hepsi senin mutluluğuna, hepsi senin iyiliğine bir tanem.
İstediğin bir sevenin olması değil mi ? sevenin olması gibi sen de sevmiyormusun ? sana : ( sevmiyorum) dersem (yalan) demezmisin ? ( Sen beni sevmiyorsun) desem, parmağınla dudaklarımı susturmazmısın? Başkasını sevmiyormuşsun . Bundan sana ne, bana ne !.. Biz ( Karınca kararınca ) mutluyuz ya!.. seviliyoruz ya !..
Fazlası şımartabilir,azı yön ve kişi değiştirebilir. Ben kararlı aşkın tarifini bu şekil biliyorum. Her halde ayrı düşünemezsin.
Sana şöyle bir soru yöneltmek geldi aklıma : Sana göre acı, bana göre fazlaca abarttığın bu zehirli hayat, bir gün bitmeyecek mi ? yaşamının bu karanlık kesiminin aydınlanması için ne gerekli ?
Eğer bir can kurban istiyorsan,bu can sana kurban birtanem. Yoksa benim varlığımın da mı faydası olmuyor, güzel gönlüne. O zaman ( defol ) de çıkayım oradan. Ama acılara yuva olan (Mavi Gülüm) en zalim yaratığa bile acı çektirmez. Bunu bir ben bir de Allah bilir.
Bazı insanlar da acı çektirme hastalığı vardır, birtanem. Bu insanlar; ( hayat baharı ) denen sevilmeye muhtaç oldukları an sevgilerden,onun meyveleri aşktan, yaşattıkları benim ( Mavi Dünyam ) onların ( toz pembe) dünyalarından mahrum edilirler.
Bu kısıtlama sonrası bir acı başlar onlarda. Haklıdırlar ( yerden göğe kadar) bir zalim kaderin girdabına yakalanırlar. Ya bir kardeş ya da bir baba, ya da bir üvey anne zehirli ağlarına düşürürler bu zavallıları.
Gözleri kör gerçekleri görmeksizin artık onlar için hayat bir hiçtir.Sevgiden yoksun ; buz gibi soğuk bir yapı inşa ederler.Çaresiz,umutsuz...bu yapıya sonradan ( mutluluk) ismini takarlar.Mutsuz ve acı günler birbirini kovalar.
Aradan yıllar geçer ve bir gün bu acılara sahne olmuş hayatından bıkar. Ölümü isterler. Ölüm her şeyi halledecek güçte midir,değil midir bilmezler. Ölümün sadece bedeni aldığını sevenlerinin de kendileri gibi acılara gömüleceğini bilmezler. Aşk kör etmiştir onları...
Bu kadar ızdıraptan sonra, çöl kumunun suya hasretliği gibi sevgiye şefkate susarlar.Günün birinde yeniden doğar bir sevgi. Karşılıklı severler ve de sevilirler.Çevre zehir saçar ortalığa. Acıdan sonra sevdiği genç aşkını sınırlar...ürkektir tazedir . Hayatı hep ortamla yaşamla mücadeleyle geçmiştir.
Bütün bunları anlıyorsun ve biliyorsun değil mi bir tanem.
Bu genç henüz orta basamakların sonuna varmıştır. Onun da bir özlemi vardır.O da sevgiye muhtaçtır.Çok sevilmiştir eskiden, çok da sevmiştir.Ama bu sevgi herkesinkinden fazla gelmiştir ona. daha ayrı,daha başkadır, bu varlık. Adeta büyülemiştir onu. Ama bir büyücü gibi değil bir sahtekar gibi değil de bir annenin evladını sevmesi, onun şefkati gibi büyülemiştir...
Aşka bu kadar susamış çilekeş birtanem bütün sevgisini arzulayıp ta bulamadığı hayatı birtanesinden ister.Fakat istedikleri çoktur.( ! )...Aradan uzun fakat mutluluklardan kısalmış günler geçer...ayrılık kokuları hissedilir ve o gün gelir çatar. Hayatla bu kadar kavga eden her cefaya katlanan bir tanem bu ayrılıktan korkmaya başlar.
Ona göre bu ayrılık sevgi bağlarını koparabilir. Bulduğunu ( Geç buldum tez yitirdim) misali kaybetmekten korkar. Sana şunları söyleyeyim birtanem ,gerçek tek aşkım : Sevgimden şüphe mi ediyorsun ? Ben seni ahirette bile seveceğim.Orada seni Allah’dan isteyecek kadar sağlam ve ölümsüz bir aşka sahibim,hiç olmazsa seni orada aşikar severim.Artık yaza yaza yoruldum.Düşünmeliyim,daha gerçek daha güzel şeyler yazmalıyım birtanem e ...
Mutlu olmuştum onun yazdığı bu mektupla.Sonra cevabını yazdım.
Bir tanem,
Devam edecek. ikinci bölümde.
Aygün DENİZ.
YORUMLAR
Öykü sıcacık efendim. Lâkin kelime tekrarları bazı anlatımları devrikleştiriyor. Noktalamalardan sonra bir tık ileriden başlandığını da size anımsatsam sanırım öykülerinize doyum olmaz. Şiirleriniz harika. Dünyanız çok leylak. Selam saygılar.