- 334 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kitap ve Yaşam
Kitap, insanoğlunun yüzyıllardan beri ürettiği, üretmeye devam edeceği bir araçtır. Zaman zaman üzerindeki ilgisini yitirse de insanlar üzerindeki etkisi devam etmektedir. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin kitaplar olmaya,evimizin baş köşesine kurulmayı sürdüreceklerdir. Çünkü bu ilginin sebebi kitapların insanların hayatına dair sırlara ortak olmasından ileri gelmektedir. Bu sır ortaklığı devam ettiği müddetçe bu ilgi de devam edecektir.
Peki neydi bizi kitaplarla sır ortağı yapan şey?Etraflıca düşündüğümüz zaman bu sorunun cevabını rahatlıkla bulabiliriz. Fakat detaya inmeden baktığımızda pek de ortak bir nokta bulamayacağızdır.Öyleyse gelin bir de şu açıdan bakmayı deneyelim. Yazılı olan şeyler, tarihin eski dönemlerinden tutun da günümüze kadar hep el üstünde tutulmuştur. Okunmasa bile bir yerlerde korunma, saklanma ve sonraki kuşaklara aktarılma gayesi güdülmüştür. Tabi zaman zaman yakılıp yıkılan kitaplar yok değil tarihte, ama ben o durumları istisna kabul etmek istiyorum.İnsanlara inançlarını yaşamalarını kolaylaştırmak için gönderilen ilahi buyruklar, eski uygarlıkların ortaya koyduğu kitaplar, yakın tarihte ve son olarak günümüzde basılan kitaplar insanlar için hep bir önem teşkil etmiştir. Çünkü kitaplara yüklenen tarihi misyon(İnsanoğlunun yaşamını gelecek kuşaklara taşıma)onların önemini daha da artırmıştır. Okuyan, araştıran insanlara kapılarını sonuna dek açan kitaplar, okumayan ve kendine düşman olan insanlara da hep korku olmuştur. Bu yüzden bu kimseler kitaplara mesafeli yaklaşmışlar, hatta onları yok etme, yasaklama gibi yöntemlere başvurmuşlardır.
Bu korkunun, kaçınmanın altında ise kitapların doğruları, gerçekleri anlatması yatmaktadır. Kendi düşüncelerinin doğru olmadığını görmek, bundan faydalanan insanların işine gelmez. Çünkü menfaatleri zedelenmiştir. Haliyle bilginin, doğruların gelecek kuşaklara aktarılmasında en büyük hizmeti yapan kitaplara elbette düşman olacaklardır. Ama gelin görün ki, bu insanların kitaplar karşısında hiç şansı olmamıştır. Çünkü kitaplar üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getirmiş, en ücra köşelere kadar kendilerini ulaştırmışlardı. Bu da her yerde kitapların esamisinin okunması sağlamıştır.Milyonlarca kitap dünyanın dört bir yanına dağılıp insanların hayatına yön vermeye başlayınca insanlar onları okudu, bilgileri ve kültürleri arttı. Medeniyetin adım adım yükselmesine katkı sağladılar. Okuyan beyinler daha gerçekçi, daha bilimsel ve daha insancıl düşünmeye, araştırmaya başladılar. Bu da insanların kitaplara olan ilgisini daha artırdı.
Kitaplardan elde ettikleri bilgilerini doğru yönde kullanan insanlar, insanlık için yararlı nice buluşlara, yeniliklere imza attılar. Bunu kitapları okuyarak başardılar. Sonra yaptıklarını kağıda döküp sonraki nesillere aktardılar.Bu bilgi taşınması sonraki kuşakların çok işine yaradı. Onlar da aynı döngüyü devam ettirip nice kitaplara imza attılar. Sonrasında inanılmaz çoklukta kitaplar ortaya çıktı. O kitaplarda insanoğlunun yaşamına dair her şey mevcuttu. Bize ve bizden öncekilere dair merak ettiğimiz her şeyi kitaplar sayesinde öğrenebiliriz ve öğreniyoruz da. Hayatımızın bir aynası diyebiliriz onlara. Yaşamımızda kendine bu kadar geniş yer edinen kitapları dost edinmeyi herhalde bu sebepten istemiş olsa gerek eskiler. Evet, eskilerin dediği gibi kitapları dost edinelim, onlara hayatımızda
kocaman bir yer verelim. Çünkü biz onlara hayatımızda ne kadar fazla yer verirsek onlar bizden kat kat fazlasını vereceklerdir. Zaman zaman onları aşığını sadakatle bekleyen bir sevgiliye benzetiyorum. Onlarla ilgilenmeyip görmezden gelsek de bir gün ilgileneceğinizi düşünüp beklerler. Onlar için zaman ve şartların hiç önemi yoktur. Yeter ki bekledikleri ilgiyi gösterelim.Hiçbir koşulda kapılarını açmamazlık etmeyen kitaplara gereken değeri gösterip yaşamımızdaki yerini iyi belleyelim. Kitapsız geçen koca bir ömrün eksik kalacağını, tatsız tuzsuz olacağını belirtmek isterim.Öyleyse bol bol okuyalım, bol bol okutalım sevgili dostlar benden söylemesi.
Sahi neden okumalıyız?
*Kelime hazinemizi artırıp kısır döngü cümleler kurmamak için.
*Dünyanın bizden ibaret olmadığını, başka başka hayatların da yaşama hakkı olduğunu öğrenmek ve öğretmek için.
*Sesi gür çıkanın her zaman haklı olmadığını göstermek, bunu haykırmak için.
*Etrafımızda farklı hayatların olduğunu, onların da en bizim kadar hak sahibi olduğunu anlatmak için.
*Haksızlıklara boyun eğmeyip hakkımızı aramak için
*Dünyanın en saygın mahkemelerinden de üstün bir mahkeme olan ’’vicdan’’ın içimizde kendine yer etmesini sağlamak için.
*Savaşların, insanları öldürmenin ne kadar gereksiz ve zahmetli olduğunu haykırmak için.
*Savaşa,kavgaya inat barış ve huzur içinde yaşamanın mümkün olduğunu bir bardak suda fırtına koparanlara anlatmak için.
* En önemlisi de kalemin her zaman kılıçtan keskin olduğunu öğretmek için okumalıyız.
Sevgili anneler-babalar, öğretmenler,öğrenciler, üzerinde sorumluluk taşıyan herkes lütfen kitap okuyalım, okutalım.Her şeyden çok okumaya,anlamaya ihtiyacımız var. Birbirimizi anlamıyoruz,
bağırıp çağırmakla yetiniyoruz. Ah bir okusak, hem birbirimizi anlayacağız hem de cümle dertlerimizi daha rahat çözeceğiz. Öyleyse ne duruyoruz, buyurun okumaya.
22.20.2019/ Necati Dilek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.