- 310 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖYLE BİR HİKAYE / BÖLÜM -ON ÜÇ
ÖYLE BİR HİKÂYE / BÖLÜM -ON ÜÇ
Eşinden hiç ses seda çıkmadı diye söylendi Buse. Oktay, biraz düşündükten sonra, ‘’ Acele etme, ortalığı toza dumana katmadan rahat etmez, aslında mantıklı düşünürsen haklıda. Hangi kadın böyle bir durumu yaşamak ister? Şimdi onu boş ver de, bugün ne yaptın hiç haberleşemedik. Bende fırsat bulup arayamadım.’’
‘’ Önce Ayfer’le konuştum. Beni bir güzel azarladı, bu ne acelecilik diye. Sonrada yarın ben seni arayacağım dedi. Bir de, her ne kadar tanımasam da, benden selam söyle dedi.’’
‘’ Aleykümselam’’ ‘’ Birde sana sormadan bir şey daha yaptım. İnşallah kızmazsın?’’
‘’ Ya neden kızayım? En fazla cezanı çekersin.’’
’’ Cezam ne olacak?’’
Yatağı işaret ettim. ‘’Anladın sanırım?’’
‘’ Pışşık, akşam yemeğine abimi davet ettim. Biraz sonra Çay Bahçesinin orada olur.’’ ‘’ Ben kalkayım, hava serin adamı bekletmeyelim. Sende bu sırada sofrayı hazırla canım. Dışarıdan bir şey istiyor musun?’’
‘’ Yok, ama bir ekmek al istersen?’’
Evden çıkarken, tamam diye cevap verdi. Sofrayı hazırladım, divana oturup beklemeye başladım. Bir ay evveline kadar, Oktay’ın varlığından haberim yokken, şimdi onun kadını olmuştum. Nereden nereye? Başımdan geçen acı deneyimden sonra, hiç seveceğimi, mutluluğu tekrar tadacağımı sanmıyordum. Ama karşıma bir adam çıktı ve yaşanacak bir hayatım olduğunu hatırlattı. Besbelli ki büyük bir imtihandan geçiyordum. Bu evde, bu odada etrafıma her bakışımda yeni, yeni şeyler görüyorum, bu arada Oktay’ın başka bir yönünü de öğreniyordum. Çamaşır makinesinin yanı başında birkaç defter, kimisi bitmiş kimisi de yarım kalmış el yazması romanları, koskoca adamın içinde yaşayan o küçücük çocuğu oyuncak arabaları, televizyonun üzerinde maket gemiler hepsi onu anlatıyordu.
Merdivenlerden inen ayak seslerini duyunca yerimden kalkıp kapıyı açtım ve kenara çekildim. Önce abim sonra Oktay içeri girdi.
Abim şaşkın, şaşkın etrafına bakınırken, bir taraftan da konuşuyordu, ‘’ Tek odalık bir daire. İlk defa görüyorum ama hoşuma gitti. Biliyor musun Buse, önemli olan yer, mekân değil oraya ruh veren, orada yaşayan insandır. Bu Oktay’ın kişiliği ile ilgili bir şey. Çok beğendim ve çok açım. Hadi sofraya geçelim. Odanın tek sandalyesine sen otur Buse. Biz divana otururuz.
Yemek faslından sonra, demli çayı bardaklara koyarken, abimi yanıma çağırdım. ‘’ Abi şurayı görüyor musun? Buradan bahçeye açılan bir kapı istiyorum, bu işi ancak sen halledersin?’’
‘’ Şimdi bu bir emir mi? Yoksa rica mı?’’
‘’ Abii?’’
‘’ Tamam, hallederiz, seni mi üzeceğim kardeşim?’’
Geç vakte kadar oturan abim gittikten sonra, sevgi ile Oktay’ a baktım.
‘’ Geç oldu aşkım bizde yatalım.’’
Bir kadının, sevdiği erkeğin kucağında uyuması kadar güzel bir şeyi bu güne kadar tasavvur edemiyordum. Oktay onu da yaşattı bana.
Sabah kahvaltıdan sonra Oktay’ı yolcu ederken, bugün yapacağım işleri düşünmeye başladım.
Düşüncelerim, abimin beni aramasıyla sona erdi.
‘’ Kardeşim, bu haberime sevineceğine inanıyorum.’’
‘’ Ne haberiymiş bu?’’
‘’ Annemle akşam senin durumunu konuştum. Oktay’la seni bu gece yemeğe davet etti.’’
‘’ Ah çok sevindim, bu kadar çabuk beklemiyordum. Ama bu fırsatı tepemem geleceğiz. Ben hemen Oktay’a haber vereyim. Seni çok seviyorum abi. Sağ ol.’’
‘’ Yağcılık yok. Sen kendini annemi ikna etmek için hazırla. Şimdi kapatıyorum işim çok.’’
Sen hiç merak etme abi, annemin ağzından girer, burnundan çıkarım. Benim adım Buse. Önce Oktay’ı haberdar edeyim, biraz erken kapatsın dükkânı.
Akşam üzere saat altıya doğru eve geldi, yüzü gülüyordu.
‘’ Demek, valide sultan bizi huzuruna kabul etmeye karar verdi.’’
‘’Öyle görünüyor hayatım.’’
‘’ Valide sultanın huzuruna eli boş çıkılmaz, nelerden hoşlandığını sen benden iyi bilirsin?’’
‘’ Bir kilo cevizli baklava alırız, baklava ile beraber gönlünü de alırız.’’
‘’ Yelkenleri kırık kalyonu yerinden alsana?’’
‘’ Şimdi ne yapacaksın onu?’
‘’ Abin onu çok beğenmişti? Bu gemi abini çok mutlu edecek.’’
‘’ Sana bayılıyorum Oktay, gönlü çok geniş adamsın. Hiç merak etme benim gönlümü fethettiğin gibi, annemin gönlünü de fethedersin?’’
‘’ İnşallah.’’
Fazla geç olmadan Fatihe doğru yola çıktık. Evden, hem abimin hem de annemin gönlünü fethederek çok geç saatte ayrıldık. Sanırım bu geceyi hepimiz mutlu olarak kapattık.
Oktay’ın kollarında mutluluk gözyaşları ile uykuya daldım. Çok mutluydum.
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.