- 299 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sınavlarla İç İçe Hayatlar
Ülkemizin yıllardır değişmeyen yüzlerinden biri de hiç şüphesiz sınavlardır. Liselere girişten üniversiteye, üniversiteden memuriyete kadar hep sınavlar olmuştur ve olmaya da devam edecektir.Çünkü ülkemizde bir yerlere gelmek istiyorsak kendimizi kanıtlamalı, diğer bir deyişle bunu hak etmeliyiz. Bunun yolu da yıllardır süregelen sınavlarda başarılı olmaktır.
Başarılı olmak için hemen hemen herkesin hayatının belli dönemlerinde gecesini gündüzüne katıp çalıştığını biliyorum. Hayatımızın merkezine yerleştirdiğimiz bu sınavlarla yatıp bunlarla kalkıyorduk adeta.Öyle ki, sırf sınavlarda başarılı olmak için akrabalarımızla,arkadaşlarımızla hatta işi abartıp ailemizle irtibatımızı kestiğimiz oluyor. Çalışmak çabalamak elbette güzel ama dünyayla irtibatımızı kesip hayatımızı kendimize zehir edecek kadar değil. Çünkü en güzel yıllarımızı sınavdan sınava koşarak harcamak hayat yolunda bize ağır kayıplar verdirecektir. Sadece sınav merkezli bir hayat kimseye iyi gelmez. Neticede hepimiz insanız. Bizim de sosyalleşmeye, gezip tozmaya hakkımız var. Buradan şunu da anlamamak gerekiyor: Dersi, sınavı bırakın, canınızın istediği gibi gezin tozun. Hayır, elbette böyle bir şeyi yapmayacağız. Yapmamız gereken hayatla sınav arasındaki dengeyi kurmayı bilmek.
Nasıl mı? Ne tamamen kendinizi dünyadan soyutlayıp kitapların arasına gömüleceksiniz ne de dersi,sınavı unutup gününüzü gün edeceksiniz.Bir insanı kendinden daha iyi kimse tanıyamaz. Onun için gerektiğinde kendinizi çalışma masasına oturtacak, gerektiğinde kafanızı dağıtmak için farklı sosyal etkinliklere katılım sağlayacaksınız. Bunların ne olduğuna ve ne zaman olacağına yine kendiniz karar vereceksiniz. Çünkü kalbinizi ve beyninizi en iyi tanıyan sizsiniz.Öyleyse kalbinizin ve beyninizin ne istediğine kulak vererek ama sınav gerçeğini de yok saymadan makul olan her şeyi rahatlıkla yapabilirsiniz.
Evet, ülkemizde sınavlar olmazsa olmazımız olarak karşımızda duruyor. Yükselmenin neredeyse tek şartı sınavlar. Ama bu demek değil ki, sınavlar her şeyden önemli. Böyle olmadığını lütfen aklınızın bir köşesine yerleştirin. Hayatta sizden,sağlığınızdan, daha önemli hiçbir şey yok. Sınavlarda başarılı olacağım diye kendinizi heba edip sağlığınızdan olmanın, psikolojinizi bozmanın geçerli bir mantığı yok. Öyleyse işe daha planlı yaklaşmamızda fayda olduğunu düşünüyorum.
Niyetimiz istediğimiz okula, bölüme veya işe girmek ise öncelikle ne istediğimizi belirlemekle işe başlayabiliriz.
Sonra da hedeflerimizi gerçekleştirmek için kolları sıvayıp azimle çalışalım. Bunu yaparken kendimizi kandırmadan gerçekçi(olabilir)hedeflere yönelmemiz bizim yararımıza olacaktır.Başarıya ulaşmak için gecemizi gündüzümüze katmadan( Plansızca çalışıp yıpratmak)bir plan dahilinde ve düzenli aralıklarla çalışmayı öneriyorum. Zamanla çalışmaya devam ettiğinizde hem daha az yorulmuş olacaksınız hem de çalışmalarınızdan yüksek verim aldığınızı göreceksiniz. Bu esnada yer yer olumsuzluklar peşinizi bırakmayacak.Yılgınlık,isteksizlik ve başarısız olma duygusu sizinle at başı ilerleyecek. Yalnız burada size düşen umutsuzluğa kapılmadan, çalışmalarınızı sürdürmek olmalı. Zirve
yolunda ilerlerken ’’Yokuşta akmayan ter, inişte gözyaşı olur.’’felsefesiyle hareket edip mücadelenizi sonuna kadar sürdürün. Ve bir süre sonra emeklerinizin karşılığını istediğiniz okula, bölüme, mesleğe girerek almış olacaksınız. İşte o zaman bütün yorgunluklarınız uçup gidecek, sizden daha mutlusu olmayacak. Tabi bunun için önce kendinize inanın, sabırlı olun ve asla umutsuzluğa kapılmayın. Siz bir işe inanıp yola çıkarsanız, size inanlar da dalga dalga arkanızdan gelecektir. Sevgili öğrenciler,sınav emektarı arkadaşlar hepinize ’’sınav’’ yolunda başarılar dilerim. Unutmayın ki: ’’Başarı, başaracağım diyenindir.’’
18.10.2019/ Necati Dilek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.