- 2855 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
ŞİİRİN DİLİ
Dilimizle söyleyemediğimiz, “nutuklu, nutuksuz, heceli, hecesiz” mısraların cennet bahçesinde gizlidir. Hayatın sihirli küresi yüreğimizin çığlıkları, an be an yaşamımızdaki nefes değil de nedir ki?
Sevdadan, bahardan, zemheriden, ayazdan, şiir gönüllerin dinmeyen “fırtınası, yüreklerin, soğuk, sıcak nefesi, şarkıların güftesi, bestelerin titrek sesidir” şiir. İşte öyle güzel bir şeydir ki, yaşamın, hayatın, aşkın, hem hüznün, hem de mutluluğun hanesidir. Şairin yürek sesiyle; bazen suskun yüreklerin sessiz çığlıkları, içimizdeki ses ve yüreklerdeki “kocaman çığlıklar” bütünüdür.
Yürek çırpıntısının, kalemden çıkan yalın hali, kalbin sesi, duyguların vazgeçilmeyen efendisidir. Bir hayatı “iki dizeye” sığdırırken, tıpkı bir bebek masumluğu gibi dokunur ruhlara.
İçimizin sesi, devrik cümlelerle tasfiri yapılırken; yüreğimizde saklı tuttuğumuz duyguların, mısralarda hayat bulması, “ruhun ilacı” şiirin sevgisinde doğmuştur.
Zaman, güç muammalar yumağı gibi geçerken, hayata, dünyaya, dışarıdan mekan ötesinden bakabilmeyi sağlayan “sihirli bir küre” gibiyiz. Her şeye, her yere, her zaman doğru gözle bakmalıyız.
“Eşyaya, tabiata, hayata, ruha ve sevgiye” en çok şiirle dokunabiliriz. Uzağınıza düşen her şeyi, yakın hissetmeli, insanın kendi inşası gibi medeniyetler kurmalıyız.
İnsanlığın öyküsü, hikâyesi anlatılırken, bakıp da görülemeyen, hissedilip de söylenemeyen “şiirin dili, ”şarkılara tercüman olmuştur.
İnsan anayurdunun kendi çocukluğumuz da yer taşıması büyük önem arz eder. Şiirin anayurdun da şüphesiz gerçek kimliği terennüm ederken, kalbimizde, ruhumuzda oluşan boşlukları doldurmak görevini üstlenmiş, somut ve bilimsel yaklaşımlarla sonuca varmıştır.
Sınırları çizilebilmiş bir kavram, dil ile icra edilmiştir. Zihin, dünyayı aşan bir çağrışım gücüne sahip olmuşken, vücudumuz çağın birikimini benliğimize yansıtsa da, icra ettiğimiz dil, dünden bugüne yaşadığımız, karşılaştığımız durumların, acıları, sevinçleri, hisleri içimize yansıtmasıdır. Bu bakımdan “müziğin, resmin, evrensel sanatın yürek tınısını,” kıtalar ötesine ulaştırır.
Her şeyden evvel, seslerin ve kelimelerin ahengi, bizi evrensel kılan esas unsurlardır. Yapılmış ve yapılacak her çalışma, birçok yönüyle insanlığın evrensel tarihine dair bulgular içerir. Bu gerçeğe rağmen, hayatta somut çözümler, kazanımlar sağlanamamıştır. Şiirin dili hiç solmadan, yüzyıllar boyu yaşamıştır.
“Siz, bu hayatta; konuşan kalbinizle hiç usanmadan övünün.”
Mehmet Öksüz
YORUMLAR
Mehmet Öksüz
Sevgi ve Saygılarımla