Hatalarımı düzelten kimse uşağım bile olsa efendim olur. -- goethe
e.mustafa kaya
e.mustafa kaya
@e-mustafakaya

İstanbul'da olmak olamamak

16 Ekim 2019 Çarşamba
Yorum

İstanbul'da olmak olamamak

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

474

Okunma

İstanbul'da olmak olamamak

….her suskunluk beni yetiştiriyor mu , yoksa içime mi gömüyor bilmiyorum , kimseye bir şey söyleyemiyor kimseyi kırmıyor herkesin işine koşuyorum ,bir iç kanaması gibi gün boyu yorgunluk saatlerimi anlatamam , sürekli koşuyorum ,didiniyorum ve kendim hiç olamıyorum , bir türlü baş başa kalmayı başaramıyorum , ne çok bekliyorum sükuna kavuşacağım anı , biraz insaf , gerçekten izin verin de nefes için soluklanayım..’’ diye haykırmak istiyorum , akşam olunca her akşam eve dönüş yolculuğum var , geçmek bitmez yolun onca kalabalık içinde o yorgun halimin beni ne hale getirdiğini bir ben bilirim , bir de Rabb’im , metro’nun kalabalıklığı bir yana yer bulunmayışı ve ayakta uçurum uçurum gitmek tam bir cinnet bir kabus , gün boyu zihinsel gerilim ve yoğunluğun karşılığı ayakta kalabalık bir araçta gitmek olmamalıydı , gün içinde bazı kereler artık kendi kendimle konuşmaya başladım , ‘’.ey işler , ey yoğun işlemler , ağır olun ya ! yavaş gelin biraz , siz bana ne yapıyorsunuz öyle , bunu bana yapmayın ..’’ diye söyleniyorum , kendimi sürgün etmek ya da işleri sürgüne göndermek istiyorum , yoksa altında kalmaktan zor kurtulacağım , kendi sade dünyası ve rüyası içinde ne kadar ağırlığım gücüm kuvvetim olabilir ki , fakat işin tuhaf yanı her yeni günle yine sarılıyorum işlere , yerden biten otlar gibi hiç azalmıyorlar da , acaba dinlenmiş miyim , kendime sorsam yok hayır asla , dışardan görenler belki beni dinlenmiş hazır zannedebilirler , oysa c.tesi Pazar günü oldu mu sahi ? diyecek kadar kendime gelemeden iş mesaisi başlamış oluyor , şu kadarını anlatmak bile içinde bulunduğum bedensel ruhsal zihinsel yorgunluğumu anlatır , ne oldu geçen gün , uyandığım sabah bir müddet kendime gelemedim , gerçekten ne dünü ne de bugünü hatırlayamadım , öyle yorgun her yanım dayak yemiş gibi ağrılı ve sızılı bir haldeyim ki , hangi gün bugün diye söyleniyorum , parmaklarımla konuşuyorum bu pazartesi ise şu Salı bu da Çarşamba diyorum , Allah’ım hangi ay bu ay ve hangi haftanın içindeyim hangi gündeyim ..! nihayet dakikalar sonra günün ve içinde olduğumuz ayın adını hatırladım, ah , bu kadar mı oldum ben , bu genç bu daha işin başında yeni ben , bu kadar unutkanlık mı çekmeliydim , başka bir gün de uyandığımda farklı bir sızı beni bekliyordu , burnumun önünde biten kızarıklık anlaşılır gibi değil bütün gövdemi kemiriyordu , ağrısı sızısı tam bir baş belası , hatta yüzümü yıkarken elime gelen varlığı canımı daha çok yaktı , az sonra koşacağım gidiş yolu öncesi bu durum , güne bir sıfır yenik başlatıyordu beni , işte böyle …bunca yanan canımı ferahlatan yalnızca biricik annemin beni düşünen anlayışlı her zaman fedakar sevgisiydi , yine hazır bir kahvaltıya oturuyordum ve yine canıma can katıyordu her bir lokma , ve kahvaltının bana kattığı manevi güç ve moral ile koşuyordum gidiş yolu maratonuna …ve İstanbul , dünyalar güzeli şehir , sahi seni fark edebiliyor muyum , seni görmek seyretmek hissetmek şu iş mesaisi içinde mümkün mü ? ve ben istanbul’un merkezinde olmama rağmen , boğazı yarımadayı sahilleri martıları çınarları kuleleri daha bir çok güzellikleri görmeden günleri geçirmek doğrusu inanılmaz bir haksızlık , Allah’ım işlerimi kolaylaştır , çağırsın İstanbul beni …


02.10.2019

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İstanbul'da olmak olamamak Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İstanbul'da olmak olamamak yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İstanbul'da olmak olamamak yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.