- 856 Okunma
- 11 Yorum
- 6 Beğeni
YÜREK SIZISI
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Hani derler ya;- Bir yedikleri ayrı gider.- Öyleydiler. Sık sık bir araya gelir, konuşup sohbet ederlerdi.
Kapının zili çaldı:
“ İnşallah gelen arkadaşımdır. Çoktandır uğramıyor. Özledim O nu. ” Diye düşündü,
Kapıyı açtı. Yanılmamıştı. Gelen Oydu. Arkadaşının gözlerinin akı kanlanmış, göz kapakları ağlamaktan şişmişti. Şaşırdı.
İçeri giren arkadaşı bir bardak su istedi. Ağır ağır içtikten sonra:
“Mezarlıktan geliyorum. Zincirlikuyu’dan.”
Şaşkınlığına bir de üzüntü eklenmişti.
“Eyvahh… Kim öldü?”
Bir süre konuşmadı:
“Gel otur yanıma sana anlatacak önemli şeyler var. Yıllardır senden bile sakladım. Eğer bu gün sana anlatmasam kederden ölebilirim.”
Senden ricam sözümü kesme.”
Şaşkındı. Üzüntülüydü. Şimdi de korkmuş. Şaşırmıştı. Titreyen sesiyle:
“Anlat arkadaşım. Seni dinliyorum.”
“Çok uzun yıllar oldu O öleli. Ablam -mezarını görürse belki unutur-umuduyla uzun araştırmalar sonunda Zincirlikuyu mezarlığında yattığı yeri bulmuş. Oradan geliyorum şimdi. O benim çocukluk aşkımdı. Sevdiğimdi. Ağladım. Mezar taşını gözyaşlarımla ıslattım. O soğuk taş onun tutamadığım sıcacık eliydi. Okşayamadığım koklayamadığım saçlarıydı. Dualar okudum dördüne de…
“Dördüne de mi?” diye soracak oldu. Vaz geçti. Sözümü kesme demişti.
Ortaokul yıllarında tanışmıştık onunla. Tanışmıştık mı dedim? Hayır. Biz hiç tanışmadık. Hatta hiç konuşamadık bile. Sadece bakıştık.
Her aşk gözlerde başlayıp yüreğe iniyor. Yürek köz oluyor. Dile düşüp söz olmasın diye de yürek yanıp tutuşuyor.
O nu görmeden önce sadece annemi, babamı, kardeşimi biliyordum sevgi adına. Bazen karşılaşır göz göze gelir, utanırdık. Yüzlerimiz kızarırdı suç işlemişçesine. Her gün okul çıkışı peşimden gelir, ben eve girince de dönerdi. Bazen yavaşlardım. Gelsin konuşsun isterdim. Gelmezdi. Gelseydi de ne konuşacağımızı bilmiyorduk ki. Tatilleri hiç sevmezdim. Okul olmazdı. O olmazdı. Özlerdim onu.
Okulda görmüş, okulda sevmiştik bir birimizi. Ama aradan geçen yıllarda bu sefer de okullarımız engel oldu aşkımıza. Başka başka şehirlere gitmiştik okumak için. Rüzgârın önünde sürüklenen sonbahar yaprakları gibi her birimiz bir yere savrulmuştuk.
Yıllar geçiyor, O nunla karşılaşma umudum da azalıyordu. Ama hayat devam ediyordu. O nu yüreğime kilitledim. Biliyor musun arkadaşım evlilik aynı zaman da bir ortaklık anlaşmasıdır da. Şartlarımızın uyuştuğu biriyle evlendim. Biliyorsun iki çocuğum, bir torunum var. Hep kendimi O da evlenmiştir diye avuttum. Sen kadere inanırsın. Bizim kaderimiz de böyleymiş işte.
Bir tohum yere düşer, suyu, güneşi görür. Kök salar, büyür serpilir ya, ilk aşklar da öyledir. Sonra o ağacı tepesinden kesip, başka bir dalı ona aşılarlar. Mantık evliliği dedikleri de odur. Nasıl ki o ağacın gövdesi tohumunun aslıysa, aşkın aslı da ilk aşklardır.
O nu hiç unutamadım. Akşamları balkona çıkıyor, yüreğimin kilidini açıyor, yıldızlara bakıyordum. En parlak yıldız O oluyordu. Gökyüzünden süzülerek geliyordu yanıma. Yine utangaçtı. Yine bakamıyordu yüzüme. Ben de öyleydim. Tutamıyordum elini. Yüzüne bakamıyordum. O hep soruyor, ben hep susuyordum:
Evlendin demek? Ben de evlendim. Oğullarımız kızlarımız oldu. Ancak özlemlerimiz hiç bitmedi değil mi? Bu aşkı yıllar bitiremeyecek. Yaşlanacağız. Saçlarımız ağaracak. Beyaz bir başörtüsü örtecek ipek saçlarını. Kenarları iğne oyalı olacak. Eşin seni hiç üzdü mü? Çocuklarına kazak mı örüyorsun? Beni hatırlayınca, ahhh… Kader deyip örgünün ilmeklerini hırsla mı çekiyorsun?- Diyordu.
Bir gün çamaşır yıkarken, aniden bir ok saplandı yüreğime. Elim, ayağım tutmaz oldu. Gözlerim karardı. Zor attım kendimi divana. Uyudum mu? Sızdım mı? Yoksa o an için Dünyadan mı uzaklaştım? Bilmiyordum. Yine o geldi yanıma. İlk defa elimi ellerinin arasına aldı.
-Ben… Ben… Dedi. Yutkundu. Nemli gözlerle yüzüme baktı.
“Evet sen ?”
-Bir şey söyleyeceğim sana. Sakın üzülme. Ben öldüm. Sen çok yaşa. Çocuklarına iyi bak. Onları üzme. Bir gün sen de geleceksin buraya. Acele etme. Geldiğinde burada olacak düğünümüz…
O şimdi de bir güneş oldu.. Dağların arkasında battı. Yok oldu. Sonra acı bir siren sesi duydum. Bir ambulans geçti gözümün önünden…
Hissettiklerim, yüreğimdeki sızı, O na bir şey olduğunun habercisi gibiydi.
Ertesi gün gazete aldım. Bir haber:
Eşi ve iki çocuğuyla birlikte ölümlü trafik kazası. Ölenlerin isimleri…
Yaşlanacağız diyordu. O yaşlanmadan, çocukları büyümeden ölmüşlerdi. Gözyaşlarımla ıslattığım o gazeteyi hala saklarım. “
Bir süre konuşmadılar.
Gözlerindeki yaşları sildiler.
“Ben gidiyorum.”
Arkadaşını gönderdikten sonra boğazındaki kırk düğüm çözüldü. Yağmurlara, inat ağladı. Ağladı.
Düşündü:
“O na ağlama, üzülme, unut deseydim.
Unutabilir miydi?
Yoksa aşkın adı kavuşamamak mıydı?
Eğer kavuşsalardı:
Kerem ile Aslı; destan olur muydu?
Mecnun Leyla ‘sını çöllerde arar mıydı?
Ferhat Şirin için dağları deler miydi?
Böyle bir şeydi ilk aşk işte..
Güneş gitmiş, gün bitmiş, hava kararmaya yüz tutmuştu.
Birazdan yıldızlar çıkardı…
YORUMLAR
İyi ki yazıyorsunuz.
İyi ki yazıyoruz da.
Bu ışık hiç hiç söner mi, Bedri Ağabeyim?
Ömrünüz çok olsun ve kaleminiz daim.
Dile kolay, 7 yıldır aranızdayım.
İyi ki de.
Selam ve saygılarımla.
Bazen hayat yolunda gitmiyor ve insan dostlarına sığınıyor aslında sessizliğe gömülüyor ama umudu ve inancı da elden bırakmıyor.
Son şiirimin son dizesinde söylediğim üzere:
Sevmekten ve inanmaktan vazgeçmeyeceğim.
Evet, aykırı doğamla salındığım hayat...
Ama beni bilen biliyor en başta Rabbim biliyor içimi.
İyi ki aranızdayım.
Bedri Tokul
Ne kadar doğru söylemişsiniz.
İyi ki yazıyoruz.İyi ki buradayız.
Her yazarın bir tarzı var.
Siz daha felsefi daha anlamlı cümlelerle yazıyorsunuz.
Ben daha sade, konuştuğumuz günlük dille yazmaya çalışıyorum.
Her yazarın sevdiği tarzda okuyucusu var.
Hiç bir yazı diğerinden daha değerli yada değersiz değildir.
Her yazı bir emek, bir yürek ürünüdür.
Önemli olan yazmak, yazmayı sevmektir.
Selam ve Saygılarımla Kardeşim.
Yazilarınızdan ziyade gönüllerde taht kurmanız daha etkileyici geldi bana.
Ne güzel...
Selâm olsun bu koca yüreğe. İyi ki varsınız sizi böyle tanımak da güzel.
Bedri Tokul
Başka bir açıdan bakmanız beni daha da mutlu etti.
Teşekkürler.
Selam ve Saygıyla...
Bedri Tokul
Ama iştahı da artırır.
Sevgiler Sultan...
Güne geleceğini biliyordum :)
Tebrik ederim Ağabeyim..
O gülen yüzünden
elinden
kelinden öpüyorum.
Selamlar..
Bedri Tokul
Çok yaşa emi.
Koca yürekli DOSTUM benim...
Öptüm gözlerinden.
İnsanımız daha doğrusu ne bileyim..
hep bu yüzden ikinci baharı arar. lakin ikinci bahar yaşayan yoktur sanırım.
o tertemiz gözlerin o tertemiz kalp atışlarının
o hayalleri yakalamak için..
sanırım..
belki de aşk, sevgi sevda, adına ne deniyorsa ; konuşamamaktır dil ile.
bir : aniden gelen ve yürekten çıkmayan sevdalar var, bu hikayede olduğu gibi.
iki: yıllarca kaza kaza yüreğin özüne oturan sevdalar var, kırk yıl aynı yastığa baş koymak gibi.
hangisi güzel, hangisi daha özeldir usta..
hangisi daha çok korkutur insanı..
seven korkar.
ağlayamadık çoğumuz, sadece biraz nemlendi işte gözlerimiz..
kaleminize bereket..
saygılar ustam.
Bir Dünyevî tarafından 10/14/2019 7:54:02 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Bence en iyisi sevdiğine kavuşup, mutlu sağlıklı bir ömür
yaşamaktır en iyisi...
Ama o da pek mümkün olmuyor her nedense.
Değerli samimi yorumun için teşekkür ediyor
Selamlar gönderiyorum.
Bedri Tokul
Sizi sayfamda görmek beni çok mutlu etti.
Hele o anlamlı yorumunuz ne kadar övgü doluydu.
Teşekkür ediyor, Saygılarımı gönderiyorum.
Sağ olun.
Yazmış Adam..
O neydi ya..!!
Dondum kaldım. Yaşadım resmen öff..
Aşk kavuşamamak hakikaten. Kavuşsalar ne Mecnun, ne Kerem, ne de Ferhat olurdu..
Yaz Abi..
Yaz ki Adam yazmış desinler..
Elinden kelinden öpüyorum canım ağabeyim.
Bedri Tokul
Bu ne keder içten, ne kadar samimi bir yorum böyle?
O adam kurban olsun Sizlere...
Öp kelimden
Öptüm gözlerinden...
Abi bilgin var mı bilmiyorum. Biraz rahatsızım ve pek fazla giremiyorum. Ama face de hikayeni görünce dayanamadım girdim. MErak ettim. Bedri abi yine me döktürmüş diye. İyiki de gelmişim. Gecenin bu saatinde bir film izlemiş kadar oldum.
Her daim harikasın.
Bu kardeşin seni seviyor.
Bedri Tokul
Gözünden ameliyatını duyduktan sonra seni aradım.
Telefonda verdiğim sözün arkasındayım.
Bir göz bana yeter.
Ben de seni çok Seviyorum Yiğit Adam...
Ameliyatsız gözünden öptüm.
Canım hemşehrim benim...
Kerem , Aslı
Mecnun , Leyla
Romeo , Juliet
Ferhat ile Şirin
"Seversin, kavuşamazsan aşk olur."
Sevipte kavuşamayanların en bilinen örnekleri.
Bu yüzden; " aşkın gözü kördür" denir.
Bu yüzden; seven seveni kusursuz görür.
Belkide onun için "Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk." diyor Sezen Aksu...
Bunun için; sevenler sevdikleri için kendilerinden vazgeçebiliyor.
Veya;
Seversin kavuşursun kıymetini bilir, mutlu olursun..
Yapacak fazla bir şey yok...
Üçüncü okuyuşum, neden bitti.
Çok güzel ve etkileyici bir öykü.
Tebrik ederim saygılarımla, mutlu sabahlar.
Bedri Tokul
Bu beni nasıl mutlu etmez ki !
ÇOK ÇOK ÇOK Teşekkür ederim.
Sağ olun.
Selam ve Saygıyla...
Yoksa aşkın adı kavuşamamak mıydı?
Çok ağır bir aşk romanıydı, bitmesini istemezdim o acı sonla.
gerçek aşklar seven aşıklar hep yürek sızısıyla yanar durur...
Hüznü dokusa da kaleminiz sevenlerin içine işledi Bedri bey...
Tebriklerimle...
Saygılarımı bıraktım.
Bedri Tokul
Aşk için söyledikleriniz ne kadar anlamlıydı...
Selam ve Saygılarımla.