- 341 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Aşure
Kiraz Teyze’yi görmeli 11 sene olmuştu. 11 sene önce Gaziantep’te aynı mahallede oturuyorduk. Beni gördüğüne o kadar mutlu olmuştu ki bağrına bastı dolu dolu saçlarımı sevdi.. Eli ayağına dolaştı cümleleri ardı ardına sıraladı "Aç mısın guzum, ne getirivereyim sana ya da ayran getireyim sana soğuk soğuk şöyle."dedi. "Yok teyzem gel otur yüzünü göreyim" demeye kalmadan bastı çığlığı "Abbaoooo! Kız ben aşure ettiydim ya sen çok seversin ya" diyerek aksayan ayağıyla koşarak odadan çıktı. Şaşırarak "Teyzem ben aşure sevmem ki." diyemeden bir sahan aşureyi mermer sehpanın üzerine indirdi. "Hele otur" dedi, sediri gösterdi. Oturdum ben sahana baktım aşure bana... "Bakma öyle dedi bekmezle yaptım, nar da goymadım aynı ananın öğrettiği gibi al kaşığı eline" diyerek iç geçirdi "Hatırlıyon mu eskiden komşularla toplaşıp yapardık sen de gazanın başından heç getmezdin" dedi. Gülmemek için kendimi zor tuttum "İyi de ben o zaman aşureyi sevdiğim için durmazdım ki içindeki findıkları, fıstıkları, cevizleri şeçerdim" dedim. Beni anlamamış olacak ki " Goydum goydum fıstık da goydum, ceviz de, mış mış çekirdeğinin içini bilem goydum" dedi. Elimdeki kaşıkla yıllar önce yaptığım gibi sahanın yüzündeki fıstıkları, cevizleri, payamları(bademleri) yiyip sahanı aldığım gibi mutfağa götürdüm giderken de diyetteyim fazla yemiyeyim diyerek içten içe gülüyordum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.