- 643 Okunma
- 7 Yorum
- 3 Beğeni
TÜRKLERİN EN BÜYÜK DÜŞMANI NİNJA KAPLUMBAĞALARIDIR.
İlkokul yıllarımızda zaman zaman arkadaşlarımızla öğretmencilik oynardık. Oyunlarımızda arkadaşlardan biri öğretmen, biz de öğrencileri olurduk ve arkadaşımız ( öğretmenimiz ) bize değişik sorular sorardı. Bu soruların içinde de en çok sorulanı ‘’Türklerin en büyük düşmanı kimdir?’’ Sorusuydu. O yıllarda ( Yani 1960 lı yıllarda ) En büyük düşmanımız Kıbrıs olayları sebebiyle sık sık adını duyduğumuz Başpsikopos Makarios yüzünden Rumlar’dı. Rumlar deyince mahallemizdeki komşularımız olan Eleftria Teyze veya Madam Evniki, Paraşko Amca filan değildi tabii ki. Yunanlılardı düşmanımız.
Sonra yine ilkokul yıllarında( artık son sınıfta yani) bir dönem Erzurum’un Pasinler ilçesinde yaşadık. O dönemde de Pasinlerli komşu dedelerin, ninelerin anlattıkları eskiye, çok eskiye ait anılardan öğrendik ki Ermeniler, Rumlardan daha da düşmanlarmış bizlere. Çünkü o yörede çok fazla katliam yapmışlar. Hatta insanları camilere doldurup diri diri yakarak öldürmüşler.
Orta okul yıllarımızda asıl düşmanın Ruslar olduğunu öğrendik.
Lise yıllarında resmen kafamız karıştı. Bir kısım arkadaşlara göre en büyük düşman yine Ruslar’dı ama bir başka kısım arkadaşlara göre Ruslar iyi insanlardı. Asıl düşman Amerika idi. Bu arada bizi ana yurdumuzdan çeşitli entrikalarla sürmüş olan Çin de büyük düşmanlarımız arasındaydı ama arkadaşların bir kısmına göre Çin de oldukça cici bir devletti. Hele de Mao şeker gibi bir adamdı.
Lise son sınıfta Tarih derslerimize giren Saliha Hanım bir gün sınıfa sordu: ‘’ Türk Milletinin en büyük düşmanı hangi devlettir.’’ Diye Yunan diyen oldu, Rus diyen oldu, Amerika diyen oldu tabii ki. Saliha Hanım tüm cevapları aldıktan sonra açıkladı: ‘’ Hayır bilemediniz. Türk Milletinin en büyük düşmanı İngilizlerdir.’’
Böylece üniversiteye başlamadan önce bizzat Tarih öğretmenimizden Türklerin asıl düşmanının kimler olduğunu da öğrenmiş oldum. Her ne kadar pek çok arkadaşımın ‘’ Ruslardır.’’ Ya da ‘’Amerika’dır’’ Görüşlerinde bir değişiklik olmasa da bana göre artık asıl düşman İngilizlerdi. Çünkü ben öğretmenlerime inanır ve güvenirdim her zaman.
Lise bitti. Hasbelkader Üniversite sınavları sonucunda İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünü tutturdum ve başladım Tarih öğrenimi görmeye.Ancak ilginçtir ki Tarih öğrenimi gören arkadaşlarımın büyük bir bölümü en büyük düşmanı hâlâ Rusya olarak görüyorken üniversitenin başka bölümlerinde ( Örneğin Felsefe ) Amerika’yı en büyük düşman olarak görenler çoğunluktaydı. İngiltere nedense hiç kimsenin dikkatini çekmiyordu.
Hocalarımızın derslerini dinledikçe gördük ki düşmanlarımız öyle üçle beşle sınırlı değilmiş. Fransa, Avusturya, Macaristan, Sırbistan, Bulgaristan,Romanya, Hollanda, neredeyse tüm Avrupa düşmanımız...Hatta I. Dünya savaşında dost olduğumuz Almanya bile... Ve hatta İran mesela...Herifler tarihleri boyunca neredeyse Türk’ten başka bir milletle savaşmamışlar.
Evet, baktığımız zaman bu günlerde çok dillendirilen ‘’ Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur’’ Sözünün ne kadar doğru olduğunun eğitimini alıyorduk adeta. Yer yüzünde bir tek dostumuz yoktu kendimizden başka...
Sonra derslerimize giren hocalardan Rahmetli Ordinaryüs Prof.Dr. İbrahim Kafesoğlu beni resmen altüst etti. Zira onun sayesinde öğrendim ki Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığı gibi Türk’ün en büyük düşmanı da hep Türk olmuş.
Bugün sokağa çıkıp insanlara rastgele sorun ‘’Türkler tarih boyunca kaç devlet kurmuşlardır?’’ Diye, alacağınız cevap bellidir: ‘’16 (Türkiye Cumhuriyeti dahil 17 )’’ Oysa Rahmetli Hocam İbrahim Kafesoğlu bunu da açıklamıştı bize: ‘’ Türkler tarih boyunca 254 devlet, 50 Hanlık kurmuşlardır. 16 Diye bahsedilen şey Türklerin kurdukları İmparatorluklardır ki o sayı da yanlıştır. Mesela koskoca bir Memlûk İmparatorluğu o imparatorluklar içinde yoktur.’’ Demişti.
İşin daha da vahim tarafı tarih boyunca kurulan bunca Türk devletinin neredeyse hepsini ortadan kaldıranın yine bir Türk devleti olmasıydı. Yani Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığı gibi Türk’ün en büyük düşmanı da genelde yine Türkler olmuştu.
Mesela İlk Müslüman Türk Devleti olarak kabul edilen Karahanlıları bir başka Türk devleti olan Harzemşahlar, Harzemşahları da Türk olan Anadolu Selçukluları ortadan kaldırmıştı.
Avrupa’ya ‘’Türkleri hiç bir kuvvet yenemez’’ Dedirten Yıldırım Bayezıt’ı Ankara’da perişan eden yine bir Türk olan Timur’du.
Otlukbeli’de Fatih Sultan Mehmet’in mahv-ı perişan ettiği, bir Türk olan Uzun Hasan’dı.
Yavuz Sultan Selim, bir Türk olan Şah İsmail’i yenmişti Çaldıran’da. Daha sonra ortadan kaldırdığı Memluk Devleti bir Türk devletiydi. Dedesi Fatih İstanbul’u Feth ettiğinde günlerce bayram yapılmıştı Mısır’da..Yani Memlûk ülkesinde...
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Efendim, bu kadar çok düşmanımız var. Hatta ‘’Türk’ten başka dostumuz yok’’ Desek de Türk de Türk’e pek dost değil. Bunu da ben değil tarih bilimi söylüyor. Ama bunca düşmana rağmen henüz asıl düşmana yine de gelemedik değil mi? ( Bu arada Türk’ün Türk’ten başka dostunun olmamasını bir ayrıcalık, üstünlük, iftihar vesilesi olarak görenleri anlamakta oldukça zorluk çektiğimi de belirteyim.)
Efendim her ne kadar Arapların biz Türklere I. Dünya Savaşı yıllarındaki ihanetleri bilinmeyen bir şey değilse de Araplardaki Türk düşmanlığı çok daha eskilere, hatta Türklerin Müslüman olmadıkları dönemlere dayanıyormuş.
Araplar 710 yılında yapılan Talkan ve Cürcan savaşlarında Türklere olan düşmanlıklarını yaptıkları katliamla ortaya koymuşlar. Sadece Türkleri katletmekle kalmamış silah zoruyla Müslüman da yapmışlar. Evet, bu husus da zaman zaman dillendirilir ve Barış Pınarı Harekatına başladığımız günden beri daha sık dillendirilir oldu nedense.
Tabii ki Talkan ve Cürcan savaşları da bilmediğimiz bir konu değil her ne kadar gerek orta okul ve lise gerekse fakülte yıllarında Ermeni tehciri, Kürt İsyanları, Kore Savaşı, Dersim İsyanı gibi Talkan ve Cürcan Katliamına da hiç değinilmemiş olsa bile neticede zamanla öğrendiğimiz bir konu bu. Bahsettiğim konulara neden değinilmezdi, şimdi değiniliyor mu onu da bilmiyorum doğrusu.
Her neyse. Altmış beş yıllık bir ömür ve bunca tahsile ve hatta Tarih dersi öğretmenliğini yaptığım halde öğrenememiş olduğum bir gerçeği de iki gün önce çok kıymetli bir yazar sayesinde öğrenmiş oldum: Türk’ün asıl düşmanı meğerse Araplarmış ve bu düşmanlık Talkan ve Cürcan savaşlarından da eskiymiş meğerse.
Peki ne kadar eskiymiş?
Bu düşmanlık 300 lü yıllara kurulan (!) İslamiyetin 400 yıl süren zulmünden sonra Türklerin asimile edilmesi ile neticelenmiş.( Vallahi ben değil o diyor. ) Türklere düşmanlığı ilk kez işaret eden de İslamiyet denen bu dinin kurucusu Muhammed imiş. Yani 570 Yılında dünyaya gelen Hz. Muhammed 300 lü yıllarda İslamiyeti kurmuş, sonra 400 sene boyunca Türkler asimile edilerek ve dahi kılıç zoruyla Müslüman olmuşlar. Güzelim cââânım Gök Tengri dini ya da Şamanizm gibi harika bir dinleri varken Arapların dinine geçmişler.
İslamın kurucusu Muhammed’e ‘’Sen eğer peygamber isen bize gelecekten haber ver?’’Demişler . O da Kur’an-ı Kerimin on dört tane ayetinde ‘’ Kıyametin vaktini ve saatini ancak Allah bilir’’ mealindeki ayetleri pas geçmiş, ‘’ De ki: Göklerde ve yerde Allah’dan başkası gaybı bilmez.” Ayetini de hâşâ sallamamış ve şu sözleri sarfetmiş gelecekle ilgili olarak:
– Müslümanlar, Türklerle öldürülmedikçe, kıyamet kopmayacaktır. Yüzleri kalkan gibi, üst üste binmiş (kalın) derili olan bu toplumla…. kıl giyerler.” ( Bkz. Müslim, e’s-Sahih, Kitabu’l-Fiten/62-65, hadis no: 912; Ebu Davud, Sünen, Kitabu’l-Melahim/9 Babun fi Kıtali’t Türk, hadis no: 4303; Nesei, Sünen, Kitabu’l-Cihad/Babu Gazveti’t-Türk…)
– “Siz (müslümanlar), küçük gözlü, basık burunlu, yüzleri kalkan gibi, derisi üst üste binmiş olan toplumla öldürüşmedikçe kıyamet kopmayacaktır.” (Buhari, e’s-SAhih, Kitabu’l-Cihad/96; Müslim, e’s-Sahih, kitabu’l-Fiten/62 hadis no: 2912; Ebu Davud, Sünen, hadis no: 4304; Tirmizi, h. no: 2251; İbn Mace, h. no: 4096-4099)
Boru değil, gördüğünüz gibi kaynaklar da verilmiş(!) bu hadislerle ilgili olarak.
Şimdi bu hadisler gerçek midir, uydurma mıdır bunun üzerinde durmayacağım.Hz. Muhammed’in -ortada hiç bir sebep yokken- Türklere bu denli düşman olması(!) üzerinde de durmayacağım. Bu hadislerin gerçek olduğunu varsayalım bir an.
Türkler küçük gözlü müdür?
Basık burunlu mudur?
Yüzleri kalkan gibi yusyuvarlak mıdır?
Derileri üst üste binmiş gibi midir?
Yahu Mustafa Kemal Atatürk öncelike Türklerin şu hadiste(!) belirtilen tipte insanlar olmadığını kanıtlamak için kurdurdu Türk Tarih Kurumunu. Etmeyin eylemeyin.
Şimdi bu kıymetli yazara ‘’ Sen çekik gözlü, yassı burunlusun, derin de kat kat’’ desem kesinlikle hakaret davası açar bana ama aynı kişi hadiste bu şekilde ifade edilen kavmin ( ki hadis denen şeyin sahihliği çok çok şüphelidir.) Türkler olduğunu söyler.
Ha unutmadan. Bu arada bakın aynı yazara göre Araplar neymiş:
‘’TÜRK DÜŞMANLIĞINI hadislere kadar sokan Araplar, dünyada gelmiş geçmiş en aşağılık ve iğrenç ırklardandır.’’( Kürtler hakkındaki kanaatleri aynıdır.)
Neyse çok uzattım. Ben size açıklayayım Türk’ün asıl düşmanını da öğrenin.
Tarihimizi biraz derinlemesine kurcaladığınız takdirde göreceksiniz ki Türk’ün en büyük düşmanı Rönesans ve Reform hareketleri döneminde yaşamış olan Marthin Lutherdir. Martin Luther pek çok yazısında Türk Düşmanlığını dile getirmiştir açık açık. Hatta şöyle bir duası bile vardır:
Tanrım yardımcı ol bize sözlerinle,
Papa’nın ve Türklerin cinayetini engelle.
Senin oğlun olan İsa’yı,
İsterler senin tahtından indirmeyi.
Peki onunla aşağı yukarı aynı dönemde yaşayan çok ünlü sanatçılar kimlerdir? Hemen sayayım: Donatello, Raphaello, Migel Angelo, Leonardo da Vinci.
Bu insanların Luther’in düşmanca fikirlerinden etkilenmemiş olması mümkün müdür? Elbette değildir. Yani bunlar Türk düşmanlarıdır ve bu düşmanlıkları günümüzde de devam etmektedir.
Şimdi diyeceksiniz ki ‘’Sallama Hocam. O bahsettiğin insanlar çoktan öldü gittiler.
Çok yanılırsınız böyle düşünürseniz. Donatello, Raphaello, Migel Angelo, Leanardo öldüyse Ninja Kaplumbağaları kim peki?
Sanırım yavaş yavaş köfteyi çaktınız.
Türk’ün asıl düşmanı ne Amerika, ne Rusya, ne Yunanistan, ne İngiltere ne Araplar, ne de bugün mücadele halinde olduğumuz terör örgütleridir. Türk’ün en büyük düşmanı Ninja Kaplumbağalarıdır.
YORUMLAR
Düşman ararsan çok Hocam, önemli olan o geçmişte düşman olduklarımız ile yeniden dost olabilmiş miyiz ona bakmak lazım... Araplar düşman, tamam anladık da hepsi de düşman değil Katar gibi, Libya gibi ki Kıbrıs Savaşında uçaklarımıza benzin veren Kaddafi gibi dostlarda var... Bir de o düşman olan ülkelerin de içi karışık saf Araplardan başka değişik soy ve sop da insanlarda var ki bunu da unutmamak lazım... Hadis konusuna gelince o da ihtilaflı bir konu ki iyi araştırmak lazım... Kutlarım yürekten...
Saygılar hocam
yazı konusu ve içeriği bakımından oldukça akıcı ve okuyucunun ilgisini sürekli tutması bakımından harikaydı
şu düşman meselesine ben farklı yaklaşmak istiyorum
biz önce kendimize bakalım
sevgi saygı adalet hukuk eğitim sağlık ekonomi doğa çevre su vs uzatabilirim
ÖNCE KENDİMİZİ SEVELİM DİYORUM
NİCE SAYGILARIMLA
Yazı başlığı bile tahrik edici,alaycı ve sinsice...okumaya gerek duymadım.
Hele ki bu zamanda böyle başlık?...
BayBuhar tarafından 10/13/2019 11:27:43 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
HANİ SONU: ''Araplar, dünyada gelmiş geçmiş en aşağılık ve iğrenç ırklardandır.'' diye biten yazıdan bahsediyorum.
Ethem_Namık
Ben TÜRKÜM ve Türk gibi düşünürüm. Onun bunun avukatlığını yapamam. Zaten "arap" seviciler yeteri kadar var. Her türlü ihanetlerine rağmen....
Biraz Türk biraz ATATÜRK olun...Bu vatanın gölgesinde ekmeğini yiyip nefes alıyorsunuz.
Tanrı Türkü Korusun ve Yüceltsin. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Değerli hocam, ister bireysel, ister toplumsal planda olsun, söz konusu kategoride rakiplerinizle yarışacak, mücadele edecek veya tam tersine diyaloğa girecek, alış veriş yapacak, dayanışma halinde olacak enerjiniz, bilginiz, bilinciniz, üretim gücünüz, kültürel zenginliğiniz yoksa, diğer bireyleri ve/veya toplumları aşılamaz engeller olarak görürsünüz ve bundan dolayı da üslubunuz bozuk, mantığınız tutarsız, argümanlarınız yersiz, duruşunuz da provakatif olur...
Terör örgütünün operasyon bölgesinde Araplara ve Kürtlere saldırdığı, buna karşı en başta insanlık adına mücadele edildiği, Türk'e ve Türkiye'ye yönelik tehditin sona erdirilmeye çalışıldığı, şehitler verildiği bir süreçte, şimdi sizin bu yazıyı yazmanıza neden olan yazıların ve sahiplerinin birer provakatörden başka şey olmadıkları anlaşılmayacak şey değildir...
İster bilinçli olsunlar, isterse bilinçsiz...
İster Türk olsunlar, isterse başka şey...
Fakat siz şimdi meseleyi Ninja Kaplumbağalara bağlamakla bir kez daha göstermişsiniz ustalığınızı...
Yine de anlamazlar ya, neyse...
Var olasınız...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Hem Osmanlı hanedanına '' Türk değillerdi'' deyip hem de 600 sene bu hanedana uşaklık yapmış olmanın nesinden mutlu oluyorlarsa artık, o mutlulukla '' Ne mutlu Türk'üm diye'' Diyebilme acayipliğini bile sergileyebiliyorlar.
Selam ve sevgiler.
Bilgilerimi tazelediğim bir yazıydı.
Bir de şu vardı hocam: "Ağlarsa anam ağlar, gerisi ninja kaplumbağalar."
Buradan mı geliyor dersiniz? :)
sami biberoğulları
Selam ve saygılar.