- 281 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bizim Memlekette Her Şeyin Kitabı Yazılır da Ama Kimse Okumaz
En kolay şeydir bizim memlekette kitap yazmak. Sanal ya da gerçek kitap yazmayan yoktur. Bizim yazanlarımızın öyle pek okumak gibi bir dertleri yoktur. Zaman zaman delikanlılığın kitabını yazanlar çıkar. Zaman zaman futbolun ya da başka başka sporların kitabını yazanlar çıkar. Sorarsanız ’’Ben delikanlılığın kitabını yazdım.’’ der size de, ’’Ondan önce sen kaç kitap okudun?’’ diye sorsanız cevap veremez, susar kalır...
Bakalım şimdi bu kitap yazanlar ile bir araya gelip konuşalım, sohbet edelim ayak üstü, ne kitapları yazmışlar, yazacaklar öğrenelim...
- Merhaba beyefendi siz de kitap yazmışsınız?
- Yazdım yazdım hem de çok önemli bir kitap.
- Nedir efendim?
- Efendim ben Delikanlılığın Kitabını yazdım.
- O daha önce yazılmamış mıydı?
- Olsun ben de yazdım, hem benim ki değişik.
- Öyle diyorsunuz.
- Benimki altı cilt, yedinci cildi de yazmaya devam ediyorum.
- Bir delikanlılık için yedi cilt kitap vallahi muhteşemsiniz...
- Öyleyimdir...
- Bir delikanlı olarak size soralım. Zor mudur delikanlı olmak?
- Kimine zor kimine kolay.
- Nasıl yani?
- Canım alın okuyun işte şimdi ben ne desem boş size...
Şimdi de futbolun kitabını yazan bir beyefendi ile sohbetimiz olacak...
- Beyefendi siz de futbolun kitabını yazmışsınız?
- Yazdım yazdım benimki de var yirmi otuz cilt...
- Oooo bayağı da çokmuş cilt sayısı...
- Sadece birinci ciltte sağ ayakla topa nasıl vurulur onu anlattım...
- Sol ayağı da başka bir ciltte anlatmışsınızdır?
- Aynen öyle...
- Bir kafa vuruşunun beş yüz seksenaltı çeşidi var.
- Deme be var mı o kadar?
- Onu da başka bir ciltte anlattım...
- Resmen Meydan Larus’dan bile fazla...
- Herhalde yani yazan kim?
- Kim ki hakikaten?
- Dalga mı geçiyorsun benim işte. Hicabi Fasikül...
- Zaten soy adınızdan da belli imiş Sayın Fasikül kitap yazacağınız...
- Benim dedemin dedesi de yazarmış.
- O zaman kağıt var mıymış?
- Deve derilerine keçi derilerine yazarlarmış canım...
- Dedenizden size miras demek ki bu yazma işi...
- İyi bir miras hem de...
- Bayağı yazıyorsunuz gibi geliyor bana.
- Yazıyoruz dedik ya!
Anlamadı hıyar benim dokundurmamı...
Şimdi de makyajın kitabını yazan iki kardeş Jale ve Hale Kırmızıruj ile beraberiz bakalım bizlere bu konuda neler söyleyecekler...
- Jale ve Hale hanımlar merhaba...
- Merhabalar bizden de size...
- Siz de rimelin rujun, allığın filan yani kısaca makyajın kitabını yazmışsınız...
- Yazmaz mıyız hem de ne yazma. Okusun da millet yüzünü boyalar ile muhteşem yapsın.
- Neler neler anlatıyorsunuz? Sizin kitabınız kaç cilt?
- Oooooo cilt sayısını unuttuk sayamıyoruz ki... Ruj sürme teknikleri, pudra kullanmanın incelikleri, rimel nasıl kullanılır, takma kirpiklerin takılmasında dikkat edilecekler. Takma kirpikler takılmazsa memleketin ekonomik durumuna bunun olumsuz etkileri ne olur? İşte böyleyken böyle, daha da neler neler var kitapta...
- Makyaj olmasa ne olur sonra haliniz?
- Değil mi yaneeee!
- Peki böyle yüzünü boyahaneye çeviren hanımlara ne diyorsunuz?
- O biraz ters bize, sade makyaj en güzeli.
- Çikolatalı makyaj nasıl?
Hiiii hoooooo hiiii kıkır kıkırrrrr gülüşmeler espriye...
- Kısaca siz de kitapsızlıktan kurtuldunuz kızlar...
- Tabeeee bize de artık kimse kitapsızlar diyemez billahi...
- Ben diyeyim o zaman ne kitapsızdınız kız eskiden...
Şimdi de öğrenciliğin kitabını yazmış bir delikanlı ile beraberiz Muhlis Okuyan...
- Siz de öğrenciliğin kitabını yazmışsınız?
- Oooo sade ben değil biz de çoktur öğrenciliğin kitabını yazanlar.
- Sizinki kaç cilt oldu?
- Vallahi ne bileyim saymadım ki benim matematiğim zayıftır, ben sözelciyim...
- Bir şeyler öğrenebiliyor musunuz okulda?
- Arada sırada haylazlıklardan vakit bulursak öğrendiğimizde oluyor be abisi.
- Bundan sonra da üniversite ve meslek sahibi olmak var ama.
- Dur be abi acelen ne, lise öyle hemen kolay biter mi...
- Bitmez mi?
- Bitmez tabi abi... Yan sınıflarda Çeto ile Reşo var onlar da kızlar ile maytap geçmek için bir kalıyor bir geçiyorlar, şimdi biz de öyle yapmazsak ayıp olur. Hem sen Ha Babam Sınıfını seyretmedin mi hiç orada ki öğrencilerin hepsi yirmi beş yirmi altı yaşında biz daha yirmi bire bile girmedik anasını satayım...
- Kopya mopya da çekiyor muşsunuz?
- Taş çatlasın bir iki kere ya da bilemedin üç beş, yedi sekiz kere, çeker gibi olduk, ona da kopya mı denir ağabey?
- Denmez tabi canım. Hiç çekmeseniz.
- Ders çalış diyorsun yani. O da zor be abi bu saatten sonra...
- Hangi saatten sonra.
- Hangi saatten sayarsan say 24 saat var.
- Haylazlığa devam yani...
- Haylazız ama yine de yazdık işte öğrenciliğin kitabını...
- Aman aman sizin yazdığınız öğrencilik kitabını inşallah kimseler okumaz da feyiz almaya da kalkmaz o kitaptan...
- Vallahi kendileri bilir...
- Kitap yazıyorsunuz da kitap okuyor musunuz acaba?
- O bizi aşar ağabey... Ama gel sana bir türkü okuyayım İbo Tatlıdilden, Tatlıses miydi ?