- 632 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
-NEREDESİN ÖZGÜRLÜK AHLAKI?-
Toplumumuzu tehdit eden unsurlardan biri de dezenformasyon mudur? Yoksa temel bir gerçeklik alanı oldu da, tehditi kalmadı mı bu işin?
Öncelikle nedir dezenformasyon?
Vikipedi kaynaklı tanımlama “yanlış veya doğruluğu bulunmayan ve kasıtlı olarak yayılan bilgi. Hasmı rencide etmeyi, aşağılayıp küçük düşürmeyi amaçlayan karşı propaganda ile benzerlik taşır. Sahte belge, el yazısı, fotomontaj ve montaj filmler ile fabrikasyon istihbarat ve dedikoduların duyurulması gibi yöntemleri bulunur.” Şeklindedir.
Güncel tabirle bilgi kirliliği internet ve sosyal medyadan başlayan halkalarla tüm toplumu etkilemekte, zehirlemekte, biçimlendirmektedir.
Dr. Ali Tigrel “Dezenformasyon Toplumu Kemiriyor” başlıklı yazısında dikkat çekici noktalara değinirken; “Dezenformasyon, sosyal medyada beslenir ve paylaşımı milyarlara ulaşabilir. En büyük gazeteler birkaç milyon tiraj yaparken Facebook’taki haberler her gün bir milyardan fazla kişiye ulaşabiliyor.” Demekte söz gelimi.
Ahlak ve adalet kaygısı, gayesi zayıflamakta. Amaca giden yolda araçsallık sağlıyor mu? Gerisi mi? Adam sende. Bir virus misali yayılmakta ve toplumu içten içe kemirmekte oysa.
İlk anda doğruluğu inkâr edilemeyecek, kolayca yanlışlanamayacak önermeler aldatıcıdır çok kez. Son derece dikkatli ve tetik bir zihni yapıya, algıya sahip olmak önem arz edecektir.
Şu kadar ki, kişi ya da kesim bu tip veri tabanı oluştururken gerçeklikle hiçbir bağ kurmuyor da değil. Ne ki, işine yaramayan/gelmiyenleri itelemekte yahut en azından ötelemekte. Gerekirse olumsuzlamakta. Bir başkası için taşıdığı değeri, önemi hiçe sayan bir lekeleme, lanetleme endüstrisinden ne kadar haberimiz var? Klasik “çamur at izi kalsın” formatlaması bekler bizleri.
Yine kuşaklar boyunca türlü nedenler ve etmenler dairesinde değerler erozyona uğramakta, değişmekte, dönüşmekte. Bu durumun popüler kültür üzerinde türlü yankılanma ve yansımaları bulunmakta. Bir film ya da dizideki olay örgüsü, karakterlerin algılanması ve tanımlanması üzerinde tayin edici bir etkileşim ağı tarafından kuşatılmış durumdayız. Kuşkusuz farklı dünya görüşleri üzerinden aynı hususlar farklı biçimde okunmaktadır. Ne var ki, her defasında olayları, kavramları çarpıtan bir bakışaçısıyla karşılaşmak hiçte müşküllü olmamakta.
İnternetin ekşi sözlük köşelerinde bu tip söylem ve önermelere bolca rastlamak mümkün. Mizah diliyle birleşince tam bir damar edebiyat alanı doğmakta. İnce eleyip sık dokunmazsa tebessüme de sevk edebilir insanı. Yaramaz çocuk yahut köftehor seni deyip geçmekte imkânsız değil elbette.
Peki ya etik değerler? Deve kuşu misali kafayı kuma mı gömmeli acaba?
Yine sormalıyız:
Ahlak ve adalet duygusundan yoksun özgürlük nereye kadar?
L.T.
YORUMLAR
levent taner
Hoş geldin, sefa getirdin
Anlamlı yorumun dolayısıyla şükran duydum
Saygı ve selamlarımla...
"İnsanlar doğaları gereği, olumlu değil olumsuz bilgiyi hatırlarlar. Dezenformasyon yayanlar bunu çok iyi bilir ve derin duygulara oynarlar.
Troll ordularının amacı sıradan vatandaşların demokratik değerlerden uzaklaşmalarını sağlayacak bir iklim yaratmaktır.
Sizin gibi düşünmeyen insanlara empati ve bilgelikle yaklaşın.
İnternette okuduğunuz her şeye inanmayın. Okuduğunuz şeyleri güvenilir kaynaklardan kontrol edin.
Unutmayalım ki dezenformasyon güvensizlik, korku ve yalan yayar."
Dr Ali TİGREL imzalı "Dezenformasyon Toplumu Kemiriyor" başlıklı yazı dikkat çekici bilgiler vermekte...