- 331 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İKİ BİLET
Çok kalabalığız beyin olarak. Yorulmuş bir şekilde demli çayımızı yudumlarken, elinde konser bileti
olan bir lise öğrencisi geldi ve bilet satmak istedi. Bizim yorgun savaşçılar çocuğu uzaklaştırdılar, hatta
içlerinden Savaş;
-Oğlum işimiz gücümüz var, git işine ya! Diyerek genci birazda üzmüştü.
Savaş, zeki ve bir o kadar da iyi çizimler yapan bir gazeteci arkadaşımızdı. Gence kullandığı üslup hiç
hoşuma gitmemişti, Savaş’a dönüp;
-Ne yapıyorsun sen! Diyerek kalktım masadan.
Gencin peşinden koşmaya başladım, yağan yağmurdan sırılsıklam olmuştum. Gence yetişerek;
-Biliyor musun? Ben acayip rock müzik dinliyorum, iki bilet alabilir miyim? dedim.
Genç yüzüme bakarak;
-Hangi sanatçıyı? Daha çok seviyorsun’ deyince...
içimden kendime bir argo sözcük geçirerek;
-Aslında bir kaç gündür dinliyorum’ diyerek pis pis sırıttım.
Genç anlamış olmalı ki! O’da pis pis sırıtarak;
-Yok yok almanıza gerek yok! Teşekkür ederim yine de’ dedi.
Ben ;
-Gel biraz şurada oturalım’ diyerek genci bir cafede demli çay içmeye davet ettim. Beyinleri çok
yoğun çalışıp kalplerinde merhamete yer vermeyenlerle yarım bıraktığım çayı, gençle içecektim.
Genç zeki, sevecen ve gözlerindeki hüzünle utana sıkıla çayını yarılamıştı ki!
Ben birden;
-Okuyor musun? Dedim.
Tabi bu arada adını da sormuştum, adı Emre’ idi.
Birden gözleri doldu, bize o biletleri satmaya çalışırken ki gözlerdi şuan baktığım o gözler. Hüzünlü,
yorgun ve şimşek olup çakan gözler ve dudaklarındaki titremeler, ilk aşkta atan bir kalp ve o heyecan
ile;
-Evet okul birinciyim, lisede okuyorum’ dedi...
İki bilet aldım. Biri benimdi di de diğeri? Onu da bizim kalbi çalışmayan Savaş’a verir, belki de bu
hikayeyi anlatırdım O’na konserde.
Emre bana;
-Sen rock dinlemiyorsun, biletini bana destek olsun diye aldığını biliyorum’
diyerek teşekkür ederken, ben;
-Ya aslında Emre Aydın’ın “Ses Ver” şarkısını biliyorum, deyip biraz mırıldandım Emre de gitarını
çıkarıp bana eşlik etti...
O bana teşekkürünü bende O’na olan rock tiryakiliğimi göstermiş oldum.
Ve biz Emre ile dost olmuştuk, çok sonra bana hayat hikayesini anlattı. İş kazasında iki bacağını
kaybeden babasını ve onları terk eden annesini anlatmıştı. Birde ufak bir kız kardeşi vardı. Emre hem
okuyor hem de ailesi ve okul masrafları için mücadele ediyordu.
O iki biletin arka yüzündeki hayat hikayesi gerçekti işte. Savaş’ın ona bağırıp masadan uzaklaşmasını
istediği anda bile Emre sesini çıkarmamış, başını önüne eğip gitmişti. Bir kelime söylemeden saygısını
bozmadan, çünkü yaşadıkları o kadar zordu ki! Zaten yokluk bir yandan, üzerine düşen sorumluluk bir
yandan..
Ben o iki bileti, o iki biletin arkasındaki hayat hikayesini izlemiştim. Konser bahane, rock bahane.
Emre Aydın bahane...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.