- 801 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
O GÜZEL İNSANLAR, O GÜZEL ATLARA BİNİP GİTTİLER.
Ne güzel insanlardı, o güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler.Televizyonun yeni yeni çıktığı, bilgisayar ve cep telefonlarının olmadığı o güzel yıllarda insanlar daha samimiydi, hayat daha bambaşkaydı sanki.Komşuluk ilişkileri çok güzeldi.Evler bahçeli ve avlular yan yanaydı.Çocukluk yıllarımda, yaz gecelerinde bahçede yada sokaktaki kaldırımlarda komşu kadınlar oturur muhabbet ederlerdi.Bizlerde komşu arkadaşlarımızla fazla uzaklaşmadan yakınlarında oyunlar oynardık.
Bize bitişik komşumuz Ünzüle nine vardı, kocası Eyüp amca nur içinde yatsınlar, mekanları cennet olsun. Ünzüle nine biraz asabiydi, sokakta yaramazlık ve gürültü yapan çocukları azarlar, evin önünden geçirmezdi, ben dahil tüm çocuklar ondan çok korkardık.Yine annemin gençliğinden beri en yakın arkadaşı komşumuz Kamile teyze ve kocası Cemil amca ne iyi insanlardı.O zamanlar kadınlar kendi aralarında gün yaparlardı.Aklımda kaldığı kadarıyla ayın 7’si Kamile teyzenin, 25’i Huriye teyzenin, 26’sı Aşçı Osman amcanın hanımı Faize teyzenin ve 30’uda annemin günüydü.Bende her fırsatta annemle birlikte günlere gider ve verilen ikramları afiyetle yerdim.Kamile teyzenin kocası Cemil amca içki içmeyi fazlasıyla seven bir insandı, öyle ki her gece içerdi.Ama kendi halinde ve kendi evinde içen bir insan olduğu için kimseye bir zararı dokunmazdı, aksine hepimiz onu çok severdik.Rahmetli babam rahatsızlığı yüzünden 15 yıl evimizde yatmış ve ona annem bakmıştı.Cemil Amcada babamın en yakın arkadaşı olduğu için her fırsatta babamı dolaşmaya gelir, onun canı sıkılmasın diye muhabbet ederler ve eski günlerinden bahsederlerdi.Ne güzeldi o hikayeler.Birinde Cemil amca ve Kamile teyze birlikte İstanbul’a bir tanıdıklarına gezmeye gitmişler.Neyse evde hoş beşten sonra Cemil amca dışarıya çıkmış ve bir yerlerde içki içmiş.Geriye döndüğünde de hava karardığı için gittikleri evi çok aramış ama bulamamış.O zamanlar cep telefonu da olmadığı için otogara gidip otobüsle Çanakkale’ye eve gelmiş.Evden İstanbul’da gittikleri evin adresini alıp tekrar İstanbul’a gitmiş ve bu sefer evi bulabilmiş.Bahçedeki asma çardağımızın altında buna benzer daha bir sürü muhabbetlerle çay ve kahve içerek geçerdi günlerimiz.İnsanlar o zamanlar muhabbet ederdi ve birbirlerini can kulağıyla dinlerlerdi.Her konuda birbirlerine yardımcı olurlar, herkes birbirini tanır, sabah selamlaşmadan birbirinin yanından geçilmezdi.O zamanlar evlerimiz belki tek katlıydı ama birbirimize olan güvenimiz ve sevgimiz kat kat daha fazlaydı.
Şimdilerde o eski insanlar sanki hiç yaşamamış gibi fakat, hafızalarımızda capcanlı, rengarenk bir şekilde yaşıyorlar.Bizlerse tıkıldığımız çok katlı apartman dairelerinde birbirini tanımadan sevgisiz ve muhabbetsiz bir şekilde yaşamaya çalışıyoruz.O eski güzelim muhabbetlerin yerini televizyon, arkadaş ve dostlukların yerini ise akıllı cep telefonları ve bilgisayarlar aldı.Kendi Çocuklarımız bizler gibi sokaklarda oyunlarla değil, tek başlarına ellerindeki akıllı cep telefonlarıyla vakit geçiriyorlar.Arkadaşlık, sevgi ve muhabbetin ne olduğunu bilmeden yetişiyorlar.Bunda suçun tamamı elbette bizlerde değil.İnsanlar ve nesillerle birlikte çağda değişti ve çocuklarımızda bu çağa ister istemez ayak uydurmak zorundalar. Dedim ya ne güzel insanlardı, o güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler...Mekanları cennet olsun...🙏
NEVZAT KÖKÇAK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.