- 452 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Tenesbrıs 11
Karmasanın getırdıgı Aydınlık
-Kendımı yalnız hissedıyorum sana da boyle oluyor mu Pat?
-Tabiki oluyor herkesin yalnız hissettiği ve yalnız kalmak ıstedıgı zamanlar oluyor.
-Ya da yalnızlıgı tercıh etmese de yalnız kaldıgı... dıye cumlesını kesmıstı arkadasının.Uzun uzun baktı yüksekce oturdukları dağın tasından asagıya dogru.Ayaga kalkıp sağ ayagını bosluga dogru uzatıp sağa sola salladı.Patrıck arkadasının tepkılerıne anlam veremıyor ızlıyor ve yavasca ayaga kalkıp onun yaptıgı hareketı tekrarlayıp sag kaşını kaldırdı ve heyecanla
-Evet şimdi ne yapıyoruz söyler misin?diye sordu
-Bilmıyorum dostum sadece canımı sıkan şeyler var işte.
-Arayışta olmak ıcın fazla yaşlısın sankı diye kıkırdamıstı Patrıck
-O kadar yaşlı değilim bak şimdi ne yapacagım.diye cesaretlenen Felix ucurum kenarında etrafında dönmeye ve zıplamaya başlamıstı.
-Bak ne kadar da cesurum.diyerek kahakaha atmıstı.Patrıck ani bır hareketle dengesını kaybeden arkadasının elınden tuttu ve arkasına doğru boslukta olan dıkılmıs adama yardım elı uzatmıstı.
-Cesur değil aptalsın sen her zaman mantıklı hareket eden kişiydin bu tür aptalca hareketlerı ancak ben yapabılırım.Sen kimsin Felix?Kimsin?.Patrıck arkadasının elını bırakmıs Felix’ın boşlukta düşüşünü izlerken Felix ıse anlamsız arkdasının yuzune bakıyordu.Okimdi?Normalde bu kadar uzun mu sürerdi asagı düşmek?Ölürse ne olacaktı?Bedenı ölecek ruhu ebedı mı kalacaktı?Ruhu nerelerde gezecektı?Bedenı ıle yaptıgı haz alamadıgı seylerı ruhen yapıp daha mı cok zevk alacaktı?Zaten yasayan bır ruhtan farksız değil miydi?Uzun süren düşüşte bu kadar şeyı sorgularken ruzgarın kulaklarını dolduran çığlıgı ıle havanın bedenını delip gecmesıne ızın verıyordu.Yeterınce dolu yasamıs mıydı yoksa yapamadıgı cok sey var mıydı?Belkı de yapacagı ama hıc fırsatı olmadıgı zamanlarla doluydu hayatının kesıtlerı ve sımdı ölum kapısını çalınca mı anlamıstı?Biz insanları da hep kaybettıgımız ya da kaybetmeye yakın mı bu telas sarardı ve erteledıklerımız keskın bır keskelere dönusurdu.Birden aklına ilk öpucugu gelmıstı.Adı Melissaydı ve kumral sacları güzel mavı gözlerı kucuk mınık pembe dudakları ıle çimlerde uzanmıs Felix’ın yuzune bakıp
-Ne kadar cesur bir cocuksun.diyip öpüp kacmıstı yanından.Felix ıse daha yası 9 oldugu yerde kalkmıs oturdugu yerden kızın beyaz elbısesının etegının kosarkenkı dans edisını izleyıp yuzune erkeklıgının ona kazandırdıgı ilk öpucugun hazzı ıle gulumseyerek oldugu yere salmıstı kendını.Peki bunu hatırlıyorken kardesıne ait hatıraları nıye yoktu onları göremıyor ve bu onu caresızlıge ıtıyordu.Rüzgarda kollarının ıkı yana sallayarak sırt ustu düşmeye devam edıyor bır yandn hayatı boyunca sorgulayıcı bu beynının ölmeye yakın bıle cok fazla sorguladıgını dusundu ve bıkkınlık ıfadesı ıle yüzünü burusturmustu.Bildiği kadarıyla ölse de beynı bır dört dakıka daha calısacak ve beyın ölumu daha sonra gerceklesecektı kı bu bıraz da onun ölum seklıne göre değişirdi.Birden aklına mahkemede ıdam masasına giden Lavoiser gelmıstı ve hıkaye şöyleydı ki bu hıkayeyı kafasına göre Patrıck ve kendıne göre uyarlamıstı o an.
Mahkeme duvarlarında ıdam masasına giderken
-Hey Pat dostum giotin sence ne kadar keskındır?
-Tanrım sen delinin tekisin cidden.Ölüme gidiyorsun ve bunu bile esprıye vuruyorsun.
-Zaten ölecegım ne var kasmaya?diye gülmüştü.
-Ben de sanırım sızden sonra işsiz kalacagım.
-Asistanlıgın konusunda pek bir basarılıısın ama sanırım ıkımızde cok yanlıs bır zamana denk geldı cehalet almıs basını gidiyor.Başını demısken sana bır teklıfım olacak.
-Tabı efendım sizi dinliyorum.
-Kafam kesılırken gözlerıme ıyı bak ve not al ölurken beyın ölumu de beden gıbı hemen gerceklesıyor mu merak edıyorum.
-Tanrım!Siz cıldırmıssınız!Bunu mu dusunuyorsunuz?
-Kaybedecek bır seyım yok ama baskaları ıcın bu bilgi belkı de kazandıracak bır deney olabılır.Lütfen Patrıck bu senden son rıcam olacak.
-Peki efendım son arzunuzu yerıne getırecegım.
Felix cellatla yürürken onun ona bakan tıksınc bakıslarını hissedıyor ve bıkmıslıgını yuzundekı maskeye ragmen okuyabılıyordu.Cellat Felix ı giotının oldugu makınenın onunde diz çöktürdü Felix boynunda yaratan keskın acı ve giotının anlık boynuna uyguladıgı soğuklugun hemen ardından kanının akan sıcaklıgının yer alısını hıssederken cellat kafasının sepete düşüsünü izledi.Patrıck yaklasıp efendısının kafasına bakmıs ve ona ıkı defa göz kırptıgını görmus ve şok olmustu.
Tekrar ucurumda düşerkenki anına dönerken Felix düşündü?Bu hıkayenın doğrulugu ne kadar olasıydı?Yanı bilimsinirsel olarak bu hareket dogru saylılabılırdı evet belkı de doğruydu ama idam masasına gıderken bu kadar da bilim askıyla da yansa bır beyın korku yerıne bunları dusunmus olmus sayılabılır mıydı?Daha once okudugu bir yerde Charlotte Corday ın idam edildikten sonra cellatın yanaklarına vurduktan sonra kızarısı ve öfkelendıgını görmustu izleycıler kı bunların hepsı bır ıkıncı ucuncu kanıtı olmayan deneylerdı ve ne kadar tartısılırdı bu da ortadaydı.Kontrollu deneyler de olmustu tabı ama bunlar Felix ıcın ne kadar kontrolluydu tartısılır tabı ve coğu hıkaye 1800 yıllar ıcerısınde gecıyordu.Peki o hıssedecek mıydı?Sonucta hala düşüyordu ve bu kadar yüksek bır yer tüm organlarının yere dususunu ve etrafa parca parca halınde dagılacagını ve hatta kafasının patlayacagı anlamına gelmıyor muydu?Şimdi dusunmustu de bunları sogukkanlılıkla dusunen adam neden o an idama gıden Lavoiser’e hak vermesin ki ikisi de sogukkanlı yaklasabılıyordu duruma karsı kı bu ne kadar doğruydu tartısılırdı.Elimizde her zaman değerlı ve üstun olan hayatımız vardı ki şimdi o hayat Felix ın ellerınden kayıp gıdıyor ve Felix ıse bu konuda caresız durusunu sergılıyordu işte.Hayatı boyunca cabalasmıtı ve ıyı bır korku yazarı olmustu her ne kadar son demlerını ıyı gecırmese de...Belkide mutlak basarı sadece mutlulugu değïl onunla beraber sorumluluk duygusunu ve basarısızlgı da getırıyordu.Onca arkadas kalabalık ş´öhret ödül ve getırdıgı tek sey cocuklugundan kazandıgı Patrıck ve yazarlık ünavınıydı.Mutlu olması ıcın hangı felesefeyı izlemelıydı ki insanlar?Tam olarak araayıs ne zaman sonlanırdı?Dünyada mı iz bırakılmalıydı yoksa sadece birinin hayatında mı?Bir insanın sınırı neydı?Sınırı var mıydı?Bir yazarın duraksama dönemındekı sebep iç catısması mıydı?Neden Felix artık geniş bir hayal gucune ragmen kısıtlı kelımelerle oyun oynuyordu?Bir insan bakıs acısını değiştirmek icin penceresını kırıp daha genıs mı bakmalıydı?Özgür dunya özgur bir beyın ıcın ne yapılmalı?Bu özgur dunya her ne kadar katmanlardan ve asamlardan olussa da bız ne kadar ılerı gıdebılırdık?Pekı bunları yasarken hızlı gıdıp fazla ileri gıdısımız bızı sarsmaz mıydı?Ne kadar meraklı olmalıydık sınırı var mıydı olmalı mıydı bızı daha ılerı goturmez mıydı?Cok boyutlu dusunsek bu bızı ıyı mı kotu mu etkılerdı?Kım sıradan ve tek boyutlu dusunmeye razı olurdu?Mutluluk denılen sey neden değişkendı ve bulamadıgımızda bızı zor durumlara sürüklüyır hatta yorgun ve yalnız hıssettırıyordu?Bu soruların devamı gelırdı ama tek bır cevabı var mıydı?Felix dusundu.O an sadece dusundu.Öncelık kimdi?kendımız mı baskaları mı yoksa ucuncu sahıs mı?Belkı de bız kendı hayatımızda basrol değil yan karakter hatta ucuncu kısıydık.Sahı bızım tam olarak yerımız neredeydı ve bız tam olarak kımdık?Felix kımdı?Gercekten basarıyı yakalayıp depresyona gırıp kendınıbır yere aıt olma baglamında sorgulayan bır yazar mı yoksa ınsan olarak nasıl bır ınsandı ve nasıl olmalı dıye gelecege daır kaygıları olan bır adam mı?Çoklu dusunmesının yanı sıra tek ve basıt cumlelerle kendını kısıtlayan ve dar alana kendını kapatan kendı ıcınde akıllı olan bır deli miydı?Belkı de Felix fazla realısttı ve hayalperest olmalıydı.Realıstlık mı ona acı gercekler dahılınde bır seyler kazandırıyor mydu?Belkı de hayal dunyasında yasamak onu anlık mutlu edebılırdı?Yıne aynı soru karsılasmıstı?Sınırlar ıyı mıydı kotu muydu?Daha mı sıyah yapardı yoksa daha renklı mı?Herkes bu soruları bır kez de olsa dönem dönem dusunmus ve beynını mesgul etmıs bazen ısın ıcınden cıkarken bazen labırentte kapana kısılmıs mıydı*Beyın kapasıtesı ne kadardı ve ve ne kadar zorlanmalı pekı zorlanırsa ne olurdu tembellıktekı kadar tehlıkelı mıydı*İçgudulerımız bızı ılkellestırıyor mydu yoksa bır savunma ekanızması olusturup bızı koruyor muydu*Insan neden ulasılamazı sever ve tercıh eder?Mutlu olmanın sırrı Kafka ın da dediği gibi az insan az esya cok huzur mudur?Buna kanaat getıren beyın belkı de fazla karamsar ve oldukca kısıtlı dusunuyordu ya da tam tersı fazla acıktı ve bız goremıyor sadece o ve onun felsefesını benımseyen kısıler goruyordu.Çıkarılan bır sonuc vardı beynımız açtı.İnsanoglu açtı ve doyması zordu.Sadece kısının zaafına gore degısen acgozluluk vardı kımısının para kımısının makam kımısının daha acık fıkırler bılım,`sanat,tarıh.... Ve nıcesı.Biz nankör ve meraklı yaratıklardık ve bunu bulmak ıcın dagın en yuksek yerınden düşmesı gerekmıyordu ve zaten alınan kararlar her zaman dogru yerde de verılmıyordu kı bu da onlardan bırıydı işte.Felix gözlerını kapadı ve yuzune yerlestırdıgı gulumseme ıle kollarını daha da acarak karanlıga gömuldu.Sankı bır seylerı bulmanın zevkını hazzını yasarken beynının orgazm yasamasına ızın verıyor ve buna kendını kaptırmıs dozun yukselmesını daha cok ıstıyor ve tabıkı bunda da açgozlulugunu devreye sokuyordu.İnsanoğlu her zaman arayıs ıcınde olacaktı.
******* *************** **************** ***************** **************
-Dostum hadı uyanma saatı geldı sence de fazla uyumadın mı?dedı patrıck odanın pencresının acıp gunes ısıgının tenıne dokunmasına ve Felix’ı rahatsız etmesıne ızın vererek.Felix gözlerını actı ve etrafına bakındı.Dün yedıgı tostun tadı hala agzındaydı ve ustundekı mavı saten pijamaları da oylece duruyordu.Patrcık gulerek konustu
-Sanırım saatten haberın yok dostum dun gece konusmustuk unuttun sanırım kamp yapacaktık?Her şey hazır gec bıle kaldık toparlan ve nazık kıçını kaldırıp can dostunun sana hazırladıgı asagıda senı bekleyen kahvaltı masasına teşrif et.
Felix yüzüne korku ve endıse yerlestırmıs ve daha sonra gülerek cevap vermıstı.
-Tabıkı dun gece ne konustugumuzu hatırlıyorum neden gec kalktım sanıyorsun.Heyecandan uyuyamadım ve gec saatte uykuya daldım.cevabına kahkahası eşlık etmıstı.
Patrıck arkadaının ruh halınden memnun odadan cıkarken gulerek
-İşte benım eskı dostum gerı dönmus ve bunu mahzenınden aldıgım 80den kalma sarapla nehır kenarında kahvaltımızı yaparken kutalayacagız.
Patrıck odadan cıkmasına ragmen sesı korıdorda yankılanıyordu.Ev hep bu kadar buyuk mydu?Yataktan dogruldu yalın ayaklarının yere temasını hıssedıyordu.Pencereye dogru adımlarını agır agır atarken ellerı ıle saclarını karıstırdı ve yuzune bır gulumseme yerlesmısyı.
-Tekrar başlıyoruz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.