- 432 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
1. Akdeniz Uluslararası Araştırmalar Kongresi'nin Ardından
Geçtiğimiz Cumartesi Günü Gazimağusa’da KKTC Yörükler Derneği ve Gazimağusa Batı Üniversitesi İşbirliği ile I. Akdeniz Uluslararası Araştırmalar Kongresi yapıldı.
KKTC Yörükler Derneği Başkanı Ergin Ersoy, “Amaçlarının derneklerini tanıtmak, yörük, gelenek ve göreneklerini halka anlatmak, bu amaçla bilimsel bir çalışma yaparak kültürümüze sahip çıkmak ve halkımıza tanıtmak.” olduğunu söyledi.
Ergin Ersoy, “Yörüklük, Türklüğün özüdür.” diyerek, şöyle devam etti: “Yörüklük, Avşarlık Öz Türklüğü temsil eder. Bu nedenle Batı Üniversitesi ile işbirliği içinde olarak böyle bir etkinliği yaptık. Etkinlikte Yörük kültürünü ve kıyafetlerini kongreye katılan bilim adamlarına sunduk.”
Kongreye gerek KKTC üniversitelerinden ve gerekse Türkiye Üniversitelerinden birçok bilim adamı katılarak bildiri sundu. Kongre 5 oturum halinde yapıldı. Kongreye Üçüncü Cumhurbaşkanımız Sayın Derviş Eroğlu da katıldı.
Açılış konuşmasını Ankara Gazi Üniversitesi’nden Prof Dr Necati Demir yaptı. Prof Necati Demir, “Oğuz Türklerinin Tarihini ve buna bağlı olarak Kıbrıs’ı” anlattı. Yazılı kaynaklarda MÖ 5. Yüzyıla kadar gittiğini belirterek birçok bilinmezi ortaya çıkardıklarını ve yapılacak çalışma ile bunun daha da gelişeceğini söyledi.
Çok heyecanlı ve ateşli bir konuşma yapan Prof Necati Demir, “Yazılı kaynaklardan önce kaya üstü resimler olduğunu, bu kaya üstü resimlerin çözülmesi ile Türk Tarihinin karanlıklardan kurtularak aydınlığa kavuşacağını” söyledi. Prof Dr Necati Demir: “Yapılacak çalışma ile Türk Tarihinin karanlıkta kalan 10 bin yılının aydınlatmanın mümkün olduğunu” dile getirdi.
Prof Dr Necati Demir, “Amacının geriye doğru giderek, Oğuz tarihine ışık tutmak olduğunu” belirtti. “Bir yandan da yazılı kaynakları değerlendirerek, Oğuzların tarihini yazmaya çalıştıklarını” belirterek “Kıbrıs Türklerinin de Oğuz Türklerinin bir kolu olduğunu” söyledi. “Böylece bunu yaparak Kıbrıs Türkleri üzerinde de çalışmalar yapılacağını” söyledi.
Prof Dr Necati Demir, “Kırım Türkleri Lideri Mustafa Cemil Kırımoğlu’nun hayatını yazdığını, şimdi de 3. Cumhurbaşkanı Dr Derviş Eroğlu’nun hayatını yazmak istediğini ve bunun için kendileriyle görüşüp onay aldığını ve bu nedenle en kısa zamanda adaya gelerek çalışmalar yapacağını” söyledi.
Kongrede 1. Oturumda Oturum Başkanlığını Doç Dr Fevzi Kasap yaptı. Prof Dr Fatma Özen, Oğulcan Topal, Tuğrul Günay bildirilerini sundu.
2. Oturumda Prof Dr Fatma Özen Oturum Başkanlığını yaparken Dr Halil Özcan, Aynure Mustafayeva, Doç Dr Fevzi Kasap, Yrd Doç Dr Samire Hasanova bildirimlerini sundu.
3. ve diğer Oturumlarda da akademisyen hocalar bildirimlerini sundular.
Son oturumdan sonra katılımcılara plaketler takdim edildi. Plaketleri, 3. Cumhurbaşkanı Sayın Derviş Eroğlu verdi.
Plaketlerden sonra kapanış konuşmasını Niğde Üniversitesi’nden Prof Dr Mustafa Talas yaptı.
Prof Talas konuşmasında şunları söyledi: “ KKTC adı beni rahatsız ediyor. Baştaki KK deyimi bazı art niyetli olanlara koz veriyor. Onlara malzeme oluyor. Onlar da söylerken “Kaka TC” olarak söylüyorlar. Sanki TC kaka imiş gibi söyleniyor. O nedenle bu söylem, beni çok rahatsız ediyor. Bunu böyle söylemektense “Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” olarak söylenmesi lazım. Devletin adının böyle konulması lazım. O zaman bu art niyetli kişilere de fırsat verilmemiş olunur.
Kıbrıs, TC Devletinin nefes borusudur. Nasıl ki insan nefes borusu sayesinde hava alır, yaşarsa, ondan ayrı kalamazsa Kıbrıs da bizim için öyledir. Türkiye Kıbrıs’sız yaşayamaz.
Kıbrıs için hiçbir masraftan kaçılmadı. Borularla adaya su getirildi. Kablolarla elektrik getirilecek. Türkiye, bunları yaparken hiçbir şeyi esirgemedi ve hiçbir şeyden çekinmedi. Yarın belki de Girne ile Mersin arasına bir köprü bağlanacak. Bu, hiç de imkânsız değildir. İlerde böyle bir durum olursa buna kimse şaşırmasın.
Bunlar Türk milletinin stratejik hamleleridir. Eğer siz, stratejik hamleler yapamazsanız kendinize gelemezsiniz. Bunları yapamazsak, kendimize gelmezsek şikâyetçi de olamayız. Çalışmadan yaşarsak, çeşitli bahaneler uydurursak Dünyanın oyuncağı oluruz. O nedenle çalışmak şart.
Genç bir neslimiz var. Bu, bizim zenginliğimizdir. Dinamizmi ve tecrübeyi bir arada çalıştırmamız lazım. Bunu yapamazsak başarı elde edemeyiz.
Bu gün Kıbrıs’ta bir zorlama var. Oyun içinde oyun var. Burada iki ayrı halkı birleşmeye zorluyorlar. Oysa dışarı baktığımızda, Avrupa’ya baktığımızda birçok devleti ayırmaya çalışıyorlar. Burasını da matruşka gibi iç içe koymaya çalışıyorlar. Uyanık olmamız lazım. Bu oyunlara gelmememiz lazım.
Eğitilmiş, güçlü, dinamik nesiller yetiştirmek için çalışmalıyız. Bunu yaparsak dünyada kimse bizimle baş edemez.
Her şey imanda ve inançta biter. İnanarak başlarsanız başarırsınız. Ama mağlubiyete inanırsanız, kabullenip kendinizi bırakırsanız zaten kaybedersiniz.
Kaybetmemek için de inanmak lazım. Bir olmak lazım. İri olmak lazım. Diri olmak lazım. O zaman bizi kimse yenemez, yıkamaz.”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.