- 306 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖYLE BİR HİKAYE BÖLÜM - ON
ÖYLE BİR HİKAYE BÖLÜM -10
Banyo faslından sonra giyinirken, Buse’ye laf attım, ‘’ Ben sana demedim mi o banyoya sığarız diye?
’’
‘’ Tabi, tabi sığdık sığınmasına da, yakaladığın fırsatı çok iyi değerlendirdin. Ama ne yalan söyleyeyim, ayaküstü iş tutmak ta zevkli oluyormuş. Hadi, hadi oyalanmadan Çay Bahçesine gidelim.’’
Şansımıza benim yirmi üç numaralı masa boştu hemen yerleştik. Buse vakit kaybetmeden arkadaşını aradı. Uzun bir konuşma yaptıktan sonra, telefonu elinden bırakıp, ‘’ Tamam oldu bu iş iki gün içinde bana dönecek. Bide bana kıyak çekti. Boşuna dememişler, arkadaş arkadaşın pezevengi olurmuş diye.’’
‘’ Nasıl bir kıyak?’’
‘’ Tahmin ettiğim gibi annem arkadaşımı aramış. Ayfer’de benim ağzımdan konuşup, bu gece de kalacağımı söylemiş. Anlayacağın bu gecede beraberiz kocacığım.’’
‘’ Bak bu iyi haber sevindim. Düşünüyorum da, bazen burada otururken insanları inceliyorum. Herkes mutlu görünse de, biraz yaralarını kaşırsan, o mutluluk görüntüsü kaybolup gider. Geriye acı anılar kalır. Sende de olduğu gibi.’’
‘’ İnsanlar bu bahçeye neden gelirler? Azıcıkta olsa bazı şeyleri unutup, stres atmak için. Sende stresini bulmaca çözerek atmıyor musun?’’
‘’ Aynı sende olduğu gibi değil mi? Seni arkandan uzun boyun ve uzun saçlarınla gördüğüm zaman, kim bilir ne kadar güzel kızdır diye düşündüm. Ve seni izlemeye başladım. Yerimden kalkıp yanı başında boş bir masaya oturarak hareketlerini ilgiyle takip ettim. Fatihten kalkıp buraya geldin ve ikide bir saatine bakıp durdun. Üzerinde anlayamadığım telaş ve heyecan vardı.’’
‘’ Hiç sorma, yine annemin gazına geldim. Hiç tanımadığım birisi ile buluşacaktım. Ama gördüğün gibi odun gelmedi. Onun yerine kısmetime sen çıktın. Onun sayesinde hayatımın erkeğiyle karşılaştım. Yani kazançlı çıkan yine ben oldum.’’
‘’ Bir şey dikkatimi çekti Buse, kardeşinden, ağabeyinden, annenden bahsettin ama babandan hiç konuşmadık.’’
‘’ Bende ne zaman soracaksın diye bekliyordum. Benim olayımdan sonra babam kalp krizi geçirdi. Atlatamadı, genç sayılacak yaşta kaybettik.’’
‘’Üzüldüm, başınız sağ olsun. Nasıl geçiniyorsunuz?’’ ‘’ Selma okuyor, ağabeyim çalışıyor. Annemde babamdan kalan emekli maaşının bir bölümünü alıyor. İdare edip gidiyoruz.’’
‘’ Biraz zaman geçsin, beni ailenle tanıştırırsın artık?’’
‘’ Evet, ama hem zaman geçsin, daha önemlisi de bir yolunu bulup ağabeyimi de arkama aldıktan sonra tanıştıracağım. Henüz seni daha kabullenemediler.’’
‘’ Haklısın işi birazda oluruna bırakalım.’’
2
‘’ Müsaade edersen ağabeyimle bir telefon görüşmesi yapacağım?’’
‘’ Tabi hayatım görüşebilirsin.’’
Masadan kalkıp Çay Bahçesinden dışarı çıktım. Ağabeyim fazla bekletmeden telefonuma hemen cevap verdi. ‘’ Ağabey ben buse, seninle hemen buluşmam lazım, ya da sen buraya gel. Anlatacak bazı şeylerim var.’’
‘’ Kötü bir şey olmadı ya Buse? Ayfer’le beraber değil misin?’’
‘’ Gel her şeyi anlatacağım sana, şimdi konum atıyorum. Buraya gelmen bir saati bulmaz.’’
‘’ Konum at hemen yola çıkıyorum.’’
Yeniden Oktay’ın yanına döndüm. ‘’ Mahzuru yoksa sorabilir miyim? Önemli bir görüşmemi idi yaptığın?’’
‘’ Ağabeyimle konuştum buraya geliyor.’’
‘’ Buraya mı geliyor?’’
‘’ Evet, ben çağırdım, bazı şeyleri bilmesi lazım. Çünkü yardımına ihtiyacım olacak. Sen geleceğine yakın başka bir masaya geçeceksin, tamam mı aşkım? Ben sana daha sonra konuştuklarımızı aktarırım.’’
Ağabeyimi uzaktan gördüm, o da beni görebilmek için dikkatle Çay Bahçesine bakıyordu. Dikkatini çekmek için el salladım. Beni görünce yüzüne bir gülümseme yerleşti. Uzaktan seslendim ‘’Ağabey bu tarafa gel!’’
Masaların arasından süzülerek, yanıma geldi. Birbirimize sarıldık, sandalyelerimize oturduktan sonra, ‘’ Burası çok güzel bir yermiş kardeşim. Ama bani bu güzelliği göstermek için çağırmadın?’’
‘’ Elbette, ben anlatacağım sen dinleyeceksin. Ondan sonra sende oluşan fikrini söylersin. Eğer istersen ikinizi tanıştırabilirim. Önce ne içersin onu söyle? Çay mı, sütlü kahve mi?’’
‘’ Buranın sütlü kahvesi iyimi? ‘’
‘’ Bize özel gelecek.’’
‘’ Sana güveniyorum sütlü kahve olsun.’’
Burhan’a seslendim hemen yanımıza geldi,
‘’ Buyur abla, üstadı göremiyorum?’’
‘’ Bize iki sütlü ama sen yapacaksın. Tanıştırayım sizi, ağabeyim Engin, kahveyi içtikten sonra buranın müdavimleri arasına girerse hiç şaşmam.’’
‘’ Üstat derken kimi kastetti?’’
‘’ Oktay’ı aramızda göremedi. Burada genellikle ona üstat derler.’’
Kahvelerimizi içtikten sonra, bugüne kadar olan biteni hiç gizlemeden her şeyi anlattım. ‘’
Biliyor musun ağabey sana söylemek istediğim her şeyi söyledim. Şimdi söyleyeceklerimle son noktayı koyacağım.
Dün geceye kadar, seks yapmaktan öylesine soğumuştum ki, bir ara kendimi firijit olduğumu sanıyordum. Ama o, içimdeki kadınsı duyguları bana bir kere sarılmakla içimden çıkartıp ortaya attı. Ben normal bir kadınmışım ağabey. Çok mutluyum.’’
‘’ Onu çok sevdiğini gözlerinden okuyabiliyorum. Merak ettim bu adamı çağır da tanışalım.’’
Oktay’a işaret ettim, oturduğu yerden kalkıp bizim masaya geldi. ‘’ Oktay, sana sık, sık bahsettiğim ağabeyim Engin. Ağabey, arkadaşım Oktay.’’
Birkaç dakikalığına gelen ağabeyimle Çay Bahçesinde iki buçuk saat konuştuk.
‘’ Anlaşıldı kardeşim, arabuluculuk yapacağım sende bunu istiyorsun ama Oktay Beyi biraz gözüm tutmasaydı, bu iş burada biterdi. Kaldı ki ikimizde Beşiktaşlıyız.’’
‘’ İş geldi topa takıldı. Benim için fark etmez. Ben bu gecede Oktay’ın yanında kalıyorum. Yarın Ayfer’in yanına uğrayıp oradan da eve geçerim.’’
Oktay ilk defa lafa girdi, ‘’ Eğer vaktin olursa seni evimde misafir etmek isterim.’’
Ağabeyim,
‘’ Vallahi ister iste, ister isteme sık, sık geleceğim haberin olsun.’’
Ağabeyimi yolcu ettikten sonra fazla takılmayıp bizde kalktık. Evden içeri girer girmez Oktay’ın saldırısına uğradım. Öpülmedik yerimi bırakmadı. Hiç vakit kaybetmeden üzerime çıkınca, nazlanır gibi yaptım ama ondan çok ben istiyordum içime girmesini. Gece yarısına doğru, tatlı bir yorgunlukla uykuya daldık. Karamel Oktay’la yatmama çok gıcık oluyor. Bir türlü yıldızımız barışmıyor. Ne kuru mama ne de yaş mama arkadaş olmamızı sağlamıyor.
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.