- 1688 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Düşteyim...
Upuzun bir günün ardından, şöyle upuzun dökmek istiyordum dertlerimi, kendime özgü bir biçimde.
’Upuzun bir gün’ deyişimin sebebi; duygusal açıdan yoğunlukla zaman arasında doğru orantı kurmamdır. Sevgiyle, huzurun ve neşenin orantısı gibi..Yeşilliğin doğada önemli bir neşe kaynağı olması gibi...
...ve gözlerimi kapattım, yeşilliği hissettim tenimde. Çayır ve çimen kokan bir yerde..Tüm sevdiklerim vardı orada. Herkes yerli yerinde gibiydi, ortamın zevkini çıkarırlarken. Ben ise, sıkılmış bir haldeydim, yaslandığım ağaçta, yeşilliğin o müthiş büyüsüne kapılmışken..Herkesten uzak ve farklı bir huzur ortamına adım atmaktaydım, hava kararırken...
Sonra, bir şeyin farkına vardım:
Hava yozlaşmış, güzel, oval bir sisle gülümsemekteydi, her şeyi anlayan, bilen bir tavırla. Ben de gülümsedim olanlara, şaşırmış bir tavırla.
Herkes, hala mutluydu. Benim istediğim de buydu. Ben de mutluydum..Çünkü, herkes mutluydu...
Güneş; dağın yamacında, denize düşmesine ramak kalan, sarı bir kayaydı adeta. O kaya düşse; sanırım bu güzel ortam, keyifsizleşecekti. Ben ise, dinginlikten kurtulup, harekete geçecektim, zamanın ne kadar da çok geçmiş olduğunu anlayarak. Oysa, farkında bile değildim zamanın. Diğerlerinin de farkında olduğunu sanmıyordum. Öyle kaptırmışlardı ki kendilerini bu ortama...
Martılar, daha da neşelendiriyordu ortamı, girdaplar halinde, denizle bulutlar arasında dolaşırlarken.
Dağılmakta olan bulutlar, dağılma zamanının geldiğini düşündürse de kalkmak istemiyordum. Herkes keyifliydi çünkü. Eh ben de keyifliydim tabii(?). O kadar güzel bir ortam vardı ki, bu ortam bozulsun istemiyordum.
Bunları düşünürken, güneş batmıştı, hiç de beklemediğim bir çabuklukla. Zaman gerçekten de hızla ilerliyordu.
Yıldızları saymakla kurtuldum, zaman illetini düşünmekten.En azından şimdilik..Henüz sekiz yıldız sayabildim ki..Bizim ortama baktığımda kimse kalmamıştı. Beni unutmuşlardı. Oysa ben, zamanım olmadığı halde, zaman yaratıp, ortamı bozmak istememiştim.Oysa ben...
"Tamam. Sakin ol! Bu sadece bir düş. Düştesin..."
Bu düşten çıkınca, bu kağıdın sonlarında buldum kendimi...
Sabah sızıyordu, usul usul pencereden...
Büyük bir haz almıştım, parmaklarıma sızan mürekkepten...
Oldukça rahatlamış olan ser ise, sızıyordu ağır ağır bu bedenden...
Gölgeler azıyordu, tv ekranından sızan ışığın yalnızlığında...
Düşte gördüğüm martılarsa, hala aklımda...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.