- 583 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Münzevi
İmlası bozuk, imhası imkansız sözcüklerin tanımladığı lakin tamamlayamadığı tadı bayat bir yalnızlık kuşatır geceyi. Tek başınalıķ değildir yalnızlık, aynasızlıktır. Yansımak isteyiş, varlığa çıkamayış, öncesizlik ve sonrasızlıktır. Unutmuşluktur en çok ta. Az biraz unutulmuşluk. Ve bazen uyutulmuşluk.
Eylem; Zât’i varlığın gölgeleri olarak yansırken an’a, eylemsizlik elbisesi giyinmişliktir. Bir miktar kaybolmuşluk ve dahi yok olmuşluktur.
Ressam resmin içinde bile yoktur artık. Mecburî bir istikamet olarak metazori münzeviliktir. Kimsesizlik ve kimliksizliktir.
Kendisi yoktur. Yokedilmiştir. Kendisizlik bilinci ile boşluğa dönüşmüştür. Boşluk; bir takım zamirlerde kendini gösterir.. Kendisizlik biraz, belki ve en çokta BAZEN olur. Bazenle başlayan ve yarım kalan cümle bu sonsuz karanlıkta tek ve oldukça sönük bir ışık hüzmesi ile hayata bağlar.
--- "Ben Bazen çok ... "
Orda durur hayat.
Ses gitgide yükselerek arşa ulaşır. Münzevinin gözlerinde ölüm aydınlığı o sese tutunur..
Bazen çok..
Gerisi umurunda mı ?
Geçmişte mi söylenmiş, olsun umurun da mı ?
Münzevinin ruhunda zaman yok. Hatıra hatırladığın anda yarattığın ve yaşadığın şey değil mi ?
Nefes almak için belki bir miktar !
Hiçbir umudu kalmayan ve öleceğini bilen bir hastanın yaşama çabası..
Ben Bazen..
..
Ben Bazen çok ölüyorum..
Bazense çoktan öldüm.
29 eylâl 200⚰
Berrin Nilgün Kılıç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.