- 1117 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KÜTAHYA BALIKESİR YOLUNDA DURSUNBEY
KÜTAHYA BALIKESİR ARASI
Bu seferki yol hikâyesini Balıkesir ilinin ormanlarla çevrili bol oksijeni ile insana huzur veren Dursunbey’e ayırdım.
Makale : Mustafa Toga // 25 Eylül 2019
Anadolu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İngilizce Öğretmenli bölümü son sınıfta okuyan büyük oğlum Emre’yi Eskişehir’e götürdük. Hanımla birlikte oğlanın öğrenci evini temizledik hem de 2 gün Eskişehir’de kalıp tatil yaptık.
Eskişehir’e gidiş yolu Salihli (Manisa)-Uşak-Gediz-Kütahya yani 320 kilometre yaklaşık 4 saat sürüyor. Eskişehir’e girdik insanlar palto ceket giymiş. Arabadan indik o da ne hava bir soğumuş ki sormayın gitsin. Salihli’de ise kısa kollu gömlekle geziyorduk.
ÜNİVERSİTELİ GENÇLİK
Akşam Emre’nin üniversiteden arkadaşları geldiler daha doğrusu hanım yemeğe davet etti. Elleri boş gelmemişler. Cezerye, sütlü Nuriye tatlısı, kek, kurabiye getirmişler Yaşar (Eskişehir), Şeyma (Tekirdağ), Şakir (İzmir), İrem (Denizli), Nilay (Mersin) cüzdanları tam takır ama gönülleri zengin üniversitelilerimiz. Hepsi de genç ve dinamik cıvıl cıvıllar. Sizlerle gurur duyuyoruz Cumhuriyetin çocukları, genç nesilleri yetiştirecek olan aydın görüşlü pırıl pırıl öğretmen adayları.
DÖNÜŞ YOLCULUĞU BAŞLASIN
Dönüş yolculuğunu Kütahya-Uşak üzerinden değil de Balıkesir üzerin yapalım dedik. Haritadan baktık yol duble gibi gözüküyor. Yol güzelse çok rahat seyahat ederiz hem Tavşanlı’nın, meşhur ekşili ekmeğinden, leblebisinden alırız dedik. Kütahya-Balıkesir arası 254 kilometre yani 3 saat 30 dakika. Balıkesir Ayşebacı kavşağı-Kepsut 22 km ve Kepsut-Dursunbey ise 53 km.
KÜTAHYA - TAVŞANLI ARASI OTOBAN
Eskişehir’den Kütahya’ya geldik 60 kilometre mesafe zaten. Tavşanlı Balıkesir istikametine saptık. Dumlupınar Üniversitesini geçtik yol yağ gibi, araba kayıp gidiyor. Tavşanlı’da 10 dakika durup alışveriş yaptık. Çıkışta arabanın deposunu fulladık. LPG 3.38Tl buralarda akaryakıt bayağı pahalı, Salihli’de 2.90 dan doldurmuştuk. Daha 5 kilometre gitmemiştik duble yol bitti tek yola düştük. Herhalde yol çalışması var biraz sonra duble yola çıkarız tekrar dedik. Tek gidiş geliş yol git git bitmiyor. Asfaltın her tarafı yamalık. Köylerine gidenlerin haricinde araba geliş gidişi de de bitti. Sanki insanlar bu yolu kullanmıyorlar. İçinde böyle bir his uyanıyor insanın. Arabanız bozulsa bu dağın başında kim gelip kurtaracak çünkü etrafta in cin top atıyor.
AĞACI BOL HARMANCIK
Derken karşımıza HARMANCIK çıkıyor. Tabelada nüfus 6.600 yazıyor. Harmancık’ta durmuyor yolumuza devam ediyoruz. Kıvrım kıvrım dağlara çıkıyoruz salına salına yeniden vadiye iniyoruz. Her taraf orman, o yeşillik insanın gözünü alıyor, nasıl gittiğini bilmiyorsunuz. Balıkesir il sınırı tabelası çıkıyor karşımıza. Yol uzun bir kavis çizdi, karşımıza İstasyon köprüsü geldi. Aşağıda şırıl şırıl, kıvrım kıvrım EMET ÇAYI akıyor. Çay boyunca yılan gibi akıp giden Devlet Demir Yollarının (DDY) rayları gözüküyor. Buranın adı sadece İstasyon yoksa tren filan durmuyor. Irmağın kenarından yola devam ediyoruz derken karşımıza Sinderler Köyü çıkıyor. Bayağı eşli bir köy. Birden ırmak kayboluyor. Dağın kenarından ilerlerken yeni bir akarsu ile karşılaşıyoruz DURSUNBEY ÇAYI. Ormanların arasından uzakta olsa evler gözüküyor. Tamam diyoruz insanların topluca yaşadığı bir yerleşim alanına yaklaşıyoruz. Dilimizden “Orada bir köy var uzakta. Gitmesek de gelmese de o köy bizim köyümüzdür” nakaratları dökülüyor. İki vadinin arasına, yeşilliklerin içine kurulmuş şirin Dursunbey’e yaklaşıyoruz. Tabelanın yanın da durup fotoğraf çektiriyoruz. Nüfus 36.000, Rakım, bir şey yazmıyor ama 800 metrenin üzerinde olmalı. Etrafa kar kokusu sinmiş belli. Tepe de durup tabiat harikası gibi gözüken Dursunbey’e bakıyoruz. Her taraftan çam kokusu geliyor insanın burnuna, odun kereste yığınları görüyorsunuz etrafta. Şehrin ortasın da kocama devasa bir yapı var, Devlet Hastanesiymiş.
BALIKESİR’İN DURSUNBEY İLÇESİ
Doğası ve bol oksijeni ile insana huzur ve sağlık veren bir ilçe Dursunbey. Bölge dağlık, ormanları ve kerestesi ile meşhur. Dursunbey’den Balıkesir-Kütahya demiryolu geçiyor. En büyük geçim kaynağı ormanlar ve hayvancılık. Dedim ya! Türkiye’deki en iyi çam ağaçları burada yetişir. Dursunbey çamı dediniz mi durup biraz düşünmeniz gerekir çünkü az budaklı kaliteli ve uzun ömürlüdür. Nereden biliyorsunuz derseniz. Salihli sanayi sitesinde kamyon karasörü yapan Tahir amca anlatırdı. “Benim zamanımda ‘şimdi 80 küsur yaşında’ kereste dedin mi Dursunbey gelirdi akla. Metreküpü 50-60 tl pahalı idi yine de Dursunbey kerestesini kullanırdık” derdi.
SUÇIKTI ŞİİR AKŞAMLARI
Modernizmin getirdiği betonlaşmadan arınmış Dursunbey’de bir de SUÇIKTI mesire alanı var. Kaynak halinde yer altından çıkan suyun oluşturduğu eşsiz doğa güzelliğidir burası. Şehir merkezinin hemen yanında bulunması nedeniyle özellikle yaz aylarında halkın yoğun olarak uğrak yeridir. En önemli özelliğinden biriside geleneksel hale gelmiş Dursunbey Suçıktı Şiir Akşamları Etkinliğinin burada düzenlenmesi. İnsanın aklına yaz aylarında burada gelip yaylayası geliyor. İşte birde şu kötü yollar olmasa?
İSTİKAMET KESPUT
Şehri kuşbakışı görerek C şeklinde dolanıyoruz Dursunbey’i ve Balıkesir istikametine devam ediyoruz. Yollar yine çok bozuk ara sıra duble yol çalışmaları var ama bölük pürçük. Selimağa’yı geçiyoruz herhalde burası bir belde oradan sonra da Çamköy’e ulaşıyoruz. Adından da belli uzun uzun çam ağaçları ile çevrili. DADA diye bir yerleşim alanına geliyoruz buradan itibaren bodur maki ağaçları başlıyor. Uzaktan Kesput gözüküyor. Balıkesir’e bağlı bir ilçe olan Kepsut; il merkezine 22 km uzaklıkta nüfusu 24.600. Yolu mu? Tek gidiş geliş, bakımsız, tangır tungur.
İNSAN ÖZÜR DİLEMESİNİ BİLMELİ
Burda bir şey itiraf edeyim. Balıkesir SEKA Kağıt Fabrikası Kesput’ta zannediyordum. Balıkesir SEKA denince aklıma hep Kesput geliyordu ama öyle değilmiş. Kesput’a girince sordum ‘SEKA nerede’ diye. Adam anlamdı. Bir diğeri. “Burda değil Biğadiç yolu üzerinde. Hem devlet orayı kapatalı çok oldu.” Şaşırmadın dersem yalan olur. Yanlarında duran geçten biri ‘Yok, yok! Yeniden açıldı orası’ dedi.
Hanım; “Sür hadi sür arabayı, bir an önce Balıkesir’e varalım. Yoruldum. Dağ tepe dolaşmakta arabanın içinde canım çıktı” Hiç sesimi çıkarmadım. Cevap vermedim, pıştım. “Bunun bir tek telafisi var” dedim kendi kendime. Bir lokantada durup güzel bir yemek yedirmek. Yoksa çıngar çıkacak. İnsan haksız olduğunu kabullenmeli, öyle değil mi?
SEKA KAĞIT FABRİKASI 19 YIL SONRA TEKRAR AÇILIYOR
Gelelim SEKA Kağıt Fabrikasına. 2 bin kişiye iş istihdamı sağlayan Balıkesir SEKA Fabrikası 1980 yılında üretime girmiş. Ne hikmetse 20 yıllık faaliyetin ardından 2000 yılında sonlandırılmış. 19 yıl kapalı kalan fabrika Mayıs 2019 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank tarafından tekrar işletmeye açılmış. Deneme üretimine başlayan fabrikada şimdilik oluklu mukavva ve ambalaj kağıdı üretiliyor. Umut ediyorum en kısa zamanda tüm kağıt işlerimizi karşılar hale gelir. Türkiye de kağıt sıkıntısı var. Dışarıdan ithal ediyoruz. Kağıtsızlıktan, gazeteler, dergiler basılamıyor.
YOL KENARINDAKİ LOKANTALARIN HALİ
Balıkesir Ayşebacı kavşağı gelince yol üçe ayrıldı. Balıkesir Şehir Merkezi, doğu istikameti Bursa-İstanbul, batı istikameti İzmir-Manisa. Biz İzmir yönüne döndük. Bir 10 km gittikten sonra yeni açılan İZMİR-İSTANBUL otabanı çıkışı verildi. Biz eski yoldan gitmeyi tercih ettik. Eskiden vızır vızır arabaların geçtiği, her gördüğün 10 arabadan 7 sinin 35 ya da 34 plakalı olduğu yolda şimdilerde tek tük arabalar geçmekte. Onlarda ya 10 (Balıkesir) ya da 45 (Manisa) plakalı olanlar veya kamyonlar. Bu gidişle yol kenarındaki lokantacıların işi zor. Buradaki dinlenme tesisleri birkaç yıl içerisinde teker teker kapanacak gibi görülüyor. Kavun karpuz tezgâhları da öyle çünkü İstanbul’dan İzmir’e ya da Çeşme, Bodrum, Marmaris, Fethiye gibi tatil bölgelerine gidenler tercihlerini yeni yola yapıyorlar. Eski yolu kullanmak istemiyorlar çünkü İzmir-İstanbul arası 7,5 saat yeni otaban da ise 3,5 saat sürüyor. Sizde tercihinizi ona göre yapınız.
Hanım! “Şu lokantaların birinde duralım mı” dedim. Hayır, durmayalım. Baksana dinlenme tesislerinin önünde tek tük araba var eskiden öyle miydi onlarca araba dururdu. Müşterileri azaldı kesin bunlar kazık atar adama deyince sen bilirsin dedim.
GELENBE’DE YEMEK MOLASI
Arabanın içinde yavaş yavaş kıpırdanmalar başladı. Fırtına koptu kopacak. Biran önce bir mola yeri bulmalıyım. Hem arabaya akaryakıt alırım hem alışveriş yaparız hem de yemek yer, istirahat ederiz. Tanıdık, bildik yer olursa daha iyi olur. Bu yolu kullanırken Manisa Gelenbe’de ki Cemil bacıoya ıuğrarız hep. Akhisar yolu üzerinde ama Kırkağaç kavşağında. LPG’mizi doldurduk. Kaç liramı 2.87 kuruştan. Hanım 3 büyük, üç küçük Kırkağaç kavunu aldı. Çevredeki köylüler üretiyor. Tarladan hemen tezgâha. Taze taze hem de biraz daha ucuza alabiliyorsunuz. Sağ olsun Cemil teyze bir kavun ekstradan koydu poşetin içine. Bizde boş durmadık, karşılık olarak kaşarlı poğaça verdik. Geçtik yandaki lokantaya bir güzel karnımızı doyurdu. Üstüne de bir bardakta çay.
Saat oldu 17:30. Yola devam. 30 kilometre sonra Akhisar’a ulaştık. Şehir Merkezine girmeden çevre yolundan Gölmarmara yoluna saptık. Ev yolu kısa olur derler Ipıl ıpıl akşamın kızıllığında Salihli’ye vardık.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.