- 641 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Erzurum'da Çay Kültürü
Güzel ülkemin her güzel beldesinde çay sevilerek içilir. Lakin,Erzurum’da çaya ait ayrıca bir kültür vardır. Bu yüzden dışarıdan misafir olarak gelen birisi ilk karşılaştığında şaşkınlığını gizleyemez.Neden mi? Yazıyı lütfen sonuna kadar oku...
Erzurum’da çay genelde , açık içilir (Çok fazla demlenirse çayın acı olacağı düşünülür. Ayrıca çok içebilmek için de renginin açık olması gerekir.)
Çay, her bardakla içilmez (İlle de ince belli cam bardak, tercihen beline altın yaldızlı şerit çekilmiş “helli bardak” olması gerekir.)
Çayın yanında limon olmadan servis olarak getirilmez.
Çay, demlikten, yaprakları süzülmeden doldurulur; otlu otlu içilir (Erzurum çay kültüründe kahvehanelerde aksi belirtilmedikçe çaylar otlu gelir. Süzme çay istiyorsanız özellikle belirtmeniz gerekir)
Semaver çayı da çok meşhurdur (Erzurum çay kültürünün önemli noktalarından birisi semaver çayıdır. Mümkünse her zaman semaver çayı tercih edilir. Odun ateşinde demlenen çayın lezzeti diğerlerinden oldukça lezzetli olur)
Kahvehanelerde de evlerde de çayın yanında çay kaşığı getirilmez (Erzurum’da çaylar kıtlama şekerle içildiği için çayın yanında kaşık getirilmez).
Çayın çok ama çok içildiği Erzurum’da çayı nasıl istemelisiniz?
Birinci bardak; Erzurum’da birinci bardak ;
’Bitene çay ver’ denilerek istenir ve bu ilk bardak "bi kıt iki fırt" felsefesi ile anlık içilir.Daha bardak tabağa konmadan garsona şöyle seslenilir;
Hele tezele gardaş,( Bir an evvel yenilenmesi talebi) İkinci bardak biraz daha sakin içilir.Ve ağızda hala ilk bardağın şekeri vardır.
Üçüncü bardak; Hele doldur. (Daha içilecektir.)
Dördüncü bardak; Doldur daa neye bahisan. (Durma çay doldur anlamında) Dördüncü bardakta kıtlama şeker yenilenir.Tabi bu ortalama bir yaklaşımdır.Kişiden kişiye değişebilir.
Beşinci bardak; Goy gardaş goy.
Altıncı bardak; Bugün ele yanirem ,hele doldur. (Hararetim dinmedi daha...)
Yedinci bardak; Yeter cırıldım ,der. Ve buna Erzurum’da "cırıldım çayı "denir.(Bu genel bir kültürdür.) Evlerde ev sahibi cırıldım çayından sonra bir çay daha ikram eder.
Bu yazıyı süsleyen açizane şiirimizle bitirelim.
Kıtlama Çay
Gelirse demli çay,ey güzel dostum!
Şekerin kıtlama, olmazsa içme
O çaydan hasılı, muradı kastım
Efkara ferman, olmazsa içme
İçilir mestane, kıtlanır şeker
Sohbetler edilir,sohbeti çeker
Şifadır derdine, balgamı söker
Ruhuna derman,olmazsa içme
Erzurum şeker’i, olursa olsun
Kıtlama olmaz ki, diğeri kalsın
Biri boşalmadan, öbürü dolsun
Yanında ilemon,olmazsa içme
Yarenlik amacın,çaylar araçtır
Kaç bardak içtim ki,saatin kaçtır?
Semaverde çayın, o başa taçtır
Hem lavaş lokman,olmazsa içme
Her vakit içilir, hiç yok denilmez
Kıtlama verilir, kaşık verilmez
Sultan’ı sofradır, onsuz serilmez
Vermezse candan, can olsa içme
Tabağı altında, bardak hellidir
Demini almışsa, renkten bellidir
Tepsiler çeşitli, allı güllüdür
Gelmezse önden,bal olsa içme
YORUMLAR
Atakan Çelik adlı bir Erzurumlu Türkücü vardı. Babamın dostuydu bu türkücü. Bir gün evimize misafir geldi. Adam başladı çay içmeye, ben de saymaya başladım. 28. Bardaktan sonra ancak '' Cırıldım'' Diyebildi :D
Selam ve sevgiler.