- 1593 Okunma
- 9 Yorum
- 1 Beğeni
Türkler İslamiyeti İsteyerek Kabul Etti Yalanı
Yıllar boyunca Tarih derslerinde anlatılan en büyük palavra nedir derseniz elbette Türklerin müslüman oluşuyla ilgili şu
"Gök Tanrı inancı İslamiyete benziyordu bizimkilerde aaa zaten bize benziyor bu islamiyet müslüman olalım modunda takıldık."
Ah ne kadar da çocukça zira hiçbir toplum binlerce yıllık inançlarını öyle ha diyince değiştitmez bu dinin indiği arapların kendileri için bile geçerlidir.
bakın diyanet bu konuda ne diyor:
türklerin islâm dinine girmesi, türk milletinin tarihinde bir dönüm noktası olmuş, müslümanlık için hayırlı sonuçlar doğurmuştur.
türkler, islâm dinini hiç bir zorlama olmadan kendi istekleri ile kabul etmiştir. bunun başlıca sebepleri şunlardır:
1) islâm dini ve islâm medeniyetinin üstünlüğü.
2) islâma girmeden önce türklerin eski dini inançlarının islâm inancına yakın olması ve islâmın getirdiği üstün prensiplerin türk milletinin ruhuna ve manevi yapısına uygun düşmesi.
" hiç bir zorlama olmadan " ifadesi büyük bir yalandır.
Türklerin kılıç zoruyla müslümanlaştırılmaları ile ilgili 670’li tarihlere dayanan bilgiler maalesef okullarda bizlere hiçbir zaman verilmemiş, verilen bilgiler ise, türklerin müslümanlığa geçişleri kendi istekleri ile olmuş gibi gösterilerek, 740’lara kadar ki tarih atlanarak verilmiştir.
İslam’’ın Türklere zorla kabul ettirilmeleri ile ilgili 670’lerden başlayarak 740’lara kadar uzanan tarihin bize okullarda anlatılmamasının nedenlerini, bu kısa tarihi öğrenince biraz daha anlamak mümkün olabilecektir. şimdi, bu atlanan 70 senelik tarihe bir kaç belli başlı konu
bu 70 yıl süren türk-arap savaşlarının en önemli noktaları ve sonuçları ;
1- 100.000’in üstünde türk katledilmiştir.
2- 50.000’in üstünde türk genci köle ve cariye yapılmıştır.
3- şehirler yağmalanmış , ganimet diye halkın herşeyi talan edilmiştir.
4- tüm zenginlikler , tarihi eserler yokedilmiş , yakılmış , yıkılmıştır.
5- dünyanın en büyük katliamlarından biri olan "talkan katliamında" 40.000 türkün kesilerek
24 km yol boyunca ağaçlarda sallandırılmıştır.( tarihte örneği çok azdır.)
6- aynı şekilde "curcan katliamında da esir alınan 40.000 türk’ün nehir kenarında kafaları
kesilmiş , nehrin suyu kıpkızıl olmuş , cesetler yine ağaçlarda sallandırılmıştır.
7- "teslim olursanız canınız bağışlanacak" sözü hiç bir zaman yerine getirilmemiş ,
"şeriat söz tanımaz" denilerek kadın-erkek kılıçtan geçirilmiştir.
8- araplar tarihte yaşadıkları bu en büyük yağma ve talandan çok büyük servet elde etmişlerdir.
9- türkler böyle bir vahşet ve mezalimi çinlilerden dahi görmemişlerdir.
10-bu tarihi gerçekler "islam etkilenmesin" düşüncesiyle gizlenmekte , bahsedilmemektedir.
Yukarıda yazanları teker teker uzun uzun yazmak vardı ama nasılsa bu sitede öyle uzun yazıları okuyan çok yok.
O yüzden her başlıktaki olay ile ilgili kendiniz arayış içine girerek okuma yapabilirsiniz.
Ha ayrıca şu Türk dininin İslamiyete benzemesi de büyük bir yalandır
Gök Tengri dini ve şamanist anlayış içinde en az yunan mısır mitolojisi kadar derin. Onlarca Tanrı Tanrıça ve doğa ruhu barındırmaktadır. Ve hatta dua ederken ellerinizi göğe açmamız, türbeler yapmamız mezarlara önem vermemiz ve mevlit geleneği dahi şamanisttir.
Ayrıca Cengiz Han, Hülagü Han Ve Timur gibi hanların Araplara karşı acımasız olmasının ana sebebi Araplara iadei ziyarettir.
Ha artık bunlara gerek yok olan olmuş ama şu çocukça yalanada gerek yok
Araplar bizi katlederek zorla müslüman yapmıştır.
Ve Çin karşısında güçten düşüp orta asyayı terk etme nedenimiz aslında Arapların bir yandan Çinlilerin bir yandan saldırmasından başka şey deģildir.
YORUMLAR
Yazıyı kaleme alan ve yorumda bulunanların ortak noktası şu; hiçbir toplum kendi inançlarını kısa bir süre içerisinde değiştirip yenisine adapte olamaz ve müfredatta bu konudan taraflı hatta saptırılmış biçimde bahsediliyor. Doğrudur. Toplumsal ve kültürel değerler inatçıdır, gönüllülük esasıyla kolayca değişmez. Kaldı ki dinlerin de yayılmak için ikna ve hoşgörüyü kullandığı söylenemez. İslamdaki cihad kavramı temelinde sadece yayılmayı değil aynı zamanda zor fiilini de barındırır. Elbette her ulusun resmi tarihi de din ve milliyet ekseninde oluşur. Bu şu demek: Türklük ve müslümanlığı neredeyse eş anlamda kulananan, politik olarak da bundan sonuna kadar faydalanan iktidarın resmi tarihi, gerçekler karşısında hem “türklüğü” hem de “müslümanlığı” sakınan bir tutum içinde olmuştur her zaman. Bunlardan bahsedilmiş, tekrara düşmek yerine, resmi tarihe muhalif pek çok kişinin de göz ardı ettiği iki konuya değinmek istiyorum.
Birincisi şu: Hayatta kalmak ve neslini idame ettirmek bireyin olduğu kadar toplumlarında temel iç güdüsü aslında. Bu açıdan Türklerin sadece hayatta kalabilmek için islamiyeti seçtiği söylenebilir mi?
Hayır. Toplum bilincine erişmiş ve bunu devlet kurarak taçlandırmış kitlelerin “kılıç zoruyla” da olsa din değiştirebileceğine inanmak akla yatkın değil. Kaldı ki savaşçı, göçebe ve özgürlüğüne düşükün Türk ulusu için bu değişim daha da katmerli. Türklerin kitlesel olarak islam’a geçişi 10. Yüzyılda yani Talkan ve Curcan katliamlarından çok ama çok uzun yıllar sonradır. Baskı ve şiddetin en yoğun olduğu dönemlerde değil de , Arap ve Türkler arasında çatışmaların görece azaldığı bir dönemde İslamiyetin kitlesel çapta yayılmasını Türk toplumunda oluşan yorgunluk ve yılgınlıkla mı açıklayacağız? Sanmıyorum. Söz konusu dönemde Hiristiyan olmak nasıl papaya bağlı olmak ise Müslüman olmak da hem siyasi hem de ekonomik olarak Halifeye bağlı olmak demekti. Buna ek olarak Emevilerin, islamiyet adı altında arap örf ve geleneklerini dayatarak, arap olmayan müslümanları asimile etmeye çalıştığını türk obaları net biçimde görüyordu. Abbasiler ile birlikte bu durum değişmeye başladı. Özellikle komşu coğrafyadaki sogdlar ile sasani halkın islaimiyeti kabul etmesi ve devlet işlerini halife güdümünde olmadan da yürütebilmeleri Türklerin islamiyeti “kitlesel” olarak bakış açısını değiştirdi. Yani asıl neden politik ve ekonomik koşullar.
İkincisi de şu: İslamiyet Türklere bilinenin aksine araplardan değil, komşumuz İran üzerinden başka bir deyişle farslardan geçmiştir. Az önce bahsettiğim politik/ekonomik koşullarla pekişen bir durum bu. Nerden mi biliyoruz? İki toplumun sayısız örneklerle dolu olan iletişimden. Bunlardan bahsetmiyeceğim. Yazarken yoruldum. Dileyen biraz araştırabilir. Sadece dilimize sinen sözcüklerden bahsedebilirim:
Namaz kelimesi farsçadır, arapça karşılığı salat’tır. Peygamber kelimesi. Evet, o da farsça. Bilindiği gibi arapçada karşılığı resul ve nebi. Haklısınız, abdest kelimesi de farsça.
Savm dediğim de anlamadığınızın farkındayım keşke oruç kelimesini tercih etseydim.
Paylaşım için teşekkürler.
Selamlar.
Tsukuyomi
Fars yani tarihi pers medeniyetinden gelen değişim ile ilgili bir sorun yokki
Mesele geçişin uzun ve sancılı sürecinin sümer altı edilmesi değilmi.
Zira burada kimse islâmî niteliğin kendisine herhangi bir saygısızlıkta bulunmuyor.
Farsi kelimeler ile aklanmaya çalışılan kimdir.
Vedat Keleş
Araplarla Türkleri belli zaman diliminde belli bir jeopolitik de karşı karışya getiren de bundan başkası değil. Savaşlar, antlaşmalar, dahiyane liderler hatta kahramanlar tarihi düzlemde belli zikzaklar oluştursa da gerçeklik yani maddi olan çizgisini ve yönünü değiştirmiyor.
İşte tam da bu nokta da Farslardan bahsetmemek olmazdı. Yeniden anlam veremezseniz diye açıklayayım: “Araplar bizi katlederek zorla müslüman yaptı” cümlesine karşı diyorum ki , Türkleri Araplar değil Farslar müslüman yaptı. Hem de öyle zorla değil, ticaret yaparak. Bilinen bir yanlış daha var o da İlk Türk Devleti’nin Karamanlılar olduğu. İlk türk devleti aslında tebası (ogur tükleri) dikkate alındığında İtil Bulgar Devletidir. Mısırda kurulan Tolunoğulları ise tebası müslüman olmasa da devletini kuranlar baz alındığında İlk müslüman türk devletidir. Karamanoğullarının ilkliği Orta Asya’da kurulan ilk türk devleti olması vasfından kaynaklıdır. Bunu şunun için söylüyorum, Ogur türkleri, Arap katliamından çok uzun yıllar önce göç etmiş bir toplum. Herhangi bir zora maruz kalmaksızın, Farslarla ticaret yaparak islamiyet ile tanıştığı biliniyor. Bu da İslamiyeti kabul noktasında “katledilmenin” sadece bir etken olduğunu temel olmadığı söylüyor. Ya da ben öyle duymak istiyorumdur. Kim bilir... Farsi kelimelerle aklamaktan kasıt, perdeleme yapıp Araplara ait katliamları sümen altı ettiğim ise yazar müsterih olsun. Önyargım yoksa da arap atları dışında sempati duyduğum bir "arabilik " söz konusu değil.
Tsukuyomi
Göç meselesine gelirsek itil volgadan önce kavimler göçü ile kıpçak ve peçenekleri ve hatta Avrupa hun devletinin varisi olan macarları bile sayabiliriz zira macarlar hun kökenli ıngilizce ülke telaffuzları bile buna örnek her yıl şenlik bile yapıyor adamlar.
Bizimle aynı kökten gelip farklı bir din seçmiş olan kardeşlerimiz sayılabilirler. Hatta osmanlı devletinin avrupa akınlarında dahi en büyük rakibi sayılır.
Talkan ve Curcan katliamlarını görmezden gelenler.O bölgenin bugünkü Mekke ve Medine olduğunu biliyorlar mı? Türk ,iier,ini ele geçirdikten sonra /Ki 3000 Türk'ün katledildiği yazıyor tarih.. islamiyeti kabul eden ,ilk Türk devleti, 845 yılında Karahanlılardır. Bu da Türklerin 300 yıl direndikleri.Kılıçla müslüman yapamadıkları Türkleri içler,ine sızarak siyasi oyunlarla zorla kabul ettirdikleri ortaya çkıyor. Araplar neden Türklerin müslüman olmasını bu kadar çok istiyorlar (ki bu hala devam ediyor) Türkleri kılıçla savaşla yenemeyeceklerini anlamış/ Bir de dünya üzerindeki etk,ler, de göz önüne alınırsa islamiyetin yayılmasını sağlamaları ,içindir. / çeşitli, entrikalarla islamiylete zorlanmışlardır. Ki Selçukluların batışına kadar islamiyeti kabul etmemek için direnmişlerdir. Bunun en güzel örneği fars Mevlana ile Kırgız Türkü Nasrettin Hoca'nın atışmalarıdır.
Nasrettin Hoca Büyük bir filozof ollmasına rağmen günümüzde sadece çoçuk masallarıyla tanınmaktadır..
Mevlana ise özel hayatındaki kara izlerine rağmen görmezden gelinip islam alimi olarak tanınmaktadır.
Bu durum bile Türklerin büyük bir asimilasyona uğradığını kanıtıdır. Müslüman olan Türkler değil, Türkleştirilen farslardır..araplardır..O yüzdendir Anadolu'da her bölgenin insanı kendi fiziki özelliklerini taşır.
Hiçbiride birbirine uymaz. Gerçekler har zaman acıdır.
EBA MÜSLÜM GELMESEYDİ CİHANA
EŞEKLER DAHİ ÇAĞIRACAKTI MERVANA
ADIMA VESİLE OLAN YÜCE ŞANLI KOMUTANA SAYGILARIMLA
MÜSLÜM BAYRAM
sakin olacak bir durum göremiyorum
Şu engin tarih bilgilerinizle bize Hazarların hangi Yahudi topluluğunun kılıcıyla helak olduktan sonra Museviliği seçtiğini, yine Hrıstiyan Yakut Türklerinin nasıl bir Hrıstiyan kılıcı zoruyla Hrıstiyan olduklarını da anlatsanız da eksilerimiz tamamlasak diyorum.
Bir şey daha sorayım: Kılıç zoruyla Müslüman olan Türkler, kılıç baskısından kurtulup hatta tüm Arapları kılıçtan geçirecek duruma geldiklerinde dahi niçin eski dinlerine dönmemişler?
Ve son bir soru daha: Türklere baskıyla, zorla herhangi bir şeyi kabul ettirmek mümkün müdür?
Tsukuyomi
Ha harzemşahları anlatamayan yada ta estonya dolaylarındaki hıristiyan Türkleri anlatmayan sistem Türklerin gökten inme müslüma olduğunu anlatan sistemle aynı yalana mensup değil mi zaten.
Kuteybe bin müslim ve taberi anlatıları,ı eminim biliyorsunuzdur zira
Emevi ekolü Türklere bol bol zulmetti hiç evirmeye gerek yok eğri oturup doğru konuşmalı hatta emevi ekolü yıkılıp yerine abbasi ekolü gelmese belki Türk katliamları daha da devam eder di bunu da biliyorsunuz.
Ikıncı olarak türklerin islamiyeti kabul edip orta asyadan göçen kısmı şu anki sünniler değildi bunu da biliyorsunuz hatta Türkler daha şaman vari dindardır hala da öyle. Ölmemek için din kabul edilip içi değişti hatta hicaz alınmasa hala da devam ederdi belki gerçi aynı katliam anadolu da da celali isyanları ayağına yine Türkmenlere osmanlı tarafından yapılmadımı.
Diyorsunuz ya Türkler gücü eline alınca niye dinlerine donmedi tüm din adamları ölmüş ve kaynağı binlerce kilometre ötede kalmış bir dine kim nasıl dönecek.
Diğer konu niye Türkler insan değil mi yetmiş seksen yıl sürekli bir kiyim icinde politik davranmış olamazlar mı en sonunda zira talas savaşı bunu gösterir zaten
Şu romantik yalanı bıraksak artık burada kimse islâmî suçlamıyor sadece bize anlatılan gibi değişmedi bizim dinimiz bu kadar basit sizde biliyorsunuz.
sami biberoğulları
Verdiğin cevabın sonunda demişsin ya bize anlatılan gibi değişmedi diye...İşte zurnanın zort dediği yer orası zaten.
Bugün hâla Tarih derslerinde konu şöyle işlenir:
Türkler Talas Savaşından sonra Müslüman oldular.
Talas Savaşı ne zaman? 751 yılında...
Bunu herkes Talas Savaşından hemen sonra Müslüman olduk olarak anlar. Oysa değil...O kadar kırım yaşamış olan bir ulus öyle hemen paat diye din değiştirir mi ( Bunu sen de belirtmişsin zaten)
Sonra?
Sonra Tarih derslerinde bir konu daha vardır: İlk Müslüman Türk devletleri.
Kimmiş İlk Müslüman Türk Devleti: Karahanlılar...
Bu devlet ne zaman kurulmuş? 840 yılında ama ilk Müslüman Türk hükümdarı Satuk Buğra han taa 922 yılında doğmuş. Müslüman olduğunda yirmi yaşındaydı dersek sene olur 942.
Yani Türklerin Müslüman oluşu taa 10. Yüzyılı bulmuştur.
Eee hani Emevi kılıcının zoru?
Haa, Emevi kılıcının zoru dediğimiz olay nereden kaynaklanıyor? Tüm ders kitaplarımızda Türkler Talas Savaşından sonra kitleler halinde Müslümanlığa geçtiler diye alırsan konuyu müfredata, herkes Türklerin 751 yılında pat diye Müslümanlığa geçtiğini, 710 yılında da Talkan ve Cürcan katliamlarını yaşadıkları için Müslümanlığa geçişin kılıç zoruyla olduğunu düşünür. Böyle düşünmekte de haklıdırlar aslında.
Özetle: Türkler ne Talas Savaşından hemen sonra Müslüman oldular ne de Talkan ve Cürcan katliamlarına rağmen Kılıç zoruyla Müslüman oldular.
Ve bu arada maalesef bizim Milli Eğitim senelerce Güneşi balçıkla sıvamaya çalışmışlar. Talkan ve Cürcan savaşlarını Fakültede bile bir ders konusu olarak işlemedik iyi mi? Neyden ve niçin korktuk ki?
Ama bize Dersim olayları, Ağrı, Koçgiri isyanı da anlatılmadı. Kore Savaşı hakkında hiç bir şey görmeden mezun olduk fakülteden.
Ve son olarak.
Bu saatten sonra İslamiyeti kılıç zoruyla mı kabul ettik yoksa kendiliğimizden seve seve mi kabul ettik tartışmasının hiç kimseye hiç bir faydası yok.
Demokratik ve laik bir ülkedeyiz çok şükür. İsteyen GökTengriye inanır, İsteyen Müslüman olarak yaşar, İsteyen Budist olur. Bu kadar serbestlik varken yani ille de Müslüman olarak kalma mecburiyeti yokken bu gibi tartışmaların kime ne yararı olur onu da bilemiyorum.
Selam ve saygılar.
Tsukuyomi
Ancak burada konu bu 70 yil zaten bu sureyi atlayip türkler ve araplar can ciğer kuzu sarması oldu gibi yapmaya hatta din sürecini oldu bittiye getirmeye ne gerek var zira sizde biliyorsunuz ki hicaz alinana kadar turklerin din anlayışı gayet farkli bir halde trt 1 deki diriliş gerçeğin binde biri bile değil.
Olayı sümer altına atmak için o şöyle yaptı aaa burda da bu vardı demeyede gerek yok bence. Zira arap türk anlaşmazlığı ta bu tarihte ki kavgalara kadar gitmiyor mu.
Kılıç zoru ile yada değil bu katliamların din değişiminde beşeri olarak etkisi vardır.
Öncelikle türk kabileleri zayiflamis ve sehirleri düşmüştür maddi ve ekonomik gucten düşen halk istese de istemesede güçsüz döneminde din değiştirmek zorunda kalmıştır ibni batuta seyahetnamesinde bu da geçer. Güçten düşen halkin kendini toparlama sürecinde devletlesmeye bile ara vermemismidir.
Gülce Şeren
Para, para, para..
Bu günümüz yalanlar ajandasına girecek bir iddiadır. Burada 'neden Müslüman oldu ki Türkler, olmasalar şimdi kendi inançlarıyla dünyada ayrı bir yerde olurlardı' düşüncesi içerisinde olmadığını düşünüyorum. Fark içinde farklar mevcut. Ancak işin tarihe yönelik, bilimsel dökümünde diyanet (dinayetin) belirtemediği husus, yine islam türk beyleri sayesinde bir yere gelmiştir. Türklerin tarihinde moğol artıkları hariç direkt bir katliamdan bahsetmek güçtür.
Bu iddia Muhammedi şefkati yalanlar. Çünkü şefkat ehli peygamber kendinden sonra olacakları, yine eski rivayetler sayesinde zaten tahmin edebiliyordu. Dünyada ne Türk olmak, ne Arap olmak bir şeref meselesidir. Türk'üm deyip insana eziyet edeni yok mu? Türk'üm deyip en adi hadsizliği yapan yok mu? Var elbette. Senin yine konuya bu yaklaşımla da bakmadığını biliyorum.
Arapları cici göstermenin bir yolu bu iddiayı bilimsel bir veri gibi sunmaktır. E, Arap gelmeli ev almalı, arazi almalı, kat kat rezidans almalı. Senin çocukluğunun geçtiği, anılarla yüklü mekanlar onlar uğruna değişmeli. Benim salak türk ya da vs. kardeşimde bu yalanlarla kandırılmalı.
Asıl İslam'a zarar verenler, hep böyleleri oldu. Azıcık şu dinden nemalanmadan, önlerine bakıp yaşasalar ya!
Her neyse..
Tsukuyomi
Olay asil emevi doneminde kopuyor
Geri donup türkler müslüman olmasa me olurdu da boş bir iş ırkları karşılaştirmada.
Ama bir milletin kendi dinini hop diye değistireceğine inanmakta gerçekten saçma değil mi yahu.
Neyse arap abilerimiz daha cok ev alsin dimi
Tabi israili ve rumlarida desteklesinler bize karşı
SELÇUKLU devleti hükümdarı İSLAM dinini kabul edip mezhebi de benimseyip TÜRK HÜKÜMDARLIĞI yapmıştır. Tek tanık KURAN KURAN'IN kabul buyurduğu tarihi İslam dır.
Den(iz)
Türk Kızı(Emine Sezek Akb
Den(iz)
Ziya Gökalp iyi ki sizi tanımamış :))
Türk Kızı(Emine Sezek Akb
Den(iz)
Kürt Tarihi, Türk Tarihi, Arap tarihi ne olursa okuruz bunda sıkıntı yok da bunu sizin söylemeniz çok hoş :))
Bak kardeşim yazının konusu Talkan ve Curcan Katliamı, 670- 740 yılına dek bizlere okullarda okutulmayan Tarihi olaylardan bahsetmiş yazar. Hicret derken ??? :))))
Bu ablamız ne içiyorsa bana da aynısından lütfen. :)))
Ay iyi güldüm ya sabah sabah siz çok yaşayın emi
Neyse bu zırvalıklarınızla daha fazla uğraşamıyacağım. Gerçekten eğitime ihtiyacınız var ama sizin bunu görebilecek bir öngörünüz bile yok. İyi günler.
Türk Kızı(Emine Sezek Akb
daha ne olsun...! Kürt meselesiyle derin alakalı Selçuklu devleti o yüzden ...
Türk Kızı(Emine Sezek Akb
daha ne olsun...! Kürt meselesiyle derin alakalı Selçuklu devleti o yüzden ...
SELÇUKLU devleti hükümdarı İSLAM dinini kabul edip mezhebi de benimseyip TÜRK HÜKÜMDARLIĞI yapmıştır. Tek tanık KURAN KURAN'IN kabul buyurduğu tarihi İslam dır.
Tsukuyomi
Türk Kızı(Emine Sezek Akb
Biz ne anlatırsak anlatalım onlar Platon'un mağarasında zincirlerine bağlı halde gölgeleri gerçek sanmaya devam edecekler. Bize düşen o her üç kişiden birinin güneşi görmesini sağlamak. Bu gerçekten iyi bir sayı olurdu. Keşke başarabilmiş olsaydık.
Belki birgün piyadem Finlandiya yerine bizden bahsederler kimbilir...
Sevgilerimle
Tsukuyomi
Bizi anladığı halde sırf işine gelmeyenlerin rahatı bozulsa yeter pikachum.
Den(iz)
Ancak şu altta cehaletin dibi görünüyor ya bilhassa o kısımda sana kolay gelsin piyadem.
:))
Den(iz)
:)))
bir yanlış bilgi bir sürü yanlışa sebep olur. o 70 yıl iyi bir şekilde yeniden anlatılmalı okullarda.
tarih derslerinin ana sorularıdır..
türkler nasıl müslüman oldu... yaz babam yaz, gök tanrı islam ile örtüşüyordu, türklerde de tek tanrı inancı vardı vb vb vb
biz nesil bu yanlış bilgilerle büyüdü, yanlışı içselleştirdi ve savunur duruma geldi..kemikleşti.
sonuçta
gerçek şu: başat milletler vardır ve bariz özellikleri vardır, bu özellikler coğrafyaya ve çağa göre değişebilir..
ancak dün düşman olan bugün de çekişme halinde..
türk moğol çin kore-japon-fars arap germany frang englişh rus, abd karışım; aynın roma ve osmanlı da olduğu gibi hangisi güçlü ise onun siyaseti devlet siyasetine dönüyor..bir çok yan etmen de çabası..
eskiden babalar öğretirdi tarihi evlatlarına
şimdi ise evlatlar öğretiyor tarihi.. bu kuşak çatışmasından da öte bir kültürel bilgisel değişim..
bilgiyi yönetmek hiç bu kadar zor olmamıştı dünya tarihinde..
bireysel olarak internet bağlantıları sağlanabilirse bu yönetim daha da güç hale gelecek..
çağ; bütün hızıyla üretimi tüketimi bilgiyi erişimi ticareti savaşı edebiyatı dini vb kökünden değiştirmeye aday..
özetle:
türk islam gerçeğinin de bir yalana dayalı olduğu gerçeği karşımıza çıkıyor.
sonuçta kendini çek edemeyen her düşünce veya düzeltemeyen her düşünce kaybetmeye mahkum bu çağda..
tarih dalgalandı duruldu 1900-1950 lerde vuruştu iyice tüm hınçıyla birbirine. artçı sarsıntılar devam etse de
tarihin yönü nereye doğru, bireysellik nereye gelecek, sınırlar kalkabilir mi
tarihi resetleyecek bir çağa mı giriyoruz bulanık ve sisli bir gelecek..
insanı yönetmek, çocukluktan yetişkinliğe mi önemli olacak yeni çağda
robot teknolojisi kullanmak mı?
Türk için söylenen gelen efsane bir söz gelir aklıma..
atımın ayak bastığı yer vatanımdır gibi..
şimdi bu çağda...
Türk'ün başarması gereken ve daha önce hiç karşılaşmadığı bir zorluk var...
yeniçağ ı kim düzenleyecek, nasıl düzenleyecek..
bir insan ömrü için çok uzun dönemler asırlar...
lakin iyi bir devlet teşkilatı için kısacık zaman aralıkları..
işte o yüzden devlet denildi mi hazır ola geçeriz çoğunluğumuz..
lakin ekseri popüler kültürde anlatıla gelen derin devletler insan öğütme makinesi..
flu gri bir bilgiler ve algı yönetimi şiirde kitaplarda, müfredatlarda, sinemada dizilerde..
köroğlu-bolubeyi
pir sultan-hızırpaşa
dadaloğlu-osmanlı
birey ile devletin karşı karşıya geldiği en bariz örnekler bence..
özgür bireyin düşüncesi neye muktedir olabilir sorusuyla tarihin ve yalanların karşısında büyük bir çaresizlik yaşadığımız..
konu konuyu açtı hocam,
kusura bakma..
dediklerinize katılıyorum
saygılarımla
esen kalınız
Tsukuyomi
Ve kuşaklar geçtikçe doğruyu arama işi daha da artacak
Eyvallah arkadaş.