- 510 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HİÇLİK
Bu, bir adamın hayattayken nasıl öldüğünü anlatan ama istense de asla dile getirilemeyen bir hikayedir. Ben bir kadını sevdim, o da beni sevdi ve galiba bizim bizim tek sorunumuz buydu.
Benim adım Sait Yıldız
Ben bir çocugum, ben bir gencim, ben bir ihtiyarım ne farkeder?
Çok güçlü, asla ağlamaz dediğin adamlar vardır, o benim işte. Bu cümleyi unutma!
Hepinizle aynı yağmurun sesini duydum, aynı havayı içime çektim, aynı soğuklarda üşüdüm ama sızden ayrı uykusuz kaldım. Hiçbiriniz farketmediniz. Evet evet hepinizin tam da yanında. Kiminiz saçlarımı okşarken farketmedi, kiminiz de kendi uydurduğu şarkıları söylerken... Aslında bazen gözlerinize bile baktım.Yaşamın mavi gökyüzü kadar uzak olduğunu ne zaman anladınız?
Bir sabah bir adam uyandı yatağından, kendini sorgulamadığı tek bir sabahı bile yoktu. Yanı başında duran sıgarasına uzandı bir dal çıkarıp yaktı. Sigarayı her içine çekişinde kendine sorular soruyordu. Cevap veren var mıydı adamın sorularına? Belki de vardı ama hicbir zaman cevapları varmış gibi davranmadı zaten cok da umrunda değildi. Sadece sorular sorular..
sSorular onun beynini sigarasının bittiğini farketti, sigarayı söndürmeye çalışırken telefonuna takıldı gözü, bir heves bir "GÜNAYDIN" mesajı görmek istedi ama nafile heves, yedi cevapsız arama vardı sadece, babası yarım kalan işleri görmüş olmalıydı. Adamın aradığı bunlar değildi tabi ki, derin bir nefes cektikten sonra telefonu aldığı yere bıraktı.
Adam yatağindan kalkı ve doğrudan duşa girdi. Musluğu çevirip bir süre öylece bekledi. Akıp giden suyu izlemek hoşuna gidiyordu ancak buna zamanı yoktu. Ani bir refleksle suyun altına girdi.
Gözyaşları suyla beraber akıp gidiyordu ama bunu ondan başka farkeden olmamıştı. Nedense dışardan bakınca hep çok sert biri gibi görünüyordu. Yaşlar suyla karışıp giderken, ne kadar yalnız olduğunu bir kez daha anladı.
Ayna karşısında vucudunu kurularken kendi gözlerının içine baktı. Düzensiz uykulardan ya da uykusuzluktan kızarmıştı gözleri, adam buna aldırış etmeden kendı gözlerınin içine bakmaya devam etti.
Kendi gözlerinde bir kadın gördü, uzun zaman sonra içinden gelerek tebessüm etti. Nefes almak için pencere yerine açtığı resimlere bakmasına artık gerek kalmayacaktı çünkü kadın ona doğru geliyordu tatlı tatlı gülümseyerek. Kadının yüzündeki tatlı gülüş yerini asık bir surat ifadesine biraktı. Adamın astığı onca umuda bakarsak kadının astığı bir yüzün lafı bile olmazdı. Adamın ilk gördüğü, aşık olduğu, güvendiği kadından uzak biriydi artık. Yabancı bir kadın ve yanılmış bir adamdı artık onlar. Hayallerinden bile gitmiş bir kadını sevmişti ve asla unutmayacaktı, çünku izler vardı kadından asla silinemeyen. Simsiyah bir mutsuzluğa ve masmavi bir yalnızlığa bakarken buldu kendını adam. Çekilen herşey sevdaya dahilmiş oysa.
Zaman, kadının yanında anlamını yitiren bir kavramdan başka birsey değildi. Delice kıskandı, delice sevdi.....
Bir zaman sonra sizler aramızdan bir adam geçti diyeceksıniz, bir kadın bir adam geçti yanımdan diyecek. Evet ben herbirinizden biraz yaşadım ama en çok ondan yaşadım. Herbirinizi biraz sevdi ama en çok onu sevdim ve en çok ben ölüyorum
Ve sen kadın, birgün gözlerin beni arayacak
Ve sen kadın, kapa gözlerini artık olmayacağım bir karanlık geçmişte kalmayı seçiyorum.
Yaşamın mavi gökyüzü kadar uzak olduğunu ne zaman anladınız?
Cevap veriyorum;
Gönül kapısındaki kilidi söküp attığımda....
Sait YILDIZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.