- 461 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şiirlere Gönül Koymuşuz Biz
Üstümüzden uzun yıllar geçtiğinden dimağımızın güncellenmeye kapalı olduğunu düşünürseniz, bu gayet normal bir düşünce olur. Bizim yaşlarımızdaki insanlar için gençlerin böyle düşünmesi doğaldır. Esprilere konu olmak fena da değil hani, gülüyoruz dolu dolu. Ancak gün gün güncellenir o durduğu zannedilen dimağımız. Eh, tecrübe kolay kazanılmıyor. Bizim gibiler oturdu mu kâğıt kalemin başına (kâğıt kalem dediğime bakmayın bilgisayarı kastediyorum), devr-i âlem olsa tutamaz bizi. Her günce bizden çıkar, tarif arifini arar da yine arife tarif gerekmez.
Yıllarını tarifsiz yaşayanlardan birisiyim ben; alt alta, üst üste yolun yarısını çoktan geçtik. Kapalıyız artık monoton bir tekdüzeliğe. İşte bu yüzden daima günceliz. Ha, bizi de bizden başkası anlamaz da yazmaz da, onu da belirteyim. Biraz üzgün, biraz kırgın, biraz şen mısralarda aslında bir özet doluyuz sanırım. Şiirlere gönül koyuşumuz da ondandır.
Özüne dönmek, hayatı özetten kurtaracak mı bilmem amma, gönül arzu eder işte. Ne kadar kırgın, ne kadar öfkeli olursak olalım sorun bakalım içinizdeki muhatabınıza, özünü özlememiş mi? Valla “benimki özleyip duru şuralada” deyip hasreti bir mizaha yüklemek, “pes doğrusu” dedirtir insana. Gidemezsin, kokar durur etrafında hasretlik çayırları. İşte o zaman şiirlere anlattırmak vardır serde.
Hem gönlümüzün sesini dinleyip inleriz, hem de bizim gibi kendini hapsetmişleri ortaya çıkarmaktır gayemiz. İyi mi yaparız derseniz, orası bana göre şüpheli. Böyle bir dünyada saklı kalmak sanırım daha iyice olmalı.
Sağlıcakla...
Kaan Özer
(Harşena)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.