Karanlıkta akıp giden ırmağa düşemeyen yansımalar ve varlığı parıldayamayan renklerin renksizliğiyle sürüp giden gizemsellik var mı yaşamın altında? Görünen şeylerin arkasında geçirilen süreden sonra, görülebilecek olanların önünde ne kadar yürüyebilir insan?
Birbirine hiç de benzemeyen görüntülerin , birbirinin cephesine tutulan bir sürü aynadan gözüken ve taklit yeteneği olmayan detaylarında saklı her şey.

İki türlü, üçüncü bir türden doğan dünyaların kardeşliği bu:

Sorgulamaların sınırlarına çarpıp, sonsuza yaklaştığı illüzyonuna inanan çaresizleriyle, bulduğu cevapların kurduğu ülkelerde yaşayıp, sonsuzdan kendini kurtardığı avuntusuna tutunanların çatışamadığı meydanda başlamayan muharebeye yollanan davetler, davetsizlikler.

Ana diliyle konuşulan bir film henüz çekilmedi dünyada ve kimse bakmanın kendisinden kurtulup bakmak nedir hiç öğrenemedi izlenirken kendini izleyenlere.