- 741 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
bir gece sesin dudağıma düşer
yağmur tanesi gibi nazlı ve bir ateş gibi yakıcı kıvılcımlar yükselir alev olan iki dağın uç noktalarına al dudaklarım üşümüş alışıktır mevsim olan tanıdık yazlarına, bir rüzgar yalnızlık ipek tenini derine batırır gülüşürüz dikenlerin ile .
ellerim bakir bir çileğe değer utanırım gözlerindeki renkli gök kuşağı durgunluğuna bir mecali isyan duyulur acıların içindeki aç olan meskenlerdeki tarihler , sokaklarından geçerim seni görür uyuklarım yürek güzelliğinde ki nakış ilmiklerine ,parmakların beni söyler aynı yüreğindeki atış hızları gibi korkular sarar unutamazsın nefesleri mi bal yutar dudaklarındaki ışırık izleri mor dağlara çıkar kanat seslerin bir ileri bir geri suyun acık pembe içliği ben yudum alırım sen irkilirsin aynı kar gibi yağmur gibi ses gibi ucu yok zamanı hep hızlı akar senin zamanındaki ılık sesler benim seni yakan kapı çalmalarım üstümüz başımız kilitli gece ve sen coşkulu bir ışık hüzmesi olursun , dokunurum istediğim zaman saçlarında gül neşesi üryan olan kasıklarında öpücük yarımlığı birer ter döker sesler kulaklarında sessiz harflerim yüzünde gülümsemem ile sevgi gecesinde
korkma gün gelir yakın olur yürek dilinin soğuk geceleri...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.