- 424 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
İĞRENÇ AMA BİLİMSEL BİR YAZI: AGA POHUNUN ÜSTÜNE POH OLMAZ.
Bilinen bir sözdür: ’’ Zenginin parası fakirin çenesini yorarmış’’
Bu yazıyı okuyunca göreceksiniz ki zenginin sadece parası değil dışkısı da fakirin çenesini yoruyor. Ya da benim gibi oturup zenginin dışkısı üzerine yazı yazdırıyor insana.
Evet, konumuza girelim şimdi. Ama girmeden önce sizlere bir soru soru sorayım: Dışkınızın altın değerinde olduğunu bilseydiniz ne yapardınız?
Yok yok bu soru öyle absürt bir soru değil. Oldukça ciddi bir sorudur ve gayet ciddi bir şekilde tekrar soruyorum: Dışkınızın altın değerinde olduğunu öğrendiniz ne yapardınız? Büyük ihtimalle bir bankaya yatırırdınız. Paranızı, mücevherlerinizi, değerli kağıt ve evraklarınızı sakladığınız bir kasaya koyardınız veya geleneksel davranışımız olarak yastık altında saklardınız değil mi? Yani Yastık altı para, altın gibi bir de ’’Yastık altı poh’’ diye bir kavramımız olurdu.
Tabii ki bu soru ve soruya benim uydurduğum cevaplar size çok çok saçma geldi ve belki de ’’ Vah vahhh. Sami Hoca iyice tozuttu. Yaşlılık işte, adamakıllı saçmalamaya başladı.’’ Diye düşünüyorsunuz. O halde lafı uzatmadan ana konuya girelim.
Antalya’da bir iş adamı var. Bu iş adamının adı Ali Bıdı. Kendisi ANFAŞ yani Antalya Fuarcılık A.Ş. nin Yönetim Kurulu Başkanı. Yetmiş yaşında bir ihtiyar delikanlı. Yaşlı ama oldukça sağlıklı. Adam halen maraton koşuyor. Bir sürü sporla meşgul. ( Resimde gördüğünüz gibi...Edebiyat Defteri Ailesi göremeyecek yine resmi. Çünkü resim paylaşamıyorum bu sitede nedense. )
İşte bu zengin iş adamı altmış bir öğrenciye burs sağlamış.
Şimdi diyeceksiniz ki ’’ Bunda ne var ki? Pek çok iş adamı çok daha fazla sayıda öğrenciye burs sağlıyor.’’
Doğrudur. Pek çok iş adamı pek çok öğrenciye burs sağlıyor ama Ali Bıdı’nın sağladığı bursun parası onun kasasından ya da kesesinden çıkmıyor. ’’ Ya nereden çıkıyor?’’ Diye soracak olursanız hemen cevap vereyim: Dışkısından çıkıyor.
Ali Bıdı bu bursun parasını eylediği büyük def-i hacetten elde ediyor.
Adam dışkısını özel bir kliniğe bağışlıyor. Bu bağışı karşılığında alması gereken parayı ise almayıp bunu fakir öğrencilere burs olarak dağıtıyor.
Evet, sağlık kuruluşlarına organ, doku, kan, ilik, plazma, kök hücre bağışı yapılabildiği gibi meğer dışkı yani poh bağışı da yapılabiliyormuş. Ama hemen ’’ Oleeeyyy, şimdi ben de pohumu bağışlayıp karşılığında para kazanabilirim ’’ Diye düşünmeyin. Bunun için çok önemli bir şart var: Vegan besleniyor olmak. Yani efendim kesinlikle hayvan ve hayvansal ürünler yemeyeceksiniz. Aynen Ali Bıdı gibi sadece sebze ve meyve yiyeceksiniz. Kırmızı et, tavuk, balık, yumurta, süt, yoğurt hatta yanlış bilmiyorsam bal bile yasak. Tabii ki otsal bu beslenmede yediklerinizin organik olması da son derece önemli. Böyle olursa pohunuz bayağı bir değer kazanıyor.
Velhasılıkelam pohunuzun altın değerinde olması için vegan olmanız gerekiyor. Öyle hem kırmızı hem beyaz et ye, sütü, yumurtayı, balı mideye indir ondan sonra da pohum altın değerinde olsun diye umuda kapıl yok. Bu kadarcık bir zahmete katlanacaksınız pohunuzun değerli olması için.
Peki bu poh neden bu kadar değerli?
Bu poh oldukça değerli çünkü oldukça zengin ve sağlıklı bağırsak florasına sahipmiş.
Peki bağırsak florası ne?
Google amcaya sordum cevaben ’’Sindirim sisteminde yaşayıp konak organizmanın sindirimiyle ilgili çeşitli yararlı işlevler gören mikroorganizmalardır.’’ Dedi.
Peki nerede ve hangi durumlarda kullanılıyor bu floarası zengin poh?
Efendim bu poh “Fekal Transplantasyon” olarak da bilinen dışkı naklinde kullanılıyormuş.
Fekal Transplantasyon ne peki? Hangi durumlarda bu yönteme başvuruluyor?
Kısaca söyleyecek olursak:Dışkı nakli kronik ishale yol açan “Clostridium difficile” bakterisiyle mücadelede uygulanmaktaymış.
Biraz daha uzun anlatacak olursak: “Fekal Transplantasyon” olarak da bilinen dışkı nakli, sağlıklı bireylerden alınan dışkının çözülerek hasta bireylerin bağırsağına, kolonoskopi, endoskopi, lavman yöntemiyle ya da ağızdan kapsül yoluyla yerleştirilmesi olarak biliniyormuş. Bu yöntemle bireyin bağırsak florasının yeniden doğal formasyona kavuşturulması ve baskılanan yararlı bakterilerin bağırsak florasına yeniden kazandırılması amaçlanıyormuş. Böyle bir tedaviye yoğun antibiyotik kullanımı veya hazır gıda tüketiminin yol açtığı kronik ishal durumunda ihtiyaç duyuluyormuş.
Yani Allah korusun böyle bir rahatsızlığınız varsa farkında olarak ya da olmadan- kapsül şeklinde de olsa- pohu yemeniz mümkün...
Peki şayet vegan iseniz hemen bir sağlık kuruluşuna müracaat edip ’’ Pohumu bağışlamak istiyorum.’’ Diyebilir misiniz?
Yok, o kadar kolay değil. Her şeyden önce bağırsak floranızın sağlıklı olması gerekiyor. Kanınızda bir sorun olmaması gerekiyor. Kalıtsal ya da bulaşıcı bir hastalığınızın olmaması gerekiyor.Bağışı yaptığınız anda kabız ya da ishal olmamanız gerekiyor ve son olarak düzenli ve sağlıklı bir cinsel yaşamınızın olması gerekiyormuş.
Bu yöntem 2013 Yılından beri kullanılıyormuş. ABD de ve dünyanın çeşitli ülkelerinde 45.000 den fazla hastaya uygulanmış. ABD de ’’ Open Biom’’ Adı verilen bir ’’ Poh Bankası’’ bile varmış. Türkiye’de de bir ’’ Poh Bankası ’’ kurulması için girişimlerde bulunulmuş ancak ABD Gıda ve İlaç İdaresi Haziran 2019’da bu yönteme dair uyarı yayınladığından olsa gerek bizde henüz bir poh bankası kurulmamış.
Ancak?
ABD Gıda ve İlaç İdaresi bu yöntemin oldukça riskli olduğunu ancak en son çare olarak uygulanabileceğini belirtmiş.
Şimdi biraz hayal ediyorum da...
Mesela şimdi benim pohum da böyle kıymetli bir poh olsaydı ve bir yakınım mesela benden borç para isteseydi. Ben de ona ’’ Az bekle, ben bir def-i hacet eyleyeyim, sonrasında paran hazır. ’’ Deseydim, nasıl bir cevap alırdım acaba?
O yakınım durumumu bilmiyorsa kesinlikle ağzımı burnumu dağıtırdı. Biliyorsa ’’ Agam sen tuvalete filan gitme zahmetine katlanma. Lazımlığını ben getireyim. Şöyle gözümün önünde keyifle bir s.ç. ’’ Derdi herhalde.
Ya da benden sonra tuvalete giren benim evlatlar şimdi ’’ Of baba yaaa, bu nasıl bir koku’’ Derlerken, öyle bir durumum olsaydı ’’ Oy ben o kokuya kurban olayım. Ne de güzel mis gibi kokarmış o. ’’ Demezler miydi?
Şimdi anladınız mı neden aga pohunun üstüne poh olmayacağını. Haydi gelin altmış bir öğrenciye burs sağlanmasına vesile olan Ali Aga’nın pohunun üstüne poh yapın da göreyim sizi...
YORUMLAR
Evet, daha neler öğreneceğiz,neler duyacağız,şu garip ademoglu daha neler yapacak,neler üretecek bakalim..önce zamanın akışını,yaşam hızını,ekolojik dengeyi,insan bunyesini,doğayı,hayvani,hormonlarimizi bozup,sonra anormallesen hayatlarimizin yeni yeni hastalıklarına çok orijinal çok marjinal çözümler üreten ehiller epey bir alay ediyor olmalı yaratılışla..korkarım yakında kuruyan topraktan ve sulardan elle tutulacak nebatat bulamayacak,yalnızca hastaliklarimizdan değil aç karinlarimizin gürültüsünden basvuracagiz bu kapsül?!lere..yalniz,bir an; bu sağlıklı ve ağır abimiz yaptığı ulvî vazifenin kaynağını pohundan saglamasaydi keşke diye içimden gecirmedim değil..madde/mana çelişkisi yani...neyse tabi karismak karistirmak yanlis duşer...
sami biberoğulları
Bahsi geçen abimiz kendi pohundan da olsa 61 öğrenciye burs sağlamış. En azından '' pohun ilaçtır'' Dendiği için pohunu gömen nankör kedi gibi davranmamış)))) O kadarı bile bayağı büyük bir şey..
Selam ve saygılar.
Hocam böyle pohtan bir mevzuyu gülelim öğrenelim tadında çok güzel açıklamışsınız.
Bir yaşıma daha girdim.
Baktığınızda halk bu konu üzerine bilgilendirilebilir ve vegan olup diğer şartları yerine getirenler tespit edilip bu klinik / laboratuvarlar / bankalara yönlendirilebilir. İnsanlar hem para kazanır hem toplum görevi yapmış olur.
Kimse de yastık altında poh biriktirmek durumunda kalmamış olur:)
Selam ve saygılarımla...
sami biberoğulları
Ama korkum Sperm Bankasını insanların para yatırdığı bir banka sanıp soymaya kalkanların Poh bankasını da böyle bir banka sanmalarıdır.)))))
Selam ve sevgiler.
;)) saygılarımla hocam
Pohun kıymetli olduğunu bilmeyen var mı ki
Ben çocukken daha henüz beş yaşında Rahmetli babamdan öğrendim pohun kıymetli olduğunu
diyeceksen ki nasıl? anlatayım o halde
Rahmetli babam eşekle köyümüzün hemen kuzeyinde yer alan dağlık ormanlık olan yerden kurumuş çalı çırpı toplar eşeğe yükler fırında ekmek pişirmeye yetecek kadar getirirdi
ve her ormana gittiğinde boz bir tilki peydah olduğunu ve kendisini izlediğini anlatması üzerine beni de götürmesini rica ettim
ve aynen dediği gibi Tilki yine hemen ağaçların arasından çıktı geldi
babam bana tuvaletimin olup olmadığını sordu
bende var ama nereye yapacağım diye söyleyince
Tilkiyi ürkütmeden git bir yere yap deyince
meraktan sordum neden diye
meğer pohu Tilki çok severmiş ve yermiş
zaten araziye ASLA kimyasal gübre atmaz
tamamen hayvan ve insan pohundan olan pohluhta biriken POHTAN
çok poh çekmişizdir kağnılarla
şimdi teknoloji ilerleyince pohun dahada kıymetleneceği belli idi
lakin anlamayan ve hala kimyasal gübre kullanan milyonlara kapak olsun bu yazınız hocam
tabi 1968 doğumlu olmanın faydaları;)))
nice saygılarımla
sami biberoğulları
Pohun kıymetli olduğunu biz eski topraklar biliyoruz. Şimdikiler daha yeni yeni anlamaya başladılar ama hâla aynı zamanda EYP yapımında da kullanılan kimyasal gübreyi kullanmaya devam ediyoruz.
Selam ve sevgiler.
Değişik bir konu yine. Toplumsal duyarlılık budur işte... Saçma sapan lay lay lom havadan sudan yazı yazanların Sami Hoca'dan çok ders alması lazım... Yoksa yaz yaz kopyala yapıştır her gün, iki üç tane siteye, konu derinliği nerede, yok öyle bir şey, laf olsun torba dolsun diye yazmak, ne insana ne de okuyana bir şey kazandırmaz... Yürekten kutluyorum Sami Hocamı...
sami biberoğulları
Öğretmen kökenli olup da sıkmadan ders anlatanlardandınız muhtemelen hocam.
Bilimsel bir yazı aynı zamanda güzel bir dille anlatılmış. Eğlenceli.
Kaleminize sağlık.
sami biberoğulları
Ben derslerimde de böyle olmaya gayret ettim hep. Sıkmadan, nefret ettirmeden, hatta mümkünse yüzlerde tebessümler oluşturarak anlatmak...
Çok çok teşekkürlerimle selam ve saygılar.