- 557 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Eylül ve Edebiyatı
Eylül geldi sonra. İnsanlar neden Eylül’ü sever? Duyguların ve düşüncelerin bu ayda ayrıntısıyla çıkarmış. Kimine göre hüznün, kimine göre vuslatın, kimine göre mutluluğun, kimine göre yalnızlığın ve kimine göre karmaşık duyguların var olduğunun ayıdır Eylül. Eylül’ü bekler insan ahşap bir evde güzel bir sabaha uyanması için. Çay ya da kahve ısmarla ve satırlarını al da gel Eylül’ü konuşalım. Eylül için ne konuşalım? Mesela ne hitap ediyor sana? Karmaşık duyguları sanırım. Bilmiyorum. Şairlerin ilham kaynağı olmuş bir aydır Eylül. Nereden bakarsan bak hep Eylül ile ilgili satırlar yazmışlar. Boşuna yazarların, şairlerin ilham kaynağı olmamış Eylül. Sen ne güzel bir ay’sın Eylül. Sonbahar aylarından ilkinin girmiş olmasının sevincini yaşıyorum içimde. Kendimi şarkılarda, edebiyatta buluyorum. Bir ömür nasıl geçer? Bilmiyorum. Hayat felsefem nasıl? Karmakarışık bir şey. Egoist miyim? Bilmiyorum. İnsanlar bana tuhaf tuhaf bakıyorlar. Bana öyle geliyor. Bu kız egoist der gibi. Tuhaf. Ben de az çok şeyler biliyorum, yazıyorum, çiziyorum ama bu benim egoist olmam anlamına gelmiyor. Egoistlik çok başka bir şey. Hep kendini öven, başkalarının başarılarını göremeyen tipler demek bence Egoist. Sizce? İnsanları sevmiyorum, ben kedileri seviyorum. Böyle karışık, böyle güzel Eylül. Her zamanın çabucak geçtiği gibi mevsimler de çabucak geçer. Ömrümüzün son bulduğu gibi mevsimlerin de ömürleri var. Anlayamıyoruz ömrümüzün nasıl geçtiğini. Çok iyi Eylül edebiyatı yapamam ama Eylül deyince aklıma mısralar gelir. Yağmur, toprak kokusu, yaprakların dökülmesi aklıma gelir. Bir mevsim daha geçiyor ömrümüzden. İçimde hep bir hoşça kal ülkesi. Güzel günler çabuk geçiyor. Bir de sonbahar... İnce ince yağan yağmurların suratıma çarpması kadar güzel ömrüm. Toprak kokusu misâlî. Hava kapalı, gök gürlüyor. Hoş geldin yağmurla buluşan toprak kokusu. Rüzgârın saçlarımı savurduğu vakit. Hoş geldin. İstanbul boğazında bir vakit geçirmenin, İstanbul’un uçsuz bucaksız sokaklarında deli dîvâne gibi dolaşmanın vakti gelmesidir. Sonbaharın gelmesi duygularıma basılıyordu, canlı ve doğal bir hâlet-i rûhiye içinde. İstanbul’un sokaklarında deryâdil ve bolâhenk meftûnları, insanları görmenin ayrı bir heyecanı vardı.
Kalabalığın içinde yalnızlık da olsun. Sokakları da sayıklarım. Göğe de bakarım. Gri bulutların gökyüzüne nasıl güzel durduğuna da bakarım. Kedileri de severim. Sahaf sahaf da dolaşırım. Kahvemi de içerim. Farsça şarkılar da dinlerim. Türkü de dinlerim. Çok derin bir anlamı vardı Sonbaharın ve Eylül vaktinin. Eylül; bulutlarıyla, huzuruyla, şiirleriyle güzel. Eylül’ün kıymetini bilin. İyi gün de olsa kötü gün de olsa Eylül’ün kıymetini bilin.
Sevgilerimle...