- 390 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
EMEĞİMİN BEDELİ AZİZ KIDEM TAZMİNATI
Kıdem tazminatı, yıllardır gerek işçiler, gerek işverenler, gerekse medya tarafından çokça sorgulandı ama her nedense çözüme kavuşturulamadı. Bütün paydaşlar tarafından tartışılan ancak her nedense işçi kesiminin temsilcisi olduğunu iddia eden sendikalar, işçilerin hakkı olan kıdem tazminatının çözümünden çok çözümsüzlüğü konusunda direnç gösterdiler. Doğal olarak kıdem tazminatı sorunun taraflarından biri olan icra makamları, çözümleyici adım atmakta eli kolu bağlı kalıyor. Kıdem tazminatı nedir? Bu kavramın anlamı açıklandıktan sonra sorunun çözüm yollarına değinmenin daha uygun olacağını düşünüyorum.
Kıdem tazminatı: Bir çalışanın bir iş yerinde belli bir süre çalıştıktan sonra işine son verilmesi ya da emekliliğini hak ettiği için işinden ayrılmak istemesi hallerinde; işverenin, çalışana, çalıştığı süreye göre, topluca ödediği para miktarını ifade etmektedir.
Bu tanımı okuyanlar şunu diyebilir, e daha ne var, çalışanların hakkı ödeniyormuş, nereden çıktı bu kıdem tazminatı sorunu? ‘Kazın ayağı o kadar da kolay değil.’ Çalışanlar, sorunsuz bir şekilde kıdem tazminatını alacak olsa, kıdem tazminatı sorunu diye bir sorun olmaz, onun çözüm yollarını burada yazmaya da gerek kalmaz.
Çalışanlar, bir iş yerinde bir yıldan uzun süre çalıştıklarında kıdem tazminatı almaya hak kazanıyor ancak bu hak kağıt üzerinde ya da vicdanlarda kalmaya hep mahkum. Bu sorun çözülebilir mi? Çözüm yolları var mı? Diye soruların geldiğini duyar gibiyim, evet bu sorunun çözüm yolları var.
Malum 1 Ocak 2017 tarihinden sonra bireysel emeklilik sistemine otomatik katılım sağlanmaya başlandı. Otomatik katılım ile çalışanların maaşından aylık 100 TL kesiliyor bunun yanında çalışanların hesabına aylık %25 devlet katkı sağlıyor hem de bir kereye mahsus olmak üzere yine devlet 1000 TL katkı veriyor. Bütün bunlar bir sistem bütünlüğü içinde ele alınabilirse kıdem tazminatı sorunun çözülebileceğini, hem de çalışanların maaşlarından her hangi bir kesintinin yapılmasına gerek kalmaksızın çözülebileceğini düşünüyorum. Yine açıklayacağım sistemle işverenlerin de toplu tazminat ödemesi yapmaktan kurtulacağını, ödeme sıkıntısı çekmeyebileceklerini değerlendiriyorum.
Kıdem tazminatının tanımından yola çıkılarak sorunun çözüm yolunu bulmak mümkün görünüyor. Çalışanın bir yıllık Kıdem Tazminatı, çalışanın bir aylık bürüt maaşına tekabül etmekte. İşveren bu tazminatı çalışanına ama iyi niyetle ama kötü niyetle olsun en sonun da ödemek zorunda ancak işveren çalışma sözleşmesinin fesh edilmesiyle ilgili işçi aleyhine olan maddelerini kullanarak bu tazminatı ödemekten kurtulabiliyor o zaman da çalışan mağdur oluyor. Çalışanların mağduriyetlerinin önlenebilmesi için bir yıllık kıdem tazminatı 12’ye bölünerek, her ay işveren tarafından Kıdem Tazminatı Fonuna yatırılabilir. Devlet bu fona bireysel emekliliğe verdiği 1000 TL’ lik katkıyı verebilir, yine devlet her ay % 25 bu fona katkı sağlayarak kıdem tazminatının cazibesini artırabilir. Bu uygulamayla çalışanların hepsi kıdem tazminatlarını kayıpsız alabilir. Bu sistem ile çalışandan her hangi bir ilave kesinti yapılmasına gerek kalmayabileceği gibi bireysel emeklilik fonuna da gerek kalmayacaktır. Kıdem Tazminatı Fonu, Bireysel Emeklilik Fonu gibi yapılandırılarak, sistemde uzun süre kalanlara cazip teklifler sunulabilir, erken çıkanlardan da devlet katkısı kaldırılabilir.
Yıllardır belli bir süre çalıştıktan sonra işine son verilen ya da emeklilik dolayısıyla işinden ayrılmak durumunda bulunan işçiye, çalıştığı süreye göre, işyerince topluca ödenen paranın ödenmemesi için çok dek duba döndürülmekte, çalışan ile işveren arasında kanlı bıçaklı davalar olmakta. Bu sorunun çözümü için paydaşlar, kıdem tazminatı sorununu birinci öncelikleri arasa almalı, gerekirse bu konu ile ilgili çalıştaylar yapılmalı, belki o zaman emeğin bedeli aziz kıdem tazminatı kurtulur, emeğin kutsallığı daha bir anlamlı olur.
Özer YILMAZ
YORUMLAR
Değerli yazarım;
Fon deyince işsizlik fonu aklıma geldi. Hiç araştırdınız mı orada biriken paralar işsiz kalanlar için mi kullanılıyor, yoksa başka alanlarda mı? Mesela TYP proğramı diye bir sistem çıktı çıkalı insanlar 1 yıl bile çalışamıyor, yılda 6 ay çalışıp bir yıl yaşamaya çalışıyorlar. Keşke her şey kağıt üzerinde olduğu gibi olsa. Çözüm bu kadar kolay olsa. Keşke, keşke. Çıkan kanunları gerek hükümetler gerek se işverenler işçinin aleyhine kullanırsa, insanlara şu kadar insan deyip sayı olarak bakılırsa, bir de söylediğiniz gibi sendikalar çalışanı satarsa bu sorunlar daha çooook uzayıp gider. İş Mahkemelerine de çooook iş çıkar.
Saygılarımla....
Özer YILMAZ1
Fatma Oral
Neyse bu konu çok uzar.
Saygılarımla