- 507 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
kuru bir yaprak...
sokağın hemen yanında ceviz ağacının gölgeleri vuruyordu pencereme birde sincabın gülen gözleri karşılıyordu beni, zamanla gün geldi son bahar yaprakları düşürmeye başladı , bir gün yağmur yağdı kanaldan doğru karanlık bir çukura düştü yağmur hızlandığı zamanlar baya bir kilometre yaptı yanında plastik artıları dallar şişler kağıtlar ara ara duraksadı bazende takıldı betondan olan borunun içinde ama vazgeçmedi az kaldı denize dökülmeye sonra yüksek bir yerden düştü taşlarının arasından süzülür iken su gibi kendini rahat görmedi kalmak istemiyordu oysa ki alışıktı yüksekte durmaya ve rüzgarın onunla dans etmesine .
sonra canın sıkıldı yağmurun bir el attı yerinden kımıldadı denize ilk düştüğü an dalgalardan tokat yedi sonra martı seslerini gördü kayıklar ve deniz anaları ile küçük yavru balıklar ile yüzmeye başladı akıntı yere ye giderse oda aynı yere zaman yavaş yavaş eridi akşam oldu karanlık biraz korkutmuştu alışık değildi kocaman bir yer gibi gelmişti aslında ağacın dallarında daha mutlu idi çünkü sağlamdı yeri.
sonra dalyanların kalıntılarına oradan da iskele bacaklarına sürtündü bir kaç demiler vurdu ama düşmedi derinliklere hafif bir yaprak olduğu için yüzü yordu tuhaf kendi bile inanmadı sonra tuzlu su biraz dokundu alışık olmadığı için devam etmeyi düşündü ışıklar yeni yanmıştı ki yorgun bedeni dinlenmek istedi ama kaçamıyordu dalgalardan ,sonra etrafına bakındı eski binalar gördü dört köşe beyaz kapılar yerde duruyordu ,parklar gördü gök yüzünde ise hafif puslu yıldızları gördü sevindi ağacın dalında her gece onları izliyordu çünkü sonra bir balık altından geçti korktu irkildi bir ipe çarptı üzüldü ama pes etmedi dalgalar ile yağmur azaldı deniz dümdüz oldu sevindi daha rahat görüyordu önünü sonra kıyı görüldü biraz daha sevindi ama ardında ne plastik artıları ne dallar ne şişler nede kağıtlar kalmıştı biraz duraksadı yalnız kalmıştı ama aklı kıyıda idi orada bulurdu ona eşlik edecek dostlar ve en sonunda kıyıya çıktı ve bir kayının ardına gizlendi üşümüş ve yorgundu
o gece orada uyukladı sabaha doğru gemi sesleri ile uyandı irkildi kendine geldi karnı aç olsa bile güneşin ışıkları onu kurutmuş güç vermişti sanki , rüzgar biraz kımıldattı yola doğru sürüklendi oradan bahçe korkuluklarından bir ağacın altında doğru düştü orada bir koku dikkatini çekti ve cıvıl cıvıl sesler geliyordu bir kumru yuvası vardı tam görmedi ama hatırlamıştı eski ağacın orada sonra bir güvercin geldi gagaladı gitti canı yanmıştı sonra bir insan geldi elinde süpürge ile onu bir den kavradı plastik küreği ile sonra çöp kovasında düştü , geceye kadar orada kaldı yağmur yoktu o gün güzeldi ama canı sıkılmıştı sıkıştığı yerde kaçmak istedi rüzgar yoktu ,,,
sonra bir şey kovayı salladı yere üştü çöpler ile bir ateş gördü korktuğu tek şey olabilirdi sonra tutuştu rüzgar yine yoktu nede yağmur artık hiçliği doğru gittiğini anladı , bir kaç dakika sonra kül oldu rüzgar geldi ona kızdı nerede idin sonra yağmur yağdı neden yoktun dedi , ve yerlere saçılan yaprak toprağın can arkadaşı oldu...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.