- 357 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DAMLA DAMLA DÜŞSEM...
Acı düşüyor yine her bir katreme. Bulutlardan tarifsiz bir hüzün sızıyor gizlice. Sussam da kalp hükmediyor yine. Bakıyorum o boş, çığlık çığlığa sokaklara, ne bir ses var ne de sesimi duyan sonbaharın ortasında.
Akıl mantığa sığmıyor, mantık kalbin kabında durmuyor. Zaman akıp gidiyor. Aklımı başıma ne vakit getiririm bilmiyorum .Sus diyorum gönlüm yarınlara inanarak sus, bırak cana kastettiğin yeter, halin itten beter diyorum. Bekliyorum. Son güz yaprağı da dökülene kadar bekleyeceğim biliyorum. Yavaş yavaş ayak seslerini duyuyorum. Belki de adım adım sona yaklaşıyorum. Öyle bir hava ki katrandan kara, zifiri bulutlar sarmış dört bir yanı , ne görebiliyorum ne de çıkabiliyorum yolu.
İnsanlar gülüyor, mutlu görünüyorlar ama görünüyorlar belki de... Yani içlerini gizlemek istiyorlar serde. Sonsuzluk nerede diye düşünüyorum. Ya da sonsuz olan bir şey var mı? Bize sonsuzluğu düşündüren ne? Kafam yine sorularla dolu ve yanıtlarını bulmak mesafeli ... Zor dönemeçli yollar, herkesin yolu başka, çıkışlar bir bulmacanın ortasında saklanmış. Kör bir kuyu, ilerde zincirlerden bir gece, yanmakta olan bir ağaç körebe oynamakta gizlice...
Yoksaydığım tüm hayat, yolları bambaşka, tepeden tırnağa dar sokaklardan geçen bir saat, yolculuk nereye, nerde durmalıyım ey hayat... SESLENİŞİM BOŞA BELKİ DE YORMA KENDİNİ DİYORUM SUS GÖNÜL SUS DA GÖZLERİNLE ANLAT...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.