- 600 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MANA'DAN MADDE'YE / 2
Siyah ve beyazdı aslında yaşananlar geçmişte maddenin öne çıkmadığı bir hayat tarzından bu güne şimdi her rengin çokça bulunduğu bir hayatı yaşarken manada aynı hızla yok denecek kadar azaldığını gözlemlemek o kadar zor değil artık.
Bir profil çizecek olursak öne çıkardığımız ya da çıkaracağımız karakteri iyi analiz etmemiz gerekmektedir ve bilinmelidir ki her bir kişi bu tanımlamada olumlu veya olumsuz olarak bir şeyler bulabilirler onun içindir ki her kişi değer yargısını objektif olarak alıp analiz etmelidir.
Yaşamış olduğumuz toplumun farklı etnik yapıları, farklı inançları bulunmakla beraber geneli itibarıyla ataerkil aile ve toplum yapısından gelmekteyiz. Bununla beraber gelenek, örf ve ananeleri bünyesinde barındıran, siyah ve beyaz bakış açısına sahip olunduğu dönemlerde insanların candan ve samimi olduklarına o dönemi bilenler yada dinleyenler iyi bilirler.
Aile büyüklerine bakış açısı neyse akraba ve komşu büyüklerine de yapılanlar aynıydı. Öğretmen, anne ve baba gibiydi yani her haliyle kocaman bir aileydik bir zamanlar.. Hepimizin arkadaşlıkları, dostlukları rekabetin bile paylaşılarak yaşandığı maddenin hiç öne çıkmadığı birlikte gülüp birlikte üzüldüğümüz sevinçleri birdi. Sofralarımız fakirdi belki ama zengindi gönüllerimiz hesaplar hep insanı incitmemek üzereydi. Bu kadar güzellikler içinde tatsızlıklarda olurdu elbet münferit şeyler o da tuzu biberiydi.. Artık günümüz koşullarında bu tip davranışlara fazla rastlamak pek mümkün değil gibi yani geçmişle bugün arasındaki değişim, hayatın fazla renklere sahip olması, geleneklerin örf ve ananelerin her haliyle yozlaşması ve bunların da gelişim adı altında insanlara aktarılma bir kısmının özgürlük bir kısmının demokrasi diye anlatılması sadece söylemden ibaret olan içi boş şeylerdi. Özü itibarıyla tabi ki çok güzel ama sadece söylemden ibaret bir slogan hepsi çünkü bu söylemlerde bulunanların bir çoğu kendi içindeki söylemleriyle çelişen davranışlar sergilerken bunlardan bahsedilmesinden pek haz etmezler. Gelinen noktada teknoloji çağının nimetlerinden faydalar sağlamak yerine onların zararlı yanlarının üstüne basa basa anlatırlar... bir diğerleri faydalarını zararlarını umursamadan sonuçlarını düşünmeden müdahil olmazlar bunun yanında bu oluşumlar yaşanırken sorumsuzca davranılarak daha bir çok erozyona uğrama sebeplerinin hiç gündeme getirilmemesi daha acınası bir durumdur paranın ve gücün itibar gördüğü bir toplumun gelişime açık olması çağa ayak uydurmasından nasıl söz edilebilir ki. Her şeyin maddeye bağlı olduğu bir hayatı yaşamak akıl alır cinsten değil.
oysa insan insani değerler noktasından bakıldığında aracın sahip üzerinde bir etkisi bulunmamalıdır. Paranın insanı kullandığı artık aşikar kendi kazandığına hükmedemeyenler kazandıklarının hükmü altına girerler. Bu da beklenen sonu hazırlar renkli hayat gibi yokluğun olduğu dönemlerden her şeyin olduğu dönemlere gelirken gelişimi kucaklamaktan uzak geçmişe tamamen sünger çekmek ne kazandırır ne kaybettirir gözlerden kaçan gerçek budur. bütün bunların yaşanabilir hale gelebilmesi için toplumun her katmanına indirilmesi ve anlatılması gerekir bölüp parçalamadan ayırmadan ayrı tutmadan insani değerleri öne alarak yapılmalıdır.
Siyah ve beyazın yaşandığı dönemden tüm renklerin yaşandığı döneme gelinmiş olması insani boyutuyla bakıldığında çok az olan imkanlardan çoğalan imkanları
kucaklaması ve bir bütünlüğün kaynaşmasının sağlanmasıdır.
madde hiç bir zaman mananın önünde olmamalıdır. İnsana insan olduğu için değer vermek gerekir.
Özümüze dönmek gerçeklerle yüzleşmek bilgi insanı ve bilgi toplumu olmamız için çıkarlardan uzak kucaklayıcı sevgiye saygıya dayalı yaşamların olması bu anlamda özlemlerin tekrarlanır olması öze dönüş gibidir. Kazandığına hükmedemezsen kazandığın sana hüküm eder aradaki farkı idrak edenler bilirler ki madde mananın önünde olmamalıdır.
Mehmet DEMİR
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.