- 875 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
MİRCAN 1
MİRCAN
- Hatırlıyor musun?
- Neyi?
- Gezi Parkı protestolarını
- Ankara’da Kuğulu Park, İzmir’de Gündoğdu Meydanı ve Konak, Mersin’de Özgür Çocuk Parkı’nda, Tunceli’de Sanat Sokağı’nda, İzmit’te Cumhuriyet Parkı’nda, Konya’da Atatürk Anıt Alanı’nda, Manisa’da Manolya Meydanı’nda, Marmaris ve Adana’nın Atatürk Parkı’nda.Unutur muyum. Türkiye’nin her yerinde.
- Taksim’de beş ağacı yerinden söktüler diye elli kişi parkta çadır kurarak sabaha kadar nöbet tutmuşlardı. Ne diyorlardı size? Çapulcu mu?
- Ne saçmalıyorsun? Cevap vermemi mi bekliyorsun?
- Güven Park’ta toplanmıştınız. Polis gaz ve tazyikli su ile müdahale etmişti. O zaman elini sakatlamıştın sanırım?
- Çatışma gece boyunca devam etmişti. Polisten kaçarken yere düşüp parmağımı, neyse ya.
- Hıncahınç dolu kafeteryada saklanmıştınız, tanışıklığınız olmayan onca insan.
- Unutur muyum! Nefesleri, ter kokuları ve korkuları ortamı nasıl da gerginleştirmişti. Bir saat karanlıkta çaresizce beklemiştik.
- Dışarıda polisleri ikna etmeye çalışanlar vardı. İçlerinden biri de neydi adı? Hatırlayamıyorum.
- Zaim
- İçeri girip “ Arkadaşlar polislerle konuşup ikna ettik.Gözaltı olmadan herkes evine gidebilecek” çatlak sesler, homurdanmalar çıksa da beraber kafeteryadan çıkmıştınız. Yolda koşar adımlarla yürüdüğünüz sırada Zaim’e parmağını göstermiştin. Parmağının eğik olduğunu görünce seni hastaneye götürmüştü. Hatırladın mı?
- Sorup durma! Hatırlıyor musun? Hatırlıyor musun? Hatırlıyorum ama hastaneye değil.
- Nasıl yani! Nereye götürdü?
- Mircan’ın evine.
Dikimevi’nde bodrum katında oturuyordu. Aman Allah’ım kapıyı açtığında ağır küf kokusu anında genzimi yakmıştı.Kızıla boyalı cansız uzun saçları beline kadar iniyordu. Çukurlaşmış gözleri masmaviydi. Soluk benzi, burnundaki hızması, ince uzun boynu, zarif elleri, incecik beli, üzerindeki Macar desenli sabahlığı ve ayağındaki tüylü terliği doğrusu etkilenmiştim.
Zaim elini öpüp “Rahatsız ettik gecenin bu saatinde özür dilerim Mircan.” dediğinde tebessümle azarlayarak “Sizi gidi yaramaz gençler, ortalığı karıştırmışsınız bir de size çapulcu diyorlar. ” hafif sendeleyerek “kapıda beklemeyin öyle! içeri girin, girin de müzakeremizi yaparız.” Portmantoyu işaret ederek “Lütfen terlik alın zira üşütmenizi istemem.” dedi ve Zaim’e göz kırptı. Zaim kahkaha atarak “ Mircan hiç değişmiyorsunuz. Her zamanki gibi çok güzelsiniz.”Hafif bir flörtleşmenin ardından içeri girdik. Ayakkabılarımı çıkarıp halıya bastığımda nemi iliklerime kadar hissetmiştim. Terliklerimizi giyinip dar koridordan geçip salona geldiğimizde lavantanın kokusu küf kokusunu bastırmak için adeta savaşıyordu. Yeşil bordo avangart koltuklar, altın varak dresuar ve Osmanlı motifli aynası, o kadar uyumluydu kİ! Duvardaki dansöz kadın tabloları her şey ama her şey de uyum vardı.Bu uyum beni rahatsız etmişti.
Devam edecek.
Sakine Gençyılmaz