Vaziyet
2000’den sonra taklit etme edebiyatı artık sona eriyor. Şimdi taklit ötesi edebiyat başladı. Dil, kültür ve benlik tamamen uydurma öğelerden hasıl oldu. Elindeki son ar çiçeğini yere düşüren bambaşka bir dünyanın esiri oldu. Öz olmanın sadece antika eşyalara ait bir değer olduğu atasının mirasçısı tarafından artık reddediliyor. Şimdilerde yabancı ne varsa ata mirası olmaya başladı. Algı Dna’sı bozulduğundan beri böyle olacağı belliydi zaten. Her gelen nesil kendi yaşam penceresini ve eski yaşam kültürünü kuruyor korumaya çalışıyor . Çok tehlikeli bir durum. Ata mirasi nedir ? diye sorduğunuzda kendi atasının kurduğu yapay teknolojik icatları söyleyecek kadar düşecek bir nesil geliyor. Kendinden olmayanı kendi gibi görmenin bedeli kültürüne yansıyor. Artık kültürü yıkmaya çalışmıyor yeni düzen. Çünkü yeni diye bir düzen de kalmadı. Karmaşık ve bir o kadar çiğnenmiş değerler arasında gidip gelen insanoğlu bir çift sözü dahi miras bırakamayacak hale geliyor. Milletlerin hafızaları böyle çürür. Hafızası güçlü olanın yaşayacağı yüzyıllar yakın. Lakin bizim soracak dedemiz, dokunacağımız evimiz barkımız olmayacağı için ve de konuşacak dilimiz başka kültürlerin taklidi ile yoğurulacağından alt kültür veya geçiş toplumu olabiliriz. Daha garip olan ise bunca asırlık birikime kör vaziyet ile üç kuruş üretmeyi övünç meselesi saymamız. Adab ı muaşeretten evvel ana olmanın erdemine erişememiş nice anneler olması ve elimizde odamızda ekran denilen girdabın varlığı süreci hızlandırıyor. Düşünün 5 yıl öncesine kadar weeding sözcüğünü kimse bilemez iken şimdi iğdiş fotoğraf karelerinde serpaser yoz kafalar modernim diye haykırıyor. Ana doğum yapacak diye eskiden adet ve göreneklere göre hareket ederken şimdi fotoğraf karesinden utanmaz arlanmaz kareler ile tanımadığımız kişilere mahremi paylaşıyoruz. Üretmeden tüketmeyi alışkanlık haline getirdiğimiz gibi doğacak nesillerin özgür yaşamlarını biz çiziyor fakat din, gelenek ve edep olunca onun özgürlüğüne bırakıyoruz. Çocuğum doktor olacak diyen ana, dinini öğretmek için bir adım atmıyor ve inancı onun özgürlüğüdür diyor. Doktor olması sırf mahalle ve aile statüsüne eklenecek bir yıldız iken inanç meselesi çocuğa bırakılıyor. Paradan başka lafz bulamayan babalar sadece suç odaklı çalışan atak refleskleri ile doğacak çocuklarının algısını çekemeyecek! Çözüm artık kolay değil. Çoğul yapılanma ile manevi iskelet kurulmuyor. Çağın erozyonu bireysel mücadele ile tek tek tüm bireyleri yık ve taklit et refleksine alıştirdigi için genel geçer sözler eski edebiyat gibi tevatür kalıyor. Bireysel çözülmenin yolu bireysel toparlanmadır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.