- 322 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Düşününce...
Dini dışlamak bir yanılgı olur onu kültürel olarak dünyavi yaşamın içinde görmenin gerçekçiligini bilmek durumundayız.
Büyük güç (tanrı ) biz onu kabullendigimiz için degil var oldugu için tanrıdır.
Yaşam sadece kurallar yolculugudur. Görülüyorki din bu yolculugun kenar duvarlarıdır.Her şey ölümle anlaşılacak
Belki tanrının ilahi kitabını bu süreçle ilişkilendirmeliyiz. Geçmişi bilmek onu degişmez kabul etmek muhafızlıgından .ilahi emri zamanın kavramları ile algılamanın yollarına taşımak..
Sosyalistlerin en büyük yanılgısı ortakçı ve paylaşımcı yanlarına dini almayışları olmuştur denilebilir. Dini çagdaş ortak degere taşıyabilmeyi başarınca onun kamusal baskınlıgınıda dizginlemiş olabilirdik. Dini red etmek onu _uyuşturucu ,miskinleştirici _ görmek toplumsal huzura pek katkı saglamıyor. Din seküler yaşama katkı verebilir. Onun büyük katkısı yaşamı tanımlamada ortaya çıkabilir.ne yazıktırki günümüzde din sadece kanat ettiren tabi olmayı öne çıkartan geçmiş çagların olgularını dikta eden tanrının dininden farklı bir buruyganlıga itilmiştir. Günümüz geleneksel din algısı .bilim ve gerçeklikle barışık olamamaktadır .bu saglıklı bir yöneliş degildir.
Dini görmezden gelmek bir toplum gözlemcisi için büyük bir yanılgı olur.
Dini anlamak çagsal degerlerle yönergemek düşünen her birey için önemli bir kazanım olarak görülmelidir.
Ahlaksız bir toplumun mekanizmasında yanılgı erkegin duruşu ile başlıyor, ne yazıkki süreçte kadın baskılanıyor. Zıtsal yansıma burada acımasız bir yönelişi topluma dikta ediyor. Anlaşılamıyansa kadını lekeleyen kavramların suni ilkelligininse erkek egemen kaynaklı oldugunu görme cesaretinin yoksunlugu. Erkeklerinin düzgün oldugu (dogal ) bir toplumda kadınların soysuzlugu söz konusu olamıyor. İlkellik dürtülerinin kıskacında gelgitleri yaşıyan erkek egemen toplumların içsel sakıncasının yansıması oluyor.toplum kadın erkek birlikteliginde dogal ve sevisel olabildigi ölçüde ahlaksaldır zorlama baskınlıklar içsel karmaşayı ruhlarda beslemekten öte bir sonuç getirmiyor denilebilir.
Toplumsal içerikte göremedigimiz sevgi paylaşım ve ortak düşünce arayışı oluyor. Tanrının mekanında tanrıya inat yaşamayı becerebiliyoruz.bu saglıklı bir sonucu getirmekten ırak oluyor.
‘Hep birlikte Allahın ipine sımsıkı yapışın ‘ kuran ayetinde emir buruyulan görüş ortak aklı huzuru paylaşımı ve kuralı bize hatırlatır (ortak payda –anayasa ) olması gereken şey tanrı nın istedigi olmalıdır o da eşitlik huzur paylaşım ve sınırlar. herkezin her şeyi yapmak istedigi bir toplumda şüphesiz kaos kaçınılmaz olacaktır. Burada degerlendirlmesi gereken kuralların gerçekçi verilerle biçimlendirilmesi geregidir. Din ortak akıl ve bilimin destekçisi olabilir buda dini çagla biçimlendirmekle mümkünlülük oluşturur.
‘Rabbin için namaz kıl kurban kes ‘ ihtimaldirki kurban kesmek tanrıya yakınlaşmak (!) sürekli kan akıtmak olarak algılanmamalıdır. Özel durumlar müstesna ömürde bir yada birkaç kez kurban kesmek yeterli bir sonuç olabilir. Milyarlarca insanın aynı zaman diliminde milyarlarca kan akıttgını varsayacak olursak ilahi emri yanlış degerlendirdigimiz sonucuna rahatlıkla ulaşabiliriz. İkibinondokuz yılının kurban bayramında düşündüklerim bundan öte bir şey olmadı !
Tüm insanların eşit hakları oldugunu bilen bir dini göremiyorsak bu var olan dinlerin bir eksigi degildir mantık ve gerçekligin uzaklaştırılmasının bir sonucudur denilebilir.tüm dinlerin ortak noktası huzura ulaştırmak oldugunu göre huzuru dünyavi gerçeklikte var etmenin yollarını bulmak zorundayız.bu bir tohumsa bu tohumun yeşerdigi toprak özgürlükçü düşüncedir denilebilir.
Kendince kavgası olur herkezin herkes yüregindeki kor kadar yanar ölüm bir zorunluluksa eger kal demenin bir anlamı olmuyor bırakıp tüm hayellerini umudun koşuyorsunuz meçhuliyetine ötenin.
Ah görüyorum bir yanılgı çemberinde inanç, günümüz inançkarlarının en büyük yanılgısı biçim selden öteye gidemiyorlar.!
Yüzeysel yansımalar boş afaki davranışlar cehalette dibe vurmak kolay olmazsa gerek.
Hukuk kurallar bütünü olduguna göre kaynaklarından en önemli katkısalı hiç şüphesiz dinler olmaktadır .din asıl olarak eşitcil ve hak adalet terazini olgunlaştıran bir veriler bütüncesidir.
Meteryalist görüşün dini toplum için uyuşturucu miskinleştirici sürüleştirici olarak gördügü vaku olmakla birlikte bu düşünce derinsel olarak anlamsızdır. din inanç bireyin özelinde oldugu müdetçe dinin toplumu sürüleştirdigi savı geçerliligini yitirir. Dinin özü aslında akıl ve mantık içselliginde olgunlaşır.
İnsanlık tarihi göstermiştirki dini toplum tüzel yapısına ana refarans olarak almak özellikle geleneksel din anlayışında yüksek bir sakınca taşır. Bilim ve aklın etken oldugu din yansıması toplum için kazanımsal olabilmektedir.
Bu süreç laisizim gerçekçilik kavramıyla dini çagla bütünlemekle ilerliyebilir diye yorumlanabilir. Çagın gerisinden gelen bilgi dagarcıkları mantık süzgeci ve kutsiyetle(ilahi kaynak )yorumlanma şansını bulmalıdır.
Her şeye yagmen yaşamak güzel bir şey ölüm şimdilik ırakta beklesin.beklesinde beklemiyor gözü kör ola sıca. Geliveriyor ansızın öldü diyorlar ne demekse bu !
Yaşarken en büyük mahkumiyetimiz kendi içselimizde olamamak oluyor.hep başkaları hep birileri Yaşamı çalıyor bunun başka izahı yok.
Cennet özgürlügün oldugu havada açar çiçeklerini,cennete ulaşmaya çalışmak için yaşamı cennetleştirmeye çalışmalıyız.ölüm sonrası esirgeyen ve bagışlıyan tanrı bizi korur. Cennetiyle muştalar. Yaşamdaysa -irade- yi kullanmanın yollarını bulmalıyız.akıl mantık ve paylaşıma açık olmalıyız.
Açık olmayı bilmek lazım gelen rüzgarlara karşı koymayı köklerini tanımayı ötelerden oksijen almayı taraf olacaksak mantık ve bilim tarafımız olmalı kısa ömrü birilerine boyun egmekle geçirmemeliyiz.
‘Aşk daima yaralı yüreklere sıgınıyorsa ‘ yaralanmaktan korkmamalıyız.
Büyük ihtimal seninle hiç görüşmeyecek bedenlerimiz. Türküler dinlemeyecek odanın duvarları. Giri boyalı duvarların içinde akedemisyenler hiç olduklarını anlamayacak uzunca bir zamanda,tanrı gögyüzünü niçin mavi lemiş toprak niçin kahverengi ben seni niçin özlüyorum. hiç anlaşılmayacak
Saçları dasgınık kadınlar özgür kadınlar degillerdir sadece özgürleştiklerini sanırlar,yanaklarındaki kıl tutamlarını sakal diye uzatan erkekler gibi anlamsızdırlar benim için .
Sokaklara dökülmüş kirli göz yaşları olurya kökleri yalnız odaların kızıl acılarında gizli öylesi çölleşmeleri vardır umudun alır sizi boşluga bırakır.
İnsanlar eşit dogar derlerya inanmayalım biz kimsenin eşit dogdugu yok çünkü tanrının verdigi akıl hiç birimizin yaşamında kendine yer bulmamış. Beklişyoruz birileri gelsin bizleri bu aymaz yaşamdan çekiversin. Kurtuluş kendimizde bilnicimizde anlamıyoruz sahte yavan sofralarda ekmek aramanın yanılgısı yokmu kimlere çanak yalatmıyorki kimleri karealara çalmıyorki yalan.
Bana o şehri anlatma bırak hayal edebileyim .esmer bakışlı kadınlarına sözcükler dizeyim ard arda. Mevsim işçilerinin garip kaldıgı bir devir.beni anlat hikayelerinde memleketim.
Benim hikayemi dinleme sen üzülürsün yakınmaların artar gözlerin hüzünlenir.kimsesizleşirsin.bilirim soyunup dökünen yalanlar arsız olur. Kiminle sevişr bilmez sözcükleri aşkın.kadınmı ırak çok ıraklarda bir köyde yaralı bir kuştur .
Dikenlerin acısını yaşamaktan öte bir şeyler yapamadık.Yaşam dedikleri hikayede.serdal şahiner
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.